Paylaş
Basında her gün Apo'nun demeçlerini okuyoruz. Mesajlarını avukatları aracılığı ile kamuoyuna duyuruyor. Yakında İmralı'da basın toplantısı yaparsa şaşmayalım.
Ya da birileri, Apo'nun adını kullanarak bize belli mesajlar veriyor.
Hangisinin geçerli olduğunu bilemem.
Bu şahıs idam cezası aldıktan sonra canını kurtarmanın peşinde. Kim ne derse desin, bu böyle. Ama vaziyeti iki taraflı idare etmeye çalışıyor.
Eğer kamuoyuna açıklananlar gerçekten onun görüşleri ise o takdirde hem Türkiye'ye, hem de örgütüne şirin görünmeye çalışıyor.
Burada hemen bir saptama yapalım ve ‘‘Türkiye'de insan hakları yok’’ diye bar bar bağıranlara somut bir örnek verelim.
Dünyanın hiçbir yerinde bir terör örgütü elebaşısı, ya da ağır bir suçlu, yatmakta olduğu cezaevinden böyle özgürce mesajlar veremez. Siz düşünebiliyor musunuz Amerika veya Avrupa cezaevlerinde yatan bir hükümlünün kamuoyuna her gün avukatları aracılığı ile bu gibi mesajlar gönderdiğini! Böyle bir şeyi hiç duydunuz mu?
Türkiye'de insan hakları olmadığını savunanlar, bu Apo olayını iyi izlesinler. Dünyanın hiçbir ülkesinde on binlerce insanın katilini böyle özgürce konuşturmazlar.
Eğer avukatlarıyla görüşecekse, bu konu sadece kendisinin savunması ile ilgili olur.
Bizimki ise İmralı'dan her gün nutuk atıyor.
***
Şimdi gelelim onun söylediklerine. Dağdaki militanlarına çağrıda bulunuyor:
‘‘1 Eylül'den başlayarak silah kullanmayın. Silahları alıp Türkiye dışına çıkın.’’
Yani 1 Eylül'e kadar atış serbest! Nitekim önceki gün bir asteğmenimizi daha şehit ettiler.
Burada çok iddialı olarak yazıyorum. Apo bu konuda gösteri yapıyor. Bunların silah bırakması mümkün değil... Çünkü iş bitmiş, son koz olarak dağdaki yaklaşık bin kişi kalmış.
Bunlar silah bırakacak, üstelik silahlarıyla birlikte Türkiye dışına çıkacak! Aklınız alıyor mu bunu? Eğer alıyorsa, inşallah siz haklı çıkarsınız. Benimki almıyor da!
***
Şimdi varsayalım ki 1 Eylül günü geldi, bunlar silahlarını omuzladılar ve Apo'nun çağrısına uyarak Türkiye dışına gitmek üzere mağaralarından yola koyuldular.
Gidecekleri yerlere nasıl gidecekler?
Dağ başlarından belli yerlere ulaşmak kolay olmasa gerek. Bunlar uçacak değil ya! Elde silah birtakım adamların uzun yürüyüşü başladı! Peki bizim güvenlik güçlerimizin eli bu aşamada armut mu devşirecek? Sonra ne olacak?
İkinci soru: Bunlar nereye, yani hangi ülkeye gidecekler?
Topluca Ankara'ya gelip Alman, İtalyan, Belçika, Hollanda, Yunan büyükelçiliklerinde vize kuyruğuna mı girecekler?
Ya da hep birlikte İran, Suriye, Kuzey Irak sınırına doğru yola çıkıp buralara mı geçecekler?
İran ve Suriye, bu belayı başlarına alır mı? Ya bunlar bu iki ülkede yerleşip oraları da bölmek için teröre başlarsa? İran'da mollaları, Suriye'de Hafız Esat'ı devirmek için silaha davranırlarsa!.. Yaaa, valla bu işler çok hassastır!
Acaba Kuzey Irak'a mı giderler?
İyi de, dağlardan inip bu uzun yolları geçerken bunlar ne yapacaklar? Bizim güvenlik güçlerine haber verip ‘‘Yolumuzu açın, can güvenliğimizi sağlayın mı’’ mı diyecekler? Ya da eskort mu isteyecekler?
Ya da bizim güvenlik güçleri bunların gidişini seyretmekle mi yetinecek?
Karışık işler. Doğrusu benim kafam bu kadarını almıyor!
***
Ortada başka bir konu daha var. Apo dün basında yer alan sözlerinde -eğer gerçekten kendi sözleri ise- şöyle diyor:
‘‘Silahlı adamlarımız Türkiye dışına çıkarsa, kışkırtıcılar ortada kalır.’’
Yani şunu demek istiyor:
‘‘Biz adamlarımızı çıkardığımızı söyleriz. Ondan sonraki her katliamdan devlet sorumludur.’’
Bir süre sonra bir pusu atılıp askerlerimiz şehit mi edildi, köy mü basıldı, mayın mı patladı, kentlerde insanlar mı öldürüldü, hepsinden sonra bunun yanıtı hazır olacaktır:
‘‘Biz yokuz ki, bunu devlet yaptı.’’
***
Dikkat edelim. Bu işte bir oyun var gibime geliyor. Çok küçük bir olasılık bile olsa, eğer sözlerinde samimi ise bunu zaman gösterir ve sevindirici bir gelişme olur.
Ama üzerimizde yeni bir oynanacaksa, uyanık olmamız gerekir. Bu gibi uzun vadeli cingözlükler Apo'nun kafasını çok aşar...
Çünkü bunların ardında Avrupa var. Bazı Avrupa ülkelerinin kurmay takımı, hükümetleri var. Hatta şimdi Amerika bile devreye girdi. Koh isimli bir adamı buraya gönderip küstahlık yaptırdı.
Ama ne olursa olsun, avukatları Türk ve dünya kamuoyuna ‘‘Apo böyle diyor’’ diye sürekli olarak mesaj iletiyor. Acaba gerçek nedir? O mu konuşuyor, yoksa onun adına başkaları mı tezgáh kurmaya kalkışıyor?
Apo, İmralı'da bir basın toplantısı düzenlese ve olupbiteni kendi ağzından bir aktarsa diyorum! Yapmadığı bir tek o kaldı da!
***
Emin Çölaşan'ın notu: Pazarlık bitti! Fazilet tahkime olumlu oy verecek, karşılığında Bay Erbakan'ın yeniden siyasete dönmesini önleyen yasa maddeleri kaldırılacak. Helal olsun bu hükümete! Fazilet iyi ki ‘‘Sekiz yıllık eğitimi kaldırın’’ dememiş. Tahkim uğruna onu da yaparlardı.
Paylaş