Paylaş
İman ve erdem zirvesine çıkabilmek ne kadar önemli ve gerekliyse orada kalabilmek de o kadar önemli ve gereklidir. Kuran ayetlerine göre iman ve erdem birbirinden ayrılmaz ve biri olmadan diğeri de gerçek anlamda olmaz değerlerdir.
Bu yüzden bayramı, çıkılan zirveden artık inme vakti ya da başka bir ifade ile ramazan ayında sıkılaştırdığımız duygularımızı gevşetme zamanı olarak görmek hatalı olur.
RAMAZAN MÜSLÜMAN’IN KAMPIDIR
Ramazan ayı duyarlı olma, sorumluluk bilinci ile davranma ve önümüzdeki on bir ay için bir anlamda inananların hazırlık yaptığı kamp ayıdır. Sporcular geçmişte bıraktıkları müsabakalar için kampa girmezler. Gelecek müsabakalara hazırlanmak için kampa girilir.
Dolayısıyla inanan bir insan için ramazan bir çeşit kamp ayı bayram ve sonrası ise bu kamptaki hazırlıkların hayata taşınma zamanıdır.
Kamp döneminde ne kadar iyi hazırlık yapılır ve ne kadar özveri ile çalışılırsa o kadar başarı kazanılır. Erdemli bir Müslüman’ın en büyük hedefi de Allah’ın rıza ve sevgisini kazanabilmek için hayırlı ve güzel işlerde olabilecek en güzel şekilde özveri ile çalışıp çabalamak olmalıdır.
İMAN VE ERDEM DİRİ OLMALIDIR
Spor salonlarında kaslarını geliştirip güçlendiren ve sıkı bir vücuda sahip olmak için sürekli idman yapan kişiler gayet iyi bilirler ki idmanları bıraktığınız anda yavaş yavaş kaslarınız sıkılığını yitirmeye, vücudunuz da spor yaptığınız zamanki gibi dinç olmamaya başlar.
Ramazanda kazandığımız güzellikleri sürekli olarak diri tutmamız gerekir ki sahip olduğumuz güzellikler eksilmesin ve ruhumuzun kasları gevşemesin.
Ruhunun kasları gevşek ve güçsüz olan insanın vücudunun kasları ne kadar güçlü olursa olsun zorluklara karşı direnç göstermek noktasında o insan yine de zayıf bir yapıda olacaktır.
KURAN HAYATA TAŞINMALIDIR
Allah’ın rahmet ve sevgisinin bir sonucu olarak tüm insanlara gönderilmiş olan son vahiy, son rehber ve son yol haritası Kuran ile ilişkimizi ramazan ayı ile sınırlı tutmayarak her günümüzde her gecemizde ve mümkün olan her anımızda onunla yakın bir ilişki ve güçlü bir bağ içinde olmamız gerekir.
Kuran ayetleri Allah ile kulunu birbirine bağlayan eşsiz bir köprü gibidir. Bizi her türlü tehlikelerden koruyacak sağlam ve güvenilir köprü üzerinden Allah ile yakınlık kurmak yerine başka yollar arayan kişi türlü tehlikelere maruz kalır ve nereye çıkacağını bilemeyeceği maceralara sürükler kendini. Oysa vahiy, Allah’ın yeryüzündeki ipidir. Allah’ın ipine sımsıkı sarılan ve onun ile yol alan kişi aklını gerektiği gibi kullandığı ve vahye uygun düşünüp davrandığı müddetçe şaşırıp sapmadan dosdoğru yol üzerinden olacaktır.
DÜŞMANLIKLARI BİTİRELİM
“(Mademki) iyilik ile kötülük bir değil, sen (kötülüğü) daha güzel olan ile sav; bak, o zaman seninle arasında düşmanlık olan kimse, (eski bir) dostun, gerçek bir arkadaşınmış gibi davranır!”
(Fussilet Suresi 34)
Bu bayram günlerini fırsat bilip küslükleri, geçimsizlikleri ve düşmanlıkları bitirelim. Rahmetin ve sevginin gerçek sahibi ve tek kaynağı olan Rabbimizi en fazla hoşnut edecek şeylerden biri en başta inananların sonra da tüm insanların barış, huzur, sevgi ve kardeşlik duyguları içinde bir arada yaşayabilmeleridir.
Kötülük ve düşmanlık insanı içten içe çürütür. Toprak ve su ile bağı olan bir çiçek gerek renkleri gerekse güzel kokusu ile etrafına güzellik saçar. Toprak ve su ile bağını kestiğiniz andan itibaren solmaya, kurumaya ve zamanla kötü koku vermeye başlar.
İnsan da iyilik ve güzellik ile beslendiği müddetçe etrafına güzellik saçar. İyilik ve güzellik ile bağı kopan insan ise su ile buluşamayan bir bitki gibi içten içe kurur, solar ve etrafa kötü hava yayar.
Başkasına düşmanlık ve kötü hisler besleyen kişi en büyük zararı kendisine verir. İçindeki sevgi ve güzel duyguları körelterek düşmanlık, kin ve öfkeyi besler.
İçindeki kötü duyguları öldüren ya da en azından güçlü bir irade ile onları kontrol altında tutabilen kişiler ise Allah’ın desteği ile daha huzurlu, mutlu ve hem bedensel hem de ruhsal anlamda sağlıklı ve hatta daha uzun bir ömür yaşarlar. Bu konuda yapılan onlarca bilimsel çalışma bu tezin haklılığını açıkça ortaya koymuştur. Bu fırsat Allah’ın kuluna büyük bir lütfudur.
“Kötülüğün karşılığı, onun misli (benzeri) olan kötülüktür. Ama kim affeder ve barışı esas alarak (erdemli) davranırsa artık onun ödülü Allah’a aittir. Gerçekten O, zalimleri sevmez.” (Şûra Suresi 40)
DOSTLUKLARI PEKİŞTİRELİM
Kuran’ın ifadesi ile inananlar kardeştirler. Demek ki hem inanan olup hem de aynı anne-babadan dünyaya gelmiş olan kardeşler iki defa kardeştirler. Önce aile içindeki, eşler, kardeşler arasındaki dargınlıkları ve kırgınlıkları bitirmek için sevgi ve merhamet bağlarımızı pekiştirmemiz gerekir.
Sonra da diğer insanlar ile güzel bağlar kurmak için harekete geçmemiz gerekir. Gerek yakınlarımız gerekse dostlarımız tarafından haksızlığa uğrayan biz miydik? Varsın öyle olsun. Haksızlığa uğramış olmak, haksızlık etmekten bin defa iyidir.
İlk hamleyi, ilk girişimi, aradaki buzları eritecek ilk sevgi ve merhamet ateşini yakmayı karşı taraftan mı bekliyoruz? “Ben bunu hak edecek bir şey yapmadım” mı diyoruz? Varsın öyle olsun. Zeytin dalı bizim elimizden uzansın. Sevgi ve rahmet kapıları bizim elimiz ile aralansın.
ÖLÜMÜ UNUTMAYALIM
Unutmayalım ki ölüm, yaşamın ikiz kardeşidir. Yaşamla birlikte var edilmiştir. Alınan her bir nefesin yarısı yaşam, yarısı ölüm için alınır. Ölüm bize bu kadar yakındır.
Ömür, anne karnı ile toprak altındaki iki karanlık arasında yakılan bir kibrit alevi gibidir. Alev almasıyla sönmesi an meselesidir. Göz açıp kapar gibi geçecek ve bir gün son bulacaktır. Ölüm her an bize bu kadar yakınken, ömür dediğimiz şey göz açıp kapar gibi geçerken küslük ve kırgınlıkları uzatmayalım. Gidip sevdiklerimize sıkıca sarılalım. Kalpten gelen bir duygu ile onları çok sevdiğimizi haykıralım. Güzel günlerimizdeki muhabbetlerimizi, sevgi ve dayanışma bağlarımızı hatırlayalım. Başımızı omuzlarına yaslayıp ciğerlerimizi kokuları ile dolduralım. Her durumda kazanan biz oluruz.
“Affedin, hoş görün. Allah’ın sizi affetmesini istemez misiniz? (Hem de) Allah’ın çok acıyıp esirgeyen gerçek bağışlayıcı olduğunu (gördüğünüz halde)?” (Nur Suresi 22)
İnşallah ömrünü ramazan kılıp ahiretini bayram edenlerden olabilme ümidi ve duası ile herkese birlik, barış, huzur, güven, anlayış, saygı ve sevgi içinde bir bayram ve bir hayat dilerim.
KURAN VE DUA
Rabbim! Beni diriliş gününde utandırma. O gün malın da, çocukların da faydası olmaz. Ancak Allah’a düzgün bir kalp ile gelen hariçtir. (Şuara Suresi 87-89)
Paylaş