Zafer çığlıkları nerede?

SEVGİLİ okuyucularım, New York görüşmeleri başladığında bizim medyada zafer çığlıkları atılıyordu.

Rumları ezdik... Yunan basını ağlıyor... Bravo Denktaş... Yunan hezimeti... İşte biz böyle yaparız... Hükümeti kutluyoruz... Yaşa AKP... Borsa Kıbrıs'la coştu... Tarih yazıyoruz...

Bendeniz de bir yandan bunları okuyup dinliyor, bir yandan da olayları izlerken hayrete düşüyordum... Çünkü ortada böyle bir ‘‘zafer’’ ortamı falan yoktu.

Yaptığımız tek şey, New York'ta müzakere masasına oturmuş olmaktı. Denktaş'a Ankara'dan kesin direktif verilmiş, ‘‘sakın haaa, masadan kalkayım deme’’ denilmişti. O da kalkmadı.

Şimdi müzakereler Kıbrıs'ta başladı.

Bizim medyada ‘‘zafer çığlıkları’’ birdenbire kesildi.

Niçin?

İki hafta önce New York'ta büyük zafer (!) elde ediyorduk, şimdi ‘‘Bekleyelim görelim’’ diyoruz...

Çünkü Türk milleti aldatılmış, kandırılmıştı... Çünkü el oğulları devreye girmişti.

Medyanın verdiği gazla o günlerde borsa coşmuştu. Son günlerde ise ‘‘Kıbrıs'taki belirsizlik’’ nedeniyle düşüyor.

Bu nasıl borsadır ki, böyle atraksiyonlarla yükseliyor ya da düşüyor. Arada birileri malı götürüyor. Bizim borsada ne ekonomi var, ne başka bir şey. Birileri oynayıp yükseltiyor, malı götürdükten sonra düşürüyor. Beş on profesyonel borsacı her gün bu oyunları sergiliyor, borsa düşerken de vuruyor.

Neyse, konumuz borsa değil.

Halkımızın Kıbrıs konusunda böyle ucuz yöntemlerle kandırılması ayıp kaçtı.

ÖZELLEŞTİRME OLAYI

Bu haftaki Aydınlık Dergisi çarpıcı bir olayı gündeme getirdi. Doğrudur, yanlıştır, abartılıdır, bilemem. Ancak ortada bir dergi var, onun sayfalarında yer alan ve yalanlanmayan iddialar var. Özetliyorum:

TÜPRAŞ'ta 400 milyon dolarlık rüşvet. TÜPRAŞ'ı görünüşte alan Efremov şirketinin arkasında sanki Rusya varmış gibi bir oyun tezgahlanıyor. Ancak TÜPRAŞ aslında bir ABD şirketine peşkeş çekiliyor.

Dergi bu iddialarını olaylarla, son gelişmelerle açıklıyor.

Bu altın yumurtlayan tavuğu 1.3 milyar dolara sattık. Ölmüş eşek fiyatına! Açık artırma olmadı. Pazarlık yapılmadı. Paranın ne zaman ödeneceği belli değil.

TÜPRAŞ ülkemizin en büyük, en çok kar eden sanayi kuruluşu. Tekel durumunda. Rakibi yok.

Satın alan Efremov şirketi, Almanya'da sadece bir posta kutusu adresine sahip!

Orası da ev çıkıyor!

Kayıtlı olduğu yer, her türlü kara paranın aklandığı, vergi cenneti olarak bilinen Virgin adaları. Bir tabela şirketi.

Sermayesi yok. Sadece 105 bin Euro.

Bunlar günlerden beri yazılıp çiziliyor. Kıbrıs karambolünde TÜPRAŞ elden çıkarıldı. Peşkeş çekildi.

Ben de bu konuyu kaç gündür yazıyorum ve ilgili kuruluşlardan rica ediyorum, istirham ediyorum... Diyorum ki: ‘‘Bir açıklama yapın da, bunların yalan veya yanlış olduğunu söyleyin...’’

Fakat gelin görün ki, hiçbirinden tık yok!

***

Türkiye'yi yönetenlerde bir inanç vardır. Aslında itiraf etmek gerekir, çoğu zaman da doğrudur!

‘‘Bırakın yazsınlar. Yazarlar yazarlar, birkaç gün sonra unutulur gider. Kim takar onların yazdığını. Biz işimizi biliriz.’’

Siz ‘‘özelleştirme’’ adı altında devletin ve milletin malı olan tesisleri, fabrikaları, arazileri ölmüş eşek fiyatına satma hakkına sahip misiniz?

Maliye Bakanı dün madenlerimizi kastederek diyor ki: ‘‘Artık yerin altını da özelleştirnme zamanı geldi.’’

Haydi hayırlısı! Yerin üstünde yaptıklarına bakın, altında neler olacağını düşünün!


Yazarın Tüm Yazıları