Uyutan değil uyandıran: Kuran

BUGÜN İslam âleminin içinde bulunduğu durumdan memnun olacak aklı başında ve vicdan sahibi bir Müslüman olmasa gerek.

Haberin Devamı

İnananlar için artık uyanma ve ayağa kalkma zamanıdır. Müslümanlığımız ve din anlayışımız ile hesaplaşma zamanıdır. Allah’ın dinini Allah’ın vahyinden öğrenme ve peygamberleri örnek almanın tek yolunun vahye tâbî olmak olduğunu fark etme zamanıdır. İnananlar için dirilme, hayat bulma zamanıdır: “Ey iman sahipleri! O sizi, size hayat verecek şeye çağırdığında, Allah’a ve resulüne icabet edin...” (Enfal suresi 24)

 

‘DOĞRU YOLA İLET BİZİ’

 

İnsana hayat verecek o şey vahiydir. Şu şekilde buyuruyor Rabbimiz: “Ey iman edenler! Siz kendinizden sorumlusunuz. Eğer doğru yoldaysanız, sapıtanlar size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah’adır. İşte o zaman yaptıklarınızı size bir bir haber verecektir.” (Maide suresi 105)

 

Haberin Devamı


İnananlara düşen, Allah’ın dinine, Allah’ın indirdiği gibi inanmaktır. Allah’ın resulünün herhangi bir eksiltme ve ilave yapmadan uyduğu ve bizzat uygulayarak örneklik teşkil ettiği din budur. Allah’ın dini, Allah’tan başkasından öğrenilmez. Allah’ın sözünün yanına başka herhangi bir söz getirilmez. Allah’ın ayetlerini dikkate almadan doğru yol bulunmaz, gerçek hidayete erilmez. Allah’ın ayetleri, hemen yanı başımızda apaçık duruyor, aklımızı ve gönlümüzü işleterek okunup anlaşılmayı bekliyor. Üzerimizdeki ölü toprağını atma ve Allah’ın vahyi ile yeniden dirilmenin zamanı çoktan geldi. “...Ey iman eden temiz akıl sahipleri, Allah’tan korkun. Doğrusu Allah, size bir zikir (uyaran, hatırlatan ve öğüt veren Kuran) indirmiştir.” (Talak suresi 10)

 

Fatiha suresini her okuyuşumuzda “Dosdoğru yola ilet bizi” (Fatiha suresi 6) diyerek dua ediyoruz Allah’a. Dosdoğru yolunun ne olduğunu öğrenmek için âlemlere hidayet rehberi olarak göndermiş olduğu Kuran’a gerektiği gibi bakmıyoruz. Neyin doğru olduğu ile ilgili bir kaygı taşımıyoruz. Doğru yola iletilmek için harekete geçmiyoruz. Yerimizden kalkmıyoruz. Üzerimizdeki ölü toprağını atmıyoruz. Hak ile batılı birbirinden ayırmak için çaba harcamıyoruz. Elimizi taşın altına koymuyor ve taşın Allah tarafından kaldırılmasını bekliyoruz.

 

Haberin Devamı

Biz dosdoğru yola iletilmeyi dilemezsek, Allah niçin bizi dosdoğru yoluna ulaştıracak? Allah’ın dosdoğru yolu varken başka yollarda yürüyerek, o yola nasıl ulaşacağız? Dosdoğru yolun haritası ve planı elimizdedir. Yapılması gereken şey, Allah’tan gelen talimatları en güzel şekilde takip etmektir.

 

MÜSLÜMANLAR  TARAFINDAN  TERK EDİLEN KİTAP

 

DİN için gerekli olan her şey, Kuran ile açık bir şekilde bildirilmiştir. Allah’ın, en başta bizim için güzel bir örnek olan peygamberimiz, sonra da tüm inananlar için çizdiği yol budur. Peygamberimiz Kuran’da: “Ben sadece bana vahyolunana uyuyorum.” (En’am suresi 50), “Sizi sadece vahiy ile uyarıyorum.” (Enbiya suresi 45) diyor ve Kuran bize peygamberimizin hesap günü: “Rabbim gerçekten benim toplumum, bu Kuran’ı terkedilmiş (bir kitap) olarak bıraktılar.” (Furkan suresi 30) diyerek ümmetinden şikâyet edeceğini bildiriyor.

 

Haberin Devamı

Kuran dışında kaynakları ve mezhep görüşlerini kendine din edinenler, hem kendilerini hem de başkalarını hata ve çelişkilere düşürürler. Dinin tek kaynağı Kuran’dır. Kuran’ın ortaya koymuş olduğu dışında, dini konulardaki tüm rivayet ve görüşler, Kuran’a uygun olduğu oranda dikkate alınmaya değerdir.

 

Pakistanlı düşünür Muhammed İkbal’in (ö.1938) bir şiirinde dikkat çektiği gibi: ‘Sen uçmak için bir kanat çırpmamış ve toprak altına girmiş bir kurt olmuşsun. Kuran’dan uzaklaştığın için zelil oldun. Zamanın değiştiğinden, dünyanın kötülerle dolduğundan şikâyet edip duruyorsun. Ey çiğ tanesi gibi yerlere düşen! Sen koltuğunda hayat dolu bir ‘kitap’ taşıyorsun. Ne zamana kadar toprakta sürüneceksin? Haydi, kalk ve göklerin üstüne yüksel.’

 

Haberin Devamı

SORUN İSLAM DEĞİL MÜSLÜMANLAR

 

MISIRLI düşünür Muhammed Abduh (ö.1905) içinde bulunduğumuz acı hali şu anlamlı sözleri ile dile getirmiştir: ‘İslam denince akla problemler, çıkmazlar ve çelişmeler geliyorsa bunun sebebi İslam değil Müslümanlardır. Müslümanların bu asırda Kuran’dan başka imamları yoktur. Ezher’de okutulan ve benzeri kitaplar var olduğu müddetçe, bu ümmet ayağa kalkamaz. Ümmeti ayağa kaldıracak ruh, ilk dönemde hâkim olan Kuran ruhudur. Kuran dışında her şey; Kuran’ı bilmek ve yaşamak arasına konmuş engellerdir...’

 


Türk şair ve düşünür Mehmet Akif Ersoy’un (ö.1936) da son derece haklı olarak ifade ettiği gibi ortada İslam diye bir şey kalmadığını itiraf etmeliyiz: ‘Eğer İslam’dan maksat Kuran ise ortada İslam diye bir şey olmadığını söylemek durumundayız. Çünkü Kuran bugün göklere çekilmiş ve yeryüzündeki İslam’ın onunla ilgisi kalmamıştır.’

 

İSLAM NEDİR?

 

Haberin Devamı

Filistinli düşünür İsmail Faruki (ö.1986) ise net bir şekilde son noktayı koymuştur: ‘İslam, ne bugünkü Müslümanların tavır ve yaşayışları, ne İslam tarihinin şu veya bu dönemi, ne de İslam adına kaleme alınan şu veya bu kitabın anlattıklarıdır. İslam Kuran’dır.’

 

Gerçek anlamda inanmak isteyen birine yakışacak olan şey, Kuran’ın tarifi ile sözü dinlemek ve en güzeline uymaktır: “Onlar ki, sözü dinlerler ve onun en güzeline uyarlar. İşte onlar Allah’ın kendilerini doğru yola ilettiği kimselerdir ve onlar sağduyu sahipleridir.” (Zümer suresi 18). Şüphesiz sözlerin en güzeli Allah’ın sözleridir. Allah’ın söz ve uyarılarını dikkate almadan, Allah adına, peygamberimiz adına uydurulmuş sözlere itibar edenler, dinde olmayanı varmış gibi söyleyenler, dosdoğru yol üzerinde değil, batıl üzerinde yürüyenler, sözlerin en güzelinden nasiplenemezler. “De ki: Herkes, kendi yapısına (niyetine ve mizacına) göre iş yapar. Rabbiniz, kimin dosdoğru yolu tuttuğunu çok iyi bilir.” (İsra suresi 84)

 

*İnananlar yalnızca Allah’a güvenip dayanmalı, çoğunluğun değil hakikatin peşinde koşmalı, Allah’ın ayetlerine uygun bir din üzerinde olmalı ve gerçek anlamda inanan birine yaraşır bir hayat yaşamalıdır. Biz kendimizi düzeltirsek, Allah da bizi en güzel olana ulaştıracaktır: “Allah, inananları şu üzerinde bulunduğunuz halde bırakmayacaktır. Sonuçta pisi temizden ayıracaktır...”  (Ali İmran suresi 179)

 

 

Yazarın Tüm Yazıları