Pembe tablo edebiyatı biterken

SEVGİLİ okuyucularım, AKP iktidarı döneminde bize hep yapay pembe tablolar yaşatıldı. Niçin?.. Çünkü ortada bir tek parti iktidarı vardı. Hiç kimse, hiçbir güç karşı çıkamıyordu.

Bütün kesimler korkutulmuş, sindirilmişti. O kadar ki, örneğin Başbakan veya bakanlardan birine hoşlarına gitmeyecek, ters soru soran muhabir arkadaşlarımız bile çoğu zaman patronlara, medya kuruluşlarının üst düzey yöneticilerine açıkça şikáyet ediliyordu.

Korku dağları bürümüştü. Eleştirenin ensesinde boza pişiriliyordu...

Çünkü her şey onların iki dudağının arasındaydı. Bir basit kararla birilerini ihya eder, birilerini mahvederlerdi.

Gazetelerin özellikle ekonomi sayfalarında pembe tablolardan geçilmiyordu! Türkiye adeta bir cennet olmuştu! Yolsuzluk, vurgun, hortum, Ali Dibo olayları medyada yer bulmuyordu.

Bunları yansıtmak sadece birkaç sorumlu gazetecinin omuzlarına yüklenmişti. Onların sayısı da bir elin parmak sayısını geçmiyordu.

***

Türkiye’nin altın yumurtlayan bütün büyük tesisleri, fabrikaları, limanları, arazileri, bankaları ve her şeyi, elalemin yabancılarına satılıyordu.

İsrailli, Arap şeyhi, ABD’li, AB’li, Ugandalı, hiç fark etmiyordu. Parayı bastıran düdüğü çalıyordu.

Ülkemize milyarlarca dolar yağıyordu.

Paramız muhteşem değer kazanıyordu! Bizi yönetenler bunu açıkça söylüyordu. O kadar ki, neredeyse bir dolar eşittir bir YTL düzeyine gelmek üzereydi!

Madeni paramızı bile aynen Euro’yu taklit ederek basmış ve Avrupa ülkelerindeki sahtekarlara yol göstermiştik.

Borsamızı yabancılar yönetiyordu.

Kara para, ak para, sıcak para Türkiye’ye yağıyor, bunların nereden geldiğini Merkez Bankası bile bilmiyordu. Adamlar parayı getiriyor, bazı katakulli hesaplarla bir koyup iki götürüyor, Türkiye’yi o yoldan da soyuyordu.

Gidiş kötüydü ama umursayan yoktu. İthalat patlamıştı. Cari açık korkunç boyutlara ulaşmıştı. Ekonomi yönetimi günü kurtarmanın peşindeydi.

Günü kurtarmak için Allah ne verdiyse satılıyor, peşkeş çekiliyordu.

***

Şimdi ayakları suya değdi! Gerçekleri görmeye başladılar. Borsa durdu, döviz yükselişe geçti. Dünkü fiyatlarda dolar 1.600’ün, Euro 2.000’in üzerinde! Peki nereye gitti o milyarlarca dolar!!!

Balayı bitti, tatlı rüyalar, pembe tablolar dönemi sona erdi.


Durum kötüye gittikçe her alanda karşımıza çıkan iktidar yağcılığı ve yalakalığı da biraz olsun azalacak.

AB
masalları da fos çıktı. AB’den nasihat almaya başlayınca Kıbrıs konusunda efelenme, dayılanma sürecine girdiler:

"Almazsanız almayın!.." demeye başladılar.

Almayacakları en baştan biliniyordu. Bunu rağmen AB’nin kapılarında esas duruşta beklediler, yalvarıp yakardılar. Oradan gelen emirler doğrultusunda yasalar çıkardılar. Bütün amaçları AB’ye hoşgörünmekti.

Millet ezilirken, sömürülürken, partili yandaşlar malı götürürken, fakir fukara insanlarımızın anası işsizlikten ve açlıktan ağlarken, onlar vatandaşa posta koyuyordu:

"Al ananı da git buradan."

Yurtdışında ve Anadolu’da yüz binlerce aile parasını İslamcı holdinglere kaptırmıştı. Milyarlarca dolar buharlaşmış, uçup gitmişti. Başbakan’ın her Avrupa gezisinde vatandaşlarımız bu konudan yakınıyor ve hep aynı yanıtı alıyordu:

"Onlara para yatırırken bana mı sordun!"

***

Ülkede yatırım yapılmıyordu. Süregelen ya da bitirdikleri bir tek büyük ve önemli proje yoktu. İç ve dış siyasetimiz tümüyle ABD ve AB’nin, ekonomi IMF’nin denetimine verilmişti.

Devletin uçan kuşa borcu vardı ve ödenmesi mümkün değildi. Sonunda insanların ilaçlarına el attılar! Ölümcül hastaların bile ilacını kestiler.

Şimdi döviz patladı, inmesi zor olacak. Şimdi yeni gelecek zamları izlemeye hazır olun.

Evet!.. Balayı bitti. Pembe yapay tablolar dönemi sona erdi. Bundan sonra herkes -hükümet dahil- başının çaresine bakacak.

Milyonlarca insanımıza çektirilen sıkıntılar, yaşatılan haksızlıklar ise AKP iktidarının yanına kár kalacak!
Yazarın Tüm Yazıları