SEVGİLİ okuyucularım, dünkü yazımda da vurgulamıştım, ülkemizin en önemli sorunu sıkmabaş oldu! Dindar kesim demiyorum, dinci kesim bunu elindeki tek silah olarak kullanıyor. Dindar insanlarımıza saygımız sonsuz, çünkü biz de -onların zannettiğinin aksine- dindar, Allah’a ve dinimize yürekten inanan insanlarız.
Fakat din tüccarlığına, din sömürüsüne, din bezirganlığına, dinimizin siyasete alet edilmesine, Allah’la aramıza birilerinin sokulmasına sonuna kadar karşıyız.
Müslümanlığın, kutsal bir dinin, kafaya örtülecek bir bez parçasına indirgenmesi her şeyden önce ayıptır, Allah indinde günahtır.
Müslümanlık bu değil.
Dinimizin hiçbir yerinde, hiçbir emir ve kuralında "Saç tellerinizi göstermeyin" diye bir hüküm yok.
Varsa göstersinler. Gösteremezler.
Tartışılması gereken konu budur.
Hanımların örtülerini göğüslerine kadar indirmesi gerektiği, ayrı bir olaydır. O yılların ilkel, pislik ve ahlaksızlık içindeki Arabistan’ında cıbıl dolaşan, göğsü bağrı açık kadınlar için getirilen bir emirdir.
Ama ne acıdır ki, Türkiye siyaseti dönüp dolaşıyor ve din bezirganlarının uygulamaya koyduğu yapay kurallara göre yönetilmek isteniyor.
AKP bu oyunun içinde.
***
Demirel, kendisini bu konuda en ağır ve hakarete varan sözlerle eleştiren Recep Tayyip Erdoğan’a muhteşem bir yanıt verdi.Sıkmabaş sorunu için sözleri şöyle:
"Bu yasağı kaldırmak iktidarın vaadi idi. Madem türbanlı çocukların yurtdışında okuması gücüne gidiyor, kendi çocuklarının da yurtdışında okuyor olması gücüne gitsin. Bu engeli (kamuda ve üniversitelerdeki sıkmabaş yasağını) gücün yetiyorsa kaldır.Yetmiyorsa, yalancı pehlivanlar gibi ortalıkta dolaşmayı bırak. Hükümet ağlama duvarı değildir."
Demirel tümüyle doğru söylüyor.
Sıkmabaş yasağına hükümet olarak karşı mısın kardeşim?Karşısın.O zaman bu yasağı beş dakkada Beşiktaş yöntemiyle kaldırıver. Elinin altında tam 357 adet milletvekili var. Bunlar oy makinesi.
Sen kaldır deyince ellerini kollarını kaldırıyorlar, indir deyince indiriyorlar.
Yarım saatte yasa geçiriyorsunuz. İstediğiniz her şeyi yapıyorsunuz.
O halde bu sıkmabaş yasağını niçin kaldırıvermiyorsunuz?
***
Sevgili okuyucularım, tılsım işte bu sorunun altında yatıyor! Bu yasağı kaldırmak işlerine gelmiyor. Kaldırdıkları anda ellerindeki en büyük koz alınmış olacak.Sonra ne yapacaklar, neyi sömürecekler?
Yapacak bir şeyleri kalmayacak ki!
İşte bu yüzden, kendi hükümetlerini ve kendi kendilerini Demirel’in doğru deyişiyle "ağlama duvarına" döndürdüler!
Sıkmabaş olayı ile oy avcılığı yapıyorlar. Bu oyunu hiçbir çözüm getirmeden seçime kadar sürdürecekler.
Acaba -hangi nedenle takıyor olursa olsun- sıkmabaşlı genç kızlarımız ve kadınlarımız, onları örtünmeye zorlayan erkekler, örtünmeleri için maddi olanaklar sağlayan din tüccarları, bunları bilmiyor mu?
Örtünenler bu gerçekleri artık görmeli.Kendi üzerlerinden oynanan oyunun ne anlama geldiğini, hangi amaçlara hizmet ettiğini öğrenmeli.
Yine örtünsünler ama o örtünün altına gizlenen tezgahı, oy avcılığını, dönen paraları, dağıtılan avantaları, ihale dümenlerini, eşi dostu zengin etmeleri bir düşünsünler.
Bizim dindar insanlarımızla alıp veremediğimiz yok.
Bizim sorunumuz dincilerle, kutsal dinimizi sömürüp malı götürenlerle.
Müslümanlığın sadece şekil ve göstermelik bazı şeylerden oluştuğunu zanneden, yanlış kavramlarla insanlarımızı kandıran bu din bezirganları, aslında dinimize en büyük hakaret ve aşağılamayı yapıyor ve çoğu zaman köşeyi dönüyor. Somut örnek vereyim:
İslamcı holdingler Avrupa ülkeleri ve Türkiye’de müminlerin katrilyonlarını tokatladılar. Bu paraları cami avlularında, tarikat yuvalarında Allah’ın adını kullanarak topladılar. Sonra paralar buharlaştı! Nerede o paralar? Yüz binlerce mümini bunlar dolandırmadı mı? Ne adına, kimin adına? Hani her gün Müslümanlık’tan dem vuran AKP iktidarı? Bunlara ne yaptı? Müminlerin hakkını korudu mu? Din tüccarlarının yakasına yapıştı mı?
Ey tesettüre girenler ve ey onları örtünmeye zorlayanlar!.. Şu yazdıklarımı bir düşünün bakalım. Doğru mu, yanlış mı!