Bazı galeriler yeni Sorento diye eskisini modifiye edip satıyor
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Volkswagen Magazin’ dergisi her sayısında otomotiv gazetecileri ile yaptığı sohbetlere yer veriyor. Son sayılarında ise ben varım.
Derginin editörleri benimle yaptıkları röportajın başlığına ’Her otomobilin bir hikayesi var’ cümlemi çekmişler. Evet gerçektende her otomobilin ve her markanın bir hikayesi var. Bizim görevimiz ise bu hikayeleri bulup okuyucularımıza iletmek.
Böyle bir girişten sonra bu haftaki hikayemize geçmekte fayda var. Bugün otomotiv sektörüne baktığımız zaman belli markaların özellikle 2001 yılından sonra Türkiye’de pazarın büyümesine bağlı olarak doğru strateji ve ürünlerle önemli başarılar kazandığını görüyoruz. Kuşkusuz bu markalardan biri de Kia. 2001 yılından bu yana satışlarda önemli bir yükseliş grafiği çizerek toplam otomotiv pazarında yüzde 0.5 olan payını 2006 yılında yüzde 3’lerin üzerine taşıyan Kia’nın, başarısındaki en büyük pay sahibi ise 4X4 modeli Sorento.
Doğru zaman ve uygun fiyatla Türkiye’de pazara giren Sorento, hem Kia’nın imajını hem de yöneticilerinin yıldızını parlattı. Bildiğiniz gibi Kia’nın Marka Direktörü geçtiğimiz yıl başka bir firmaya Genel Müdür olarak transfer oldu. Ancak Kia’nın başarısındaki en büyük pay sahibi ise Çelik Motor’un 1998 yılından bu yana Genel Müdürü olan Alp Evcimen. Çok fazla ön plana çıkmayı sevmeyen Evcimen ile geçtiğimiz hafta biraraya geldik.
35 YAŞINDA GENEL MÜDÜR OLDU
35 yaşında Kia ve Lada’yı bünyesinde bulunduran Çelik Motor’un Genel Müdürlüğü’ne getirilen Alp Evcimen, bugün sektörün genç ve başarılı yöneticilerinden biri. Evcimen, şirkette yaş ortalamasının çok düşük olduğunu, şu an için en yaşlı kişinin kendisi olduğunun da altını çiziyor. Başarısında en büyük payın, Anadolu Grubu’nun kendilerine duyduğu güven olduğunu kaydeden Evcimen, "Bir şeye karar verdiğimiz zaman bunu yapıyor ve gruptan bir engellemeyle karşılaşmıyoruz" diye konuşuyor.
Evcimen’e, "Sorento satışları nasıl gidiyor’ diye sorduğumda ise, "İlk 6 ayda yine açık ara sınıfında lider durumda. Biz her ay yaklaşık 400-500 Sorento satıyoruz. Piyasalarda yaşanan dalgalanmaya rağmen satışlarımız hızla devam ediyor. Biz dalgalanmaya karşı Euro kurunu 1.8’de tutuyoruz ve elimizde stok bulunuyor" cevabını alıyorum. Sorento’nun dışında Sportage’nin de Türkiye’de büyük beğeni topladığını kaydeden Evcimen, Sportage’nin sınıfında Sorento’nun ardından son üç senedir ikinci sırada yer aldığını kaydediyor. Ayrıca küçük sınıfta Picanto ile de önemli bir başarıya imza attıklarını altını çiziyor.
Bu durumda sorum hemen hazır; "Sorento ve Sportage son 3 senedir iyi satıyor, ama sonrası ne durumda. Yani satış sonrasında sorun yaşayabileceğiniz konuşuluyor." Evcimen’in cevabı ise: "Kesinlikle satış sonrasında bir sorun yaşanmıyor. 45 yıllık tecrübeye sahip Çelik Motor 2 yıldır yeniden yapılanma çalışmalarını başarıyla sürdürüyor. Bu çalışmalar ışığında 35 Kia bayiimizi yeniden yapılandırdık ve Türkiye genelinde 31 ilde toplam 45 satış ve 46 servis noktası ile hizmet veriyoruz. 2006 yılı sonunda 55 milyon dolarlık yatırımla bu sayıyı 50 satış ve 51 servis noktasına çıkaracağız. Satış sonrası bizim için çok önemli ve sorun yaşamıyoruz" oluyor.
Bildiğiniz gibi 2004 ve 2005 yıllarında Türkiye’de en çok satılan 4X4 olan Kia Sorento, geçirdiği 3 yılın ardından eskiyen yüzünü makyaj ile tazeledi. 2005 yılında dünya genelinde yaklaşık 114 bin adet satılan Sorento’nun dış tasarımında çok fazla değişiklik bulunmazken, içinde ve özellikle motorunda bir çok yenilik yer alıyor. Yeni Sorento’nun turbo dizel motoru yüzde 20’lik güç artışı ile 170 beygir güç üretir hale gelmiş. İç mekanda kullanılan kaliteli malzemelerle araçtaki lüks hissi artırılmış.
EN KOLAY İÇİNDEN ANLARSINIZ
Evcimen, yeni Sorento’nun fiyatının eskisine oranla biraz daha yüksek olacağını belirterek, "Aracın dışında çok fazla değişiklik yok. Dizel motoru 170 beygir olduğu için fiyatı biraz daha yüksek olacak. Biz şu anda ayda 400-500 Sorento satıyoruz. Yeni Sorento ile bu rakam belki ayda 350-400’e gerileyebilir" diye konuşuyor.
Ancak, Evcimen müşterilerini uyarıyor: "Yeni Sorento’yu Türkiye’ye Eylül ayında getireceğiz. Avrupa’da ise Haziran ve Temmuz’da piyasaya çıkıyor. Ama Türkiye genelinde bazı galeriler, yeni Sorento diye eski modelin motorunu modifiye edip satıyorlar. Bu konuda bir çok şikayet aldık. Yeni Sorento diye satılan bir aracı alıp motoruna baktık. Şasi numarasında 2005 model olduğu ortaya çıktı. Aracın dışında çok fazla değişiklik olmadığı için böyle bir yöntemi kullanan galeriler tüketiciyi aldatıyor. Yeni Sorento’nun Türkiye’ye ’grey market’ten girmesi imkansız. Çünkü daha Avrupa’da pazara sunulmadı. Bir tek Kore’de Mart-Nisan’da pazara verildi. Bu yüzden galerilerden yeni Sorento diye eskisini almayın. Motoru bir şekilde modifiye edip 170 beygire çıkartıyorlar. Yeni olmadığını anlamanın en kolay yolu içi. Yeni Sorento’nun içinde bir çok değişiklik var."
Pazar 650 bine geriler bazı markalar 2007 model getiremez
Piyasalarda yaşanan dalgalanmanın otomotiv sektörünü etkileyeceğini söyleyen Alp Evcimen, "Ben bu yıl sonunda pazarın 650 bin civarında kapatacağını düşünüyorum. Kia olarak ise henüz bir revizyona gitmedik. Ama bizim de böyle bir pazarda payımız yüzde 3.4 seviyesinde kapatır" diye konuşuyor. Yaşanan dalgalanma karşısında fiyat ayarlaması yaptıklarını söyleyen Evcimen, "Biz şirket olarak Euro kurunu 1.8 civarında sabitledik. Duruma göre bunu artırıyoruz. Bizim en büyük şansımız, şu an sattığımız araçları Mart ayında aldık ve parasını verdik. O yüzden bir sıkıntı yaşamıyoruz. Elimizde stok da yok" diyor.
Evcimen, otomotiv sektöründe bazı markaların ise dalgalanmaya stokla yakalandığını belirterek, şunları söylüyor: "Bir çok markanın Ağustos’ta 2007 model araçları piyasaya sunamayacağını düşünüyorum. Ellerinde ciddi şekilde 2006 model araçlar olduğundan bunları eritmek durumundalar. Böyle olunca 2007 model yılını biraz erteleyecekler."
Şirketlere 1100 KIa kiraladıK
Alp Evcimen, son dönemde Çelik Motor olarak iki yeni uygulamayı devreye soktuklarını da belirterek, "Bunlardan ilki "İkinci el otomobil alım, satım ve takası’, diğeri ise ’Operasyonel Kiralama’ diye konuşuyor. Evcimen, özellikle ’Çelik Motor Operasyonel Kiralama’nın üstünde durarak, "Biz kısa bir süre önce başlattığımız kiralama sistemiyle bugüne kadar 1100 aracı şirketlere verdik. Toplam kiraladığımız araçlara baktığımız zaman yüzde 45’ini Anadolu Grubu şirketlerine, geri kalanını ise diğer şirketlere vermişiz. Operasyonel kiralamayı önem veriyoruz ve bu alanda büyümek istiyoruz" dedi.
Kendim için Aston Martin siparişi verdim temsilcilik gündeme geldi
Geçtiğimiz haftalarda ünlü İngiliz otomobil markası Aston Martin’in Türkiye’ye Borusan tarafından getirileceğini öğrenince hemen Borusan Holding İcra Kurulu Üyesi Ali Vahapzade’ye telefon açtım.
Hız merakıyla tanınan Vahapzade’ye Aston Martin ile ilgili gelişmeyi sorunca, cevabı ilginç oldu: "Ben spor otomobillerine meraklıyım. Temsilcisi olduğumuz Land Rover’in İngiltere’deki fabrikasına gidince otoparkta aynı fabrikada üretilen Aston Martin’leri görüyordum. Bu markayı çok beğendiğim için Aston Martin’in V8 Vanquish modelinden iki tane sipariş vermek istedim. Ama uzun bir sıra varmış ve düşünün sırada David Beckham bile bulunuyormuş. Diğer taraftan o sırada aracın otomatik versiyonu da bulunmuyordu. O yüzden askıya almıştım. Benim şirketimdeki bilgisayarımda masa üstü desenim de Aston Martin. Bundan dolayı Aston Martin’i getireceğimize ilişkin haberler çıkmaya başladı."
Vahapzade, Aston Martin’i Türkiye getirmek gibi bir niyetlerinin olduğunu, ancak masanın üstüne konan herhangi bir şeyin bulanmadığını söylüyor. Vahapzade, "Biz istiyoruz, ama daha henüz resmi bir görüşme yapmadık. Zaten şu an piyasalardaki dalgalanma da bunu etkiliyor" diye konuşuyor. Bu arada Aston Martin’in Türkiye’ye geleceği haberlerinden sonra Borusan Holding’e 100 adetin üzerinde sipariş telefonu geldiğini de söylemekte fayda var.
Ford’u bu kadar kısa tahmin etmiyordum
Yine geçtiğimiz hafta Hürriyet ekonomi sayfalarında da gördüğünüz gibi dünyanın en büyük otomotiv şirketlerinden Ford’un Başkanı Bill Ford ile görüştüm. Bu önemli görüşmeyle ilgili tüm detayları ana gazetede yazdım. Ama perde arkasında neler olduğunu da söylemekte fayda var. Bill Ford’la Rahmi Koç’un daveti üzerine yaptığı 3 günlük nezaket ziyareti sırasında, Ford Otosan’ın Kocaeli fabrikasında görüştüm. Ford Motor Company’nin neredeyse 2 metre boyundaki Başkan Yardımcısı Mark Schulz’u daha önce Ford Otosan’ın Genel Müdürü olduğu dönemden tanıdığım için kafamda iri yarı uzun boylu bir Bill Ford vardı. İlk karşılaşmamızda ben dahil herkes bir şok yaşadık. Çünkü Bill Ford, kafamızdaki imaja hiç uymuyordu. Resimde de gördüğünüz gibi omzuma geliyor. Şaka bir yana oldukça mütevazı bir kişiliğe sahip olan Ford’la röportaja geçmeden önce 10-12 soru hazırlamıştım. Süremizin yaklaşık 20 dakika olduğunu düşünürseniz bu soruların bir kısmına cevap veremeyeceği endişesini duyuyordum. Ama o da ne, Bill Ford, sorularımızın tümünü yaklaşık 15 dakikada cevaplayınca gündeme ekstra sorular bile geldi. Bill Ford, sorularımızı hem kısa sürede cevaplıyor hem de doyurucu bilgiler veriyordu. Türkiye’deki bazı yöneticiler gibi uzatmıyor, açık ve net olarak düşündüğünü söylüyordu. Bill Ford’un iş yapış şekli röportaj yaptığımız gibi hızlı ve netse, Ford’u önümüzdeki yıllarda yine eski parlak günler bekliyor diyebiliriz.