DÜN aldığım çok sayıda yazılı mesajdan ikisi. Okuyucum Erdem Başdaş yazıyor: "Perşembe gecesi Regaip Kandili münasebetiyle TRT-1’de yayınlanan mevlütün sonundaki dua bölümünde hocaefendi (Amasya müftüsü) Atatürk ve silah arkadaşlarından hiç söz etmedi. AKP’nin yayın organı haline getirilen TRT sonunda bunu da yaptı veya yaptırıldı. Helal olsun!
Atatürk ve şehitlerimizden özür diliyorum. Onların adına utanıyorum."
Okuyucum Ersin Kazaz yazıyor: "Dün gece mübarek Regaip Kandili’nde TRT’de okunan mevlütü dinledim. Dua kısmına gelince, o beklediğim duanın (Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve şehitlerimiz için) bir türlü okunmadığına hayretler içerisinde ve büyük kızgınlıkla, milyonlarca insan gibi ben de tanık oldum. Amasya Müftüsü duayı kağıttan okuyordu. Bu işin birilerine yaranmak için yapıldığına inanıyorum. Özellikle kandil gecelerinde duanın bu kısmına önem veriyorum. Böyle büyük bir gafın TRT ekranında yapılmış olmasını kınıyorum. Çok da şaşırmamak lazım aslında!"
Bu skandal sonrasında TRT yönetiminden tık yok.
Oysa genel müdür vekili olan şahıs köy imamı kökenli. Bu işlerden iyi anlaması gerekir!
Amasya Müftüsü ise dün kendisini kurtaracak (!) açıklamayı yaptı: "Canlı yayında heyecanlandım. Kağıttan okuduğum duanın Atatürk bölümünü o yüzden atlamışım."
Çok doğru söylüyor! Sadece o bölümü unutması tamamen rastlantıdır, rastlantı! Tüh tüh tüh! Vah vah vah!
***
Başka bir konuya geçiyorum.Dün sağlık rezaletini, devletin Ankara’daki üniversite hastanelerine nasıl borç taktığını, bu koskoca hastaneleri nasıl işlemez duruma getirdiğini rakamlarla açıklamıştım.
Büyük bir devlet hastanesinin sorumlu yöneticisinden dün aldığım mesajı özetliyorum: "Sadece üniversite hastanelerinin değil, Sağlık Bakanlığı hastanelerinin de devletten inanılmaz boyutta alacakları var. Fakat bu hastanelerin başına getirilen kişilerin hemen hepsi, politik atamalarla geldiler. İktidarın seçmece adamları. O yüzden bu acı gerçeği itiraf edemezler, açıklayamazlar. Lütfen bütün hekimlerimiz, sağlık çalışanlarımız, hastalarımız ve halkımız adına ısrarla sorun. Devletin özeller dahil bütün hastanelere olan borçlarını açıklasınlar. Tabii ki yürekleri varsa."
THY
Bu kuruluş bir zamanlar ülkemizin gurur anıtı idi. Yurtdışında toplam 103 kente uçan THY, şimdi kimlerin eline kaldı! Bütün deneyimli kadrolar ve uzmanlar kovuldu, yerlerine parti yandaşları dolduruldu.
Uçuşlar aksıyor. İkram felaket. Bayan hostesler yerine artık erkek kabin görevlileri işe alınıyor. Yolculara servis erkekler tarafından yapılıyor. Bunlardan bazıları "içki haramdır" diye hem Türk, hem de yabancı yolculara içki servisi yapmayı reddediyor. İş o aşamaya geldi ki, Ulaştırma Bakanı bile içi sızlayarak (!) "Burası tasavvuf dergahı mı kardeşim" demek zorunda kaldı.
İyi de, içki vermeyi reddeden erkek personeli göreve kim başlattı? Biz mi, kendisi mi?
Birkaç gün önce bir uçuş daha anormal gecikmişti. Yolcular büyük tepki gösterdi. Uçak havalandıktan sonra kaptan pilot Seçkin Makal yolculara anons yaptı:
"Bu gecikmeler THY’nın yönetimsel hatalarından ve personelin eğitimsiz olmasından kaynaklanıyor. Sizlerden özür diliyorum."
THY partizanlığın oyuncağı yapıldı. THY dökülüyor. THY dünyadaki saygınlığını yitirdi, her gün daha kötüye gidiyor.
KÜRDİSTAN TÜRKİYESİ
Sevgili okuyucularım, ABD ve İngiliz televizyonlarında günlerden beri bir reklam yayınlanıyor. Kuzey Irak’ta kurulan Kürt devletinin yaptırdığı reklam çekimleri. Kürdistan’ı tanıtıyor, yatırımcıların gelmesini istiyor falan filan. Bu reklamda çok ilginç bir görüntü var. "Kürdistan haritası."
Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu bölgeleri, ABD ve İngiltere’de yüz milyonlarca televizyon izleyicisine "Kürdistan" olarak gösteriliyor.
Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı bu korkunç küstahlık ve terbiyesizlik sergilenirken başbakan nerede? Hükümet nerede?Niçin tepki vermiyorlar?Niçin ağızlarını açamıyorlar? ABD ve AB korkusu bu boyuta mı ulaştı?