Paylaş
Son skandal şu:
Geçen yıl bir yazıda konu aldığım Cambridge Analytica adlı epey şaibeli araştırma şirketinin 2014 yılında 50 milyon Facebook kullanıcısının kişisel verilerini çaldığı bu hafta ortaya çıktı.
New York Times ve Guardian'ın haberleri üzerine Facebook'un yapmak zorunda kaldığı açıklama ise şöyle başlıyordu: "Bu bir veri sızıntısı değil. Aleksandr Kogan adlı akademisyenin uygulamasını indiren Facebook kullanıcıları kendi istekleriyle bilgilerini paylaştılar. Sistemlerimize sızıntı olmadı, şifreler veya hassas bilgiler çalınmadı veya hacklenmedi."
Facebook'un bu açıklaması biraz teknik bilgisi olan herkesin tepkisini çekti.
Bir sızıntı olmadığının söylenmesi laf cambazlığından başka bir şey değildi. Çünkü Kogan'ın uygulamasına izin veren kişilerin arkadaşlarının Facebook verileri de, rızaları olmadığı halde bu yöntemle çalınmıştı.
Bundan elbette Facebook' da sorumluydu. Üstelik bilgileri izinsiz toplayan şirkette Kogan'ın ortağı olan kişi bugün bile Facebook bünyesinde psikolog olarak çalışıyor!
Harvard Üniversitesi'nin gazetecilik ve yeni medya alanında çalışan Nieman Laboratuarı "Facebook'un cevabı son derece şaşkınlık verici" yorumunu yaptı. Aktarılan uzman görüşlerinde de "kişisel verilerin şirketlere satılmasının Facebook'un temel iş modeli olduğu" ve sosyal medya devinin bu yüzden bu 'sızıntı'yı da yeterince önemsemediği vurgulandı.
Kuzey Carolina Üniversitesi öğretim üyesi olan ve New York Times'daki yeni medya konulu yazılarıyla tanıdığımız Zeynep Tüfekçi'nin Twitter'daki şu yorumu ise her şeyi mükemmel özetliyor: "Cambridge Analytica'nın milyonlarca Facebook kullanıcısının verilerini çekmesi karşısında Facebook'un yaptığı, bunun teknik olarak bir 'sızıntı' sayılamayacağı yönündeki savunma, şirketin iş modelinde neyin yanlış olduğunu bu 'sızıntı'dan çok daha etkili ve mahkum edici bir kanıt şeklinde ortaya koymuştur."
Üstelik bu vahim açıklamayı yapan Facebook, dava açmakla tehdit ederek Guardian'ın haberi yayınlamasını engellemeye de çalıştı.
Özetle, milyonlarca insanın rızası dışında kişisel verilerinin (bazılarının ev adresi, telefon numarası, iş yeri vs.) hem de seçimleri manipule etmek gibi kötü niyetli amaçlar taşıyanların eline geçmesi Facebook yönetimine göre "normal," bunun saygın gazeteler tarafından kamuoyuna duyurulması ise "suç."
Facebook bir yandan kurumsal olarak kendisini savundu ama bir yandan da veri güvenliğinden sorumlu yetkilisinin sessizce görevden ayrılacağı ortaya çıktı.
Kriz Yönetimi Nasıl Yapılmamalı Üniversitesi kurulsa, Zuckerberg rektör olurdu.
Çünkü Zuckerberg bugüne kadar krizlere hep tek başına aldığı kararlarla yanıt verdi ve neredeyse hepsinde fena halde çuvalladı.
Son algoritma değişikliği ile yalan haberlerle mücadele etmeye niyetlenip tam tersine kutuplaştırıcı paylaşımları daha da teşvik etti.
Güvenilir yayıncıları bir kenara itip öne çıkardığı Facebook Grupları sosyal medyadaki dezenformasyonu, trolleri, radikalleri ve fanatikleri daha da azdırdı.
TechCrunch yakın geçmişte bunlar dışında da 10'dan fazla krizde Facebook'un verdiği yanıtların durumu nasıl daha da kötüleştirdiğini şurada listelemiş.
Tim Berners-Lee gibi efsanevi isimlerin "Büyük şirketleri dizginleyin" gibi çağrılarıyla artan kamuoyu tepkisi, #DeleteFacebook (Facebook'u Silin) etiketinin trend olması, buna bağlı olarak ABD ve AB'den gelen sıkı devlet kontrolü ve regülasyon sinyalleri, bir yandan da Facebook'un bu yıl dijital reklam pazarında gerilemeye başlaması ve son günlerde yüzde 7 düşen hisse senedi değeri Zuckerberg için iyi haber değil.
Üstelik Facebook uygulamasının cep telefonlarında sürekli olarak ortam dinlemesi yaptığı gibi vahim iddialar da henüz yeterince araştırılmadı.
Edward Snowden bu hafta attığı tweet'te şöyle diyor: "Özel hayata dair detaylı bilgi toplayıp bunları başkalarına satan işletmelere geçmişte 'gözetleme şirketi' denirdi. Bu şirketlerin bugün kendilerini 'sosyal medya' diye yeniden adlandırması, 'Savaş Bakanlığı'nın 'Savunma Bakanlığı'na dönüştürülmesinden bu yana en başarılı aldatmacadır."
"Facebook hesabımı nasıl silerim" ve benzeri Google aramaları ve bu konudaki Türkçe içeriklerin son iki yılda artması, 51 milyon Facebook kullanıcısıyla dünya 8'incisi olan Türkiye'de de bu konuda farkındalığın artmaya başladığını gösteriyor.
Böyle giderse Mark Zuckerberg'in sonu da, Uber'in kurucusu Travis Kalanick gibi, kendi kurduğu şirketten uzaklaştırılmak olabilir.
Zuckerberg için ABD başkanı olma hayalleri kurmayı bırakıp, gerçekliğe dönme zamanı...
Sizi tozunuzdan tanıyan Facebook'un verilerinizi kimlerle paylaştığını öğrenin
Facebook'un derinliklerinde yer alan şu sayfadan kişisel verilerinizin bir kopyasını bilgisayarınıza indirebilirsiniz. Böylece verilerinizin hangi reklamverenlere satıldığının yanı sıra (elbette haberimizin bile olmadığı 'sızıntılar' hariç), Facebook'un sizin yüzünüz, adres defteriniz, konumunuz ve telefon modeliniz gibi farklı bilgilerinize sahip olduğunu da görebilirsiniz. Bu arada Facebook'un artık telefon kameranızın üzerine düşen toz zerreciklerini analiz ederek kimliğinizi belirleyebildiğini ve sizi bu şekilde de izleyebildiğini hatırlatalım (üstte).
Yeni Medya İletişim Ağı'ndan Kısa Kısa
* Reuters'ın haber bölümü, finansal hizmetler bölümünün satışı sayesinde 30 milyar dolarlık dev bir kaynak elde etti. (Detaylar)
* Yalan haberler konusunda bugüne kadarki en geniş kapsamlı araştırmayı MIT yaptı. Science dergisinde yayınlanan araştırma sonuçları, Jonathan Swift'in 300 yıllık kanaatini doğruluyor: "Yalan uçar, hakikat topallayarak arkasından gelir." (Detaylar)
* Nielsen araştırmasına göre 2017 'de Türkiye'de mobil reklam yatırımları 1 milyar TL'yi aştı. (Detaylar)
* Yapay zekanın içeriğe ve farklı mesleklere etkileri konusunda geçen hafta ABD'deki SXSW konferansında konuşulanlara dikkat... . Örnek bir içerik, yapay zeka ile yazılmış ilk reklam. (Detaylar)
* Youtube'un çocuklar için geliştirdiği 'Youtube Kids' uygulamasında önerilen bazı videolarda birçok komplo teorisine ve korku ögesine rastlandığı ortaya çıktı. (Detaylar)
* Google, engelli insanların şehir içinde gidecekleri yeri daha rahat bulmaları için, tekerlekli sandalyeler için erişilebilir güzergahların yer alacağı yeni özelliğini 'Haritalar' uygulamasına getirdi. Şu anda sadece Londra, New York, Tokyo, Mexico City, Boston ve Sydney' de kullanılan bu özellik, Türkiye haritalarında bulunmuyor. (Detaylar)
* Intel, yapay zeka konusunda bir adım daha ileri giderek, 'Intel Loihi' adını verdiği, insan beyni gibi öğrendiği iddia edilen robot işlemciler üretmeye başladı. (Detaylar)
* Çin'in başkenti Pekin'de 24 saat hizmet verecek ve sadece robotların çalışacağı 24 adet kitapçı açılıyor. (Detaylar)
Bu bölümdeki gelişmeleri, gazetecilik öğrencileri, iletişimcilik profesyonelleri ve akademisyenlerle oluşturduğumuz ağda paylaşıyor, tartışıyoruz. Bu hafta iletişim ağımız üzerinden bu bölüme Turan Yiğittekin, Bertuğ Vural ve Gökhan Korkmaz da katkıda bulundu.
Siz de bu bilgi paylaşım ağına katılmak isterseniz, bana bir e-posta göndermeniz yeterli: ekizilkaya@hurriyet.com.tr
Paylaş