Yarın 23 Nisan! Göstermelik bayram!

23 Nisan, Türk milletinin önemli tarihidir. İlk Meclis açılıyor, sonrasında zafer kazanılıyor, bağımsız Türk devleti kuruluyor. Padişahlık ve Halifelik kaldırılıyor ve bunları Atatürk devrimleri izliyor. Muhteşem bir süreçtir.

Peki bu bayram yarın nasıl kutlanacak? Birtakım devlet ve hükümet yetkililerinin makamlarına çocuklar oturtulacak, konserler düzenlenip oy avcılığı yapılacak, kameralara poz verilecek. Çocuklar gösteri yapıp eğlenecek.

Başka? Okullarda ne yapıldı? Örneğin, Türk devrimleri tanıtıldı mı? Atatürk anıldı mı? Küçük beyinlere bu doğrultuda bir tek mesaj verildi mi? "Milliliği" kalmayan, gerici kadrolaşmanın emir ve hizmetine sokulan Eğitim Bakanlığı ne yaptı?

Türkiye’nin dört bir yanında peygamberimizin Kutlu Doğum Haftası’nı okullarda kutlama emri verenler, 23 Nisan için ne yaptı?

Günümüzde dini yayınlar kanalına dönüşen, köy imamı kökenli genel müdür vekili tarafından yönetilen TRT ne yaptı? Bu doğrultuda hangi programları düzenledi? Çocuklara ve gençlere neyi anlattı, neyi öğretti?

Hiç kuşkunuz olmasın, böyle ulusal bayramlar ve o bayramların ilkeleri, bugünkü yönetim için bir angaryadır. Hiç sevmezler, işlerine gelmez. Unutturmaya çalışırlar.

Yarınki göstermelik kutlamalarda aynı duruma tanık olacağız. Göstermelik atraksiyonlarla "bayram kutlaması" yapacaklar. Çocukları okşayıp yanaklarından makas alacaklar, makam masalarına oturtarak bir ulusal bayramı daha geçiştirmiş olacaklar.


YARIN BU KİTABI ALIN

Sevgili okuyucularım, Hürriyet yarın (pazar günü) size benim son kitabımı armağan edecek. Armağan edecek diyorum; çünkü 192 sayfalık kitabın fiyatı sadece 2 YTL.

"Şu Benim Gazetecilik... Yaşadıklarım."

Bizim mesleğin bir vitrini vardır, bir de perde arkası. Siz örneğin benim yazılarımda sadece vitrinle karşılaşırsınız. O günkü yazımı okursunuz.

Ama herkesin olduğu gibi benim de gazetecilik yaşamımda bir perde arkası vardır ki, o hiç bilinmez.

Sokakta ve gazetede yaşadıklarım, başıma gelenler, acı ve tatlı anılar... Bazen kahkahalarla güleriz, bazı zamanlar duygulanırım, üzülürüm ve gözlerim dolar.

Birbirimizi fena halde işletiriz. Ben işletirim, bazen beni de oltaya takarlar!

Bazen tepem atar, sinirlenirim. Tanıdığım ve tanımadığım insanlarla öyle olaylar yaşarım ki, şaşırıp kalırım.

Düşünün ki, günün birinde İstanbul’da bana çok benzeyen bir "sahte Emin Çölaşan" ortaya çıkıyor. Benim adıma iş bitiriyor, otel kumarhanelerinde oyun oynayıp borçlanıyor, kadınlarla ilişki kuruyor... Ve çaresiz kalıyorum, adamı yakalatmak için haftalar boyu Ankara’da, telefon başında dedektiflik yapıyorum. Uzun süre sonra adamı yakalatıyorum. Kitapta, başıma gelen bu olayı da anlattım.

Sadece bunun öyküsü bile başlı başına bir kitap konusu!

Ben gazetecilikte yaşadığım ilginç olayları unutmamak için not alırım.

Günün birinde notlarıma bakarken aklıma geldi...

"Yav ben şu yaşadığım acı tatlı olayları, başıma gelenleri kitap yapayım da, herkes okusun."

Oturdum yazdım. Ortaya Doğan Kitap’ın yayınladığı çok rahat okunan şirin bir kitap çıktı. Okuyanların tamamı beğendi. Herhalde sizler de bir solukta okuyacaksınız.

Bazı bölümleri okurken belki inanmayacaksınız ama hepsi gerçektir.

Gazetemiz şimdi bu kitabı 125 bin adet olarak bastı ve yarın 2 YTL karşılığında sizlere iletmeye karar verdi...

Ve bu kitabı, gazetenizi aldığınız bayilerden sadece yarın alabileceksiniz. Ya da bugünden ısmarlayacaksınız. Pazartesi günü kitap çekilmiş olacak. (Hürriyet’in yurtdışı baskılarında kitap verilmeyecek.)

Kitabın az veya çok satmasından herhangi bir parasal kazancım veya kaybım söz konusu değil. O yüzden bunları rahatça dile getirdim.

Amacım sadece bu kitabımı okuyup beni daha iyi tanımanızdır.

Burada sık sık her kesimden yazarların kitabını tanıtırım ve okumanızı öneririm.

Bugün kendi kitabımı tanıttım ve okumanızı önerdim.

Benim için hoş bir değişiklik oldu.
Yazarın Tüm Yazıları