İKİ günden beri Papa bayramı yaşıyoruz. Bu Papa neden daha önce konuğumuz olmadı? Neden daha önce çağırıp güzelce ağırlamadık? Her derde deva olduğunu biz niçin anlamadık?
Onun sayesinde yeni şeyler öğreneceğimizi, bugünkü bilgilerimizin tümüyle yanlış olduğunu neden bilemedik?
Örnek vereyim: Tayyip Erdoğan, Papa ile yaptığı ve çok verimli geçen görüşmede, Türkiye’nin nüfusunun yüzde 95’nin Müslüman olduğunu söyledi.Biz bu oranı yüzde 99 olarak bilirdik.Bugüne kadar bizi kimler kandırmış?Müslüman nüfusumuzda kış sezonu indirimi gibi birdenbire yüzde 4’lük indirim -hem de Tayyip Erdoğan’ın ağzından- kimin marifeti?
Böylece yaklaşık 3 milyon Müslüman ya kayıtlardan silindi, ya da aniden din değiştirdi! Hangisi?
Papa iyi ki geldi.Müslüman oranını yeniden öğrendik, yollar kesildi, yüz binlerce insan çile çekti. Elbette çekecekler! Çile çeken sevaba girdi.
Sayesinde Patrikhane ve çevresi, Selçuk ve çevresi adam edildi. Keşke Hakkári’ye de gitseydi, orası ne biçim düzelirdi!
İyi ki geldi, Diyanet İşleri Başkanı tarafından resmen fırçalandı.
Bunun üzerine Müslümanlıktan olumlu söz etti. Bunu da başardık!
Bize çok büyük saygı gösterdi. Uçaktan inerken haçını paltosunun altına gizlemişti. Sonraki aşamalarda açtı. Bu da başarı hanemize kaydedildi!
Sonracığıma bizim büyük devlet adamı Bülent Arınç ağzıyla "laiklik yeniden tanımlansın" gibi laflar etti.
***
İyi ki geldi. Hükümete yakın gazeteler dün muhteşem manşetler atmıştı.
Yeni Şafak: "Ayağının tozuyla AB desteği. Ankara’daki ilk adımında kendisini karşılayan Erdoğan’a ’Türkiye’nin AB’ye girmesini isteriz’ dedi."
Oysa hikáye öyle değildi. Tayyip Erdoğan bütün dünyaya yaptığı gibi Papa’ya da rica etmiş ve "Aman Hazret, bizi AB’ye alsınlar diye yardım edin" demişti.
Papa da ne yapsın, resmi ziyarette "Bana ne sizin AB’nizden" demesi mümkün mü! Kibarca ve diplomatik dille "Girmenizi arzu ederiz" dedi.Hepsi bu.
Türkiye Gazetesi: "Başbakan, Papa’yı uçağın kapısında karşılayarak Türk’ün hoşgörüsünü gösterdi. Erdoğan’dan jest!"
Vay vay vay!
Papa’dan fellik fellik kaçmış, görüşmeyeceğini kendi ağzıyla açıklamış, fakat sonra hesap yapmıştı:
"Yav şu bizim AB olayını bir de Papa’dan rica edelim. Rica etmek için görüşmek gerek. O halde ben kendisini havaalanında karşılayıp söyleyeyim!"
***
İşin TRT skandalı boyutu ise halen ortada. Bütün dünyaya yayın yapan TRT Papa’yı karşılama törenini beceremedi, yarıda kesti. Anıtkabir’de saygı duruşunda bulunan Papa’nın sadece kulaklarını ve ensesini dünyaya gösterebildi.
Bu olayı kimler yarattı? Kim kime emir verdi? Yanıt yok!
Ben deneyimli TRT ekibinin böyle bir gaf yapacağını sanmıyorum. Mutlaka bir şeyler oldu, dünyaya yapılan canlı yayın birdenbire kesildi.
TRT skandalının bir başka boyutu da dün patladı. Papa, Selçuk’ta Meryemana kilisesinde ayin yapıyor. TRT sunucusu canlı yayında konuşuyor:
"İstanbul Ortodoks Kilisesi EKÜMENİK Patriği..."
Devletin kurumu olan TRT, devletin kabul etmediği bir sıfatla Patriği anıyor, bunların eline en büyük kozu veriyor.
Bu kuruluşun başında köy imamı kökenli bir genel müdür vekili var. AKP’nin adamı.
Acaba bu sözler bilinçli mi, yoksa emir komuta zincirinde özellikle mi söyleniyor?
***
Sevgili okuyucularım, işin esas hikáyesi Papa’nın Patrikhane ayininde patlayacak.
"Ortodoks Konstantinopol Kilisesi" sözleri çok büyük olasılıkla İstanbul’da hayata geçirilecek.
İstanbul Rum Patriği’nden, Türk devletinin ısrarla reddettiği, kabul etmediği "ekümenik patrik" diye söz edilecek.
O zaman kimin ne yapacağını hep birlikte göreceğiz.
Valla Papa iyi ki geldi, biz de ne olduğumuzu gördük, neşemizi bulduk.
Bize bu Papa bayramını, şenliğini yaşatanlara teşekkür borçluyuz.
Bundan sonra işimiz Papa’nın dualarına kaldı. Ve göreceksiniz, edecek:
"Ulu Tanrı, başbakanları benden bile ricada bulundu, lütfen Türk hükümetindeki şu kullarını daha fazla üzme de, AB’ye aldır."