SEVGİLİ okuyucularım, bu fotoğraflar gözden uzak okullarda değil, Ankara’nın göbeğindeki Eryaman’da, Bahar İlköğretim Okulu’nda 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı gününde çekildi.
Arkadaşımız Olcay Pınar dün bu okula gitti, aynı tablonun devam ettiğini bir kez daha belgeledi.
Burası cami mi? Değil. Burası Diyanet İşleri Başkanlığı mı? Değil.
Ya neresi? "Millilik!" sıfatını çoktaan yitiren Eğitim Bakanlığı’nın bir okulu. Devletin (!) okulu.
Duvarlar 23 Nisan’la değil, dinci pankartlarla dolu.
Fazla yazmıyorum. Okullarımızda olanları, küçücük beyinlere pompalanan mesajları, dinin ilköğretim okulları bile alet edilerek nasıl kullanıldığını bir kez daha ve somut belgelerle sizlere aktarıyorum.
Eğitimde gerici kadrolaşma almış başını gidiyor. Hüseyin Çelik Eğitim’in başına çökmüş, başarıdan başarıya koşuyor!
YANIT YOK!
Dünkü yazımda TRT’nin Yayınlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olan Muhsin Mete’ye bir soru sormuştum:
"Bu kitabın yazarı siz misiniz?"
Takma isimle yazılan kitapta "dinci radyo ve televizyon" özlemi dile getiriliyor, "paşaların saltanatından" söz ediliyor, TRT’nin geçmişte "laikperestlere" hizmet ettiği iddia ediliyor ve "Biz dört koldan İslam gemisini yüzdürmeye koyulduk" deniliyordu...
Ve bu şahsın ismi kısa süre önce RTÜK’ün AKP’li üyeleri tarafından öteki iki isimle birlikte hükümete "TRT Genel Müdür adayı" olarak bildirilmişti!
Muhsin Mete’den dün bütün gün yanıt bekledim. "Kitabı düzmece isimle ben yazmadım, o görüşler bana ait değildir" demesini bekledim.