Google’a cezadan bize ne... demeyin

Google’ın kullanıcılarına sunduğu arama sonuçlarını kendi lehine manipule ettiğine hükmeden Avrupa Komisyonu’nun verdiği 2.42 milyar Euro tutarındaki rekor ceza; teknoloji şirketleri, regülatörler ve kamuoyu arasındaki ilişkiyi yeniden biçimlendirme potansiyeli taşıyor. Bir sonraki dev ceza AdSense ve Android'e kesilebilir. Bu yüzden medya şirketleri ve reklamverenlerin de yakından izlemesi gereken sürecin olası etkilerini anlamak için, komisyonun bilgi yazısını beş soru ve beş cevapla özetleyelim:

Haberin Devamı

 

1- Soruşturma nasıl başladı?

Google’ın Avrupa ve ABD’deki rakiplerinin ilettiği bir dizi şikayet üzerine Avrupa Komisyonu Kasım 2010’da arama devine karşı söz konusu soruşturmayı başlatmıştı. Google’ın yazılı savunmasını yeterli bulmayan ve verdiği taahhütleri yerine getirmediğine hükmeden komisyon, Nisan 2015 ve Temmuz 2016’da ön görüşlerini hazırladı. Google bu ön görüşlere karşı sözlü savunma hakkını kullanmadı. Avrupa Komisyonu dün nihai kararını açıkladı ve tarihindeki en ağır cezayı Google’a kesti. Komisyon, ticari sır niteliğinde bilgiler içeren tam raporunu Google’dan izin almadığı için henüz yayınlamadı (dosyanın tamamını bir kişi okusa 17 bin yıl sürüyor!), fakat karara dair özet bilgi yazısı da epey doyurucu.

Haberin Devamı

Google’a cezadan bize ne... demeyin

2- Bu cezanın sebebi ne?

Bilgi yazısında cezanın nedeni olarak Google’ın, “AB’nin antitröst yasalarını ihlal etmesi” gösteriliyor. “Tröst” kavramı TDK sözlüğünde “tekelci sermayedarlığa dayanan ortaklıklar birliği” diye tanımlanıyor. Komisyonun raporuna göre Google, “internet arama piyasasındaki hakim konumunu kötüye kullanıp ‘karşılaştırmalı alışveriş piyasasında’ rekabeti boğmaya çalışıyor.” Yani bir ürününün (Google arama motoru) sahip olduğu pazar hakimiyetini, bir başka ürününün (Google Shopping adlı fiyat karşılaştırma motoru) lehine “yasadışı bir avantaj” olarak kullanıyor.

Google’a cezadan bize ne... demeyin

3- Yani Google tam olarak ne yapıyormuş?

Örneğin “gelinlik” araması yapıldığında, en üstte, normal sonuçlara göre daha dikkat çeken görsel bir formatta ve ekranın neredeyse yarısını kaplayan bir genişlikte farklı gelinlik modellerinin fiyatları sıralanıyor. Gelinlik satan siteler burada yer almak için Google Shopping’e ücret ödüyorlar. Komisyona göre Google bu ürünlerin niteliklerine hiç bakmadan, fazla para ödeyene yer tahsis ediyor. Böylece, arama motorunun hakimiyetini kullanarak milyonlarca insanı kendi keyfine (daha doğrusu maddi çıkarına) göre seçtiği binlerce farklı ürüne yönlendiriyor. Üstelik siz gelinliğin tarihçesini öğrenmek için arama yapmış olsanız bile bu alışveriş sonuçları adeta gözünüze sokuluyor. İşte bu yüzden Google’ın 2008’den beri elde ettiği hesaplanan haksız kazanç 2.4 milyar Euro’luk bir ceza olarak yazıldı.

Haberin Devamı

Google’a cezadan bize ne... demeyin

4- Peki bunu yapmak niye suç?

Tekelleşmenin avantajıyla rekabeti ezmek yasalara aykırı. ABD Yönetimi, kendi internet tarayıcısını Windows’a ücretsiz ekleyerek antitröst kanunlarını ihlal ettiği gerekçesiyle 2000 yılında Microsoft’u ikiye bölmüştü. Avrupa Komisyonu’na göre Google’ın uygulaması da kendi ürünü için haksız rekabet yaratarak diğer şirketlerin (örneğin diğer fiyat karşılaştırma sitelerinin) haklarını ihlal ediyor. Fiyatların yükselmesi ve ürün kalitesinin düşmesiyle genel olarak vatandaşların mağdur olma ihtimali de ayrıca ele alınabilir.

Komisyon bilgi yazısında, Avrupa Ekonomik Bölgesi’ndeki 31 ülkede iş yapan şirketlerin Google’ın bu haksız rekabet uygulamasından zarar gördüğünü vurguladı. 31 ülkenin 30’unda Google 2008’den beri, Çekya’da ise 2011’den beri arama motoru piyasasına hakim (çoğunda pazar payı yüzde 90’ı aşıyor). 

Haberin Devamı

Google 2004 ve 2011’de yaptığı algoritma değişiklikleriyle fiyat karşılaştırma sitelerini arama sonuçlarında daha az göstermeye başlayarak trafiklerinin yüzde 80-92 düşmesine neden olmuş, Google Shopping’i ise algoritmadan muaf tutup hep sonuçların en tepesinde çıkarmaya devam etmişti.

Google’a cezadan bize ne... demeyin

5- Ya şimdi ne olacak?

Google’ın 90 gün içinde algoritmasını düzeltmesi gerekiyor. Avrupa pazarında Google Shopping özelliğini tamamen kaldırmayı da tercih edebilirler. Ne olursa olsun, fiyat karşılaştırma sitelerini sevindiren bu kararın daha geniş kapsamlı etkileri olacaktır. Öncelikle Google artık diğer ürünlerini –rakiplerine kıyasla bariz bir nitelik üstünlüğüne sahip olmadıkça—kendi arama sonuçlarında ön plana çıkarmak konusunda daha çekingen davranacaktır.

Haberin Devamı

Başka sektörlerde de Google arama sonuçlarının isabet oranına dair iddialar gelebilir (Avrupa Komisyonu Google’ın rakip fiyat karşılaştırma sitelerini beşinci sayfaya kadar attığını vurguluyor). Örneğin Google Shopping Türkiye’de İngilizcedeki kadar aktif olmasa da, ona benzer bir tasarım sunan Google Haberler’in işleyişi sorgulanabilir.

Birkaç ay önce İtalya’da üst düzey bir Google yetkilisiyle konuşmuş, Google Haberler’de zaman zaman beliren, ne idüğü belirsiz sitelerin yalan-yanlış haberlerini sormuştum. Durumun farkında olduklarını, düzeltmeye çalıştıklarını söylemiş, ancak bu yüzden Google'ın "Facebook’un 10’da 1’i kadar bile tepkiye maruz kalmamasına" şaşırdığını da itiraf etmişti.

Haberin Devamı

Avrupa Komisyonu kararı, devletlerin olduğu kadar, medya ve reklamverenin Google ile ilişkisine de yeni bir boyut kazandırabilir. Nitekim aralarında News Corp, Getty Images, Oracle ve Yelp’in de olduğu bir dizi şirket Google’ı ABD’deki istihdama ve inovasyona zarar vermekle suçlayıp AB kararına destek verdi.

Reklamverenler ise Avrupa Komisyonu’nun sonraki hamlelerini çok yakından izleyecektir. Komisyon dünkü kararını açıklarken, henüz nihai yargıya varmadığı Google ile ilgili iki şikayette ön görüşünün Google aleyhine olduğunu da vurguladı. Yakında nihai kararın çıkacağı bu soruşturmalar Google reklam ağı AdSense ile mobil işletim sistemi Android hakkında… 2016 cirosu 90 milyar dolar olan Google’a 2.4 milyar Euro’luk ceza koymayabilir, fakat AdSense ve Android’den gelecek cezaların bu devasa miktarı dahi aşma ihtimali var.

Sonuçta, geçen haftaki yazıda da bahsettiğim gibi, yeni ekonomik düzenin en tepesinde olan beş teknoloji devi, fiziksel ve dijital arasındaki ayrımın flulaşmasıyla birlikte hayatın her alanına hakim olmaya başlıyor.

Avrupa Komisyonu kararı, bu şirketler üzerindeki resmi regülasyonun ve kamuoyu baskısının artacağı yeni bir döneme girdiğimizi işaret ediyor olabilir.

Bu süreçte, geçen yıl yazdığım gibi, Facebook’un gazetecilik ilkelerini uygulamaya koyması yahut Google’ın başkalarına dayattığı kurallara önce kendisinin uyması gibi talepler gelecektir.

Gümrük Birliği üzerinden bu kararın sonuçlarıyla ticari olarak etkileşim halinde olan Türkiye, meselenin bu anlamdaki toplumsal ve siyasal yansımalarından da bağışık kalamaz. 

Algoritmaların şeffaf ve hesap verebilir hale getirilmesi, daha adil ve rekabetçi bir ekonomik ortam yaratır ki bu son tahlilde demokrasiye, yani hepimize yarar.

Yazarın Tüm Yazıları