Satılık Türkiye

BİR ülkenin her yeri, her kurumu, gözünün yaşına bakmadan satılır mı? Bu soruyu bize dört yıl önce sorsalardı yanıtımız herhalde "saçmalama kardeşim, elbette satılmaz" olurdu.

Bugün ise durum farklı. Satılır!

Size bankacılık alanından örnek vereyim. Belki inanmak istemeyeceksiniz ama tümüyle doğrudur ve devletin resmi rakamlarından alınmıştır.

Şu anda bankacılık sektörünün, yani bankalarımızın yüzde 24.1’i YABANCILARIN eline geçmiş durumda.

Bankacılık kritik konudur. Hele Türkiye gibi -bütün şişirmelere ve palavralara karşın- ekonomisi bıçak sırtında duran, dışarısı öksürünce ateşi yükselip yatağa düşen bir ülkede, böyle bir risk çok önemlidir.

Yarın yabancı ülkeler Türkiye’ye bir kazık atmaya yeltendiği anda, birkaç yabancı bankanın yapacağı operasyon Türk ekonomisini altından kalkılamaz krizlere sürükleyecek. Bunu bankalar biliyor, bankacılar biliyor, herkes biliyor.

Bankacılık sektörünün dörtte birini ele geçiren yabancı bankalar Türkiye’ye kaç para ödedi?

Yaklaşık 11 milyar dolar.

Bu para için ulusal varlıklarımızı sattık, kendimizi tehlikeye attık.

Bundan sonra başka bankaların satışı için görüşmeler sürüyor. Şu anda pazarlık masasında olanlar da satılırsa, bu oran yüzde 40’a yaklaşacak.

* * *

Aynı olay borsa için de geçerli. Bugün İstanbul Borsası’nda dönen paranın yarıdan fazlası yabancılara ait. Kirli para, kara para, korsan para, serseri para, dünyanın dört bir yanından geliyor, yüksek faizden yararlanıp vurgununu vuruyor ve işi bitince çekip gidiyor.

Borsadan şu veya bu nedenle birkaç milyar dolar yabancılar tarafından çekildiğinde, döviz zıplıyor ve ekonomik sallantı başlıyor.

* * *

AKP
döneminde sadece bankalarımızı satmadık. Yasalar çıkarıldı, yabancılar her yerden mal mülk alıyor. Bu da yetmiyor, kentlerimizin en değerli arsa ve arazilerini Suudi Kralı’na, Arap şeyhlerine satabilmek için yasaları, imar yönetmeliklerini değiştiriyorlar.

Anadolu’nun dört bir yanında -o iller ve ilçeler için çok önemli olan- pek çok tesis-fabrika, bu hükümet tarafından kapatıldı. Çalışanlar ya sokağa atıldı, ya da İzmit SEKA’da olduğu gibi belediye işçisi yapıldı.

Kapatılan tesislerin binlerce dönüm arazisi vardı. Bunlar geçmişte kurulmuş, kentlerin büyümesiyle birlikte arazileri kentlerin içinde kalmıştı.

Bu araziler de AKPli yandaşlara ölmüş eşek fiyatına satıldı.

Fabrikaları, ambarları, makineleri, lojmanları ve her şeyi ile...

Bazılarının satışında işletmenin (fabrikanın) çalışması öngörülüyordu.

Şimdi hiçbiri çalışmıyor.

Araziler yine AKP’li belediyeler eliyle parsellendi. Bu iş için imar planları değiştirildi ve bu görkemli araziler imara açıldı.

Manisa, Malatya, Ankara, İstanbul, Adana, Kars... Aklınıza gelen hemen her kentimizde bu rezalete tanık olduk.

Tesisler kapatıldı, fabrikalar durduruldu ve birileri bu süreçte inanılmaz bir biçimde köşeyi döndü... Ve ne ilginç rastlantıdır ki, hepsi de bu iktidara yakın olan firma ve işadamları idi!

* * *

Ülkeyi yönetenlerden her gün masallar dinliyoruz... "Şu kadar milyar dolar yabancı sermaye geldi, büyük başarı elde ettik..."

Yabancı sermaye nereye geliyor? Gelen yabancı sermayenin yatırım yapıp sıfırdan fabrikalar kurduğunu, insanlara iş alanı yarattığını hiç duydunuz mu, gördünüz mü?

Hayır! Yabancı sermaye geliyor, en verimli ve kárlı kuruluşları, fabrikaları ucuza satın alıyor. Buna Türk Telekom, Tüpraş gibi nice devlet kuruluşları dahil.

Hem de gerçekten komik rakamlarla.

Türkiye’nin altın yumurtlayan tavukları tek tek elden çıkıyor, yabancıların hizmetine sunuluyor.

Bu satışlar olurken bir tek Türk insanına iş olanağı yaratılmıyor. Tam tersine, tesisi alan yeni firmalar -Türk veya yabancı olmaları hiç fark etmiyor- ilk iş olarak çalışanları işten çıkarmaya başlıyor.

Yabancı sermaye masalları ise sürüp gidiyor!

HAKAN AKPINAR’IN KiTABI

Gazeteci arkadaşımız Hakan Akpınar’ın "Onların Hikáyesi. Nasıl Gazeteci Oldular" kitabını bu kez Birharf Yayınları piyasaya çıkardı. Size okumanızı öneriyorum. İsimlerini çok iyi bildiğiniz 32 ünlü gazeteci bu mesleğe nasıl, hangi rastlantılarla girdi? Öncesinde ve sonrasında neler oldu, neler yaşadılar?

Bir solukta okuyacak, gülecek, kızacak, hem de bizlerle ilgili bilmediğiniz pek çok şeyi öğreneceksiniz.
Yazarın Tüm Yazıları