Emin Çölaşan: Ötesine yargı bakar

Emin ÇÖLAŞAN

Gazeteci arkadaşım Nurettin Kurt birkaç gün önce ilginç bir haber yapıyor. Eskişehir Cezaevi'nde yatmakta olan Kasım Gençyılmaz'ın avukatı Şenol Özel, yazılı bir açıklama yapıp Nurettin'e vermiş. Müvekkili, halen Akit Gazetesi'nde çalışmakta olan Hasan isimli bir şahsın bir süre önce kendisine Yekta Güngör Özden'in öldürülmesi karşılığında 2 milyon dolar önerenler arasında olduğunu söylüyor.

Ben haberi bilgisayar ekranında okuyorum. Nurettin'le konuşuyorum, belgeyi alıyorum, bununla yetinmeyip avukat Şenol Özel'i arıyorum. Olay doğru...

Ve 4 Kasım Perşembe günü gazetemizde Nurettin'in bu konudaki haberi ile birlikte benim ‘‘Kim bu Hasan’’ başlıklı yazım çıkıyor. Yazıda bu olayı anlatıyorum ve Akit Gazetesi'nde çalışan, bu iddianın muhatabı olan Hasan'ın kim olduğunu soruyorum.

Gençyılmaz ve avukatının açıklaması herhalde ciddi bulunuyor ki, DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel, bu gazetede çalışan ve ismi Hasan olan iki kişiyi gözaltına aldırıyor.

Bunlar her zaman olduğu gibi yaygara koparmaya, küfür ve tehdit etmeye başlıyorlar! Yaygara koparmakla da bizleri korkutacaklarını zannediyorlar!

Manşetler atıyorlar: ‘‘Çete-Çölaşan tezgáhı... Çölaşan gammazladı... Bunu size yalatırız...’’

Hep aynı numara, hep aynı ağız, aynı hedef gösterme, sövme, tehdit!

***

Ertesi gün, yani 5 Kasım günü Kasım Gençyılmaz, avukatı aracılığı ile Uğur Dündar'a kendi imzasıyla iki ayrı mektup gönderiyor. İki Hasan gözaltında olduğu için konunun üzerine daha fazla gitmek istemiyoruz. Uğur'a hitaben yazılan ilk mektupta şu ifade var:

‘‘Sayın Uğur Dündar, avukatım Şenol Özel tarafından Sayın Nurettin Kurt aracılığı ile Sayın Emin Çölaşan'ın 4 Kasım günü Hürriyet Gazetesi'nde yazmış olduğu konular aynen doğru olup geniş ve detaylı açıklamayı 8 Kasım Pazartesi günü Ankara 2 No'lu DGM'de yapacağım...’’

İkinci mektubu ise şöyle:

‘‘Sayın Uğur Dündar, Hasan adlı kişi Alternatif adlı bir televizyon programında (TGRT'de Sebahattin Önkibar'ın programı) merhum Ahmet Taner Kışlalı ile ilgili konuda eski İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş ve milletvekili Uluç Gürkan ile canlı telefon bağlantısında tartışan Akit gazetesi muhabiridir. Aynı şahsı Akit Gazetesi'nin polisçe aranmasında da televizyon ekranında gördüm.’’

Sözünü ettiği TGRT programına katılan kişiyi sorup öğreniyoruz. Akit Gazetesi yazarı Hasan Karakaya olduğu ortaya çıkıyor ama adamlar gözaltında olduğundan yazmıyoruz.

***

Ortada bir iddia var. Doğrudur, yanlıştır, onu bilemem. Ben gazeteciyim. Elime gelmiş bir yazılı belgeyi değerlendiririm. Nitekim öyle yaptım ve 4 Kasım tarihli yazımda şöyle yazdım:

‘‘Bu Hasan kimdir? Soyadı ne? Gençyılmaz bu iddiasını kanıtlayacak mı?..’’

Kasım Gençyılmaz, kendisine Özden'in öldürülmesi için 2 milyon dolar teklif edenler arasında bulunduğunu iddia ettiği Hasan'ın soyadını bilmiyor, ancak onu ekranda gördüğü zaman tanıdığını söylüyordu.

***

Gençyılmaz dün sabah Akit Gazetesi'nden gözaltına alınıp Ankara'ya getirtilen Hasan Karakaya ve Hasan Hüseyin Maden'le yüzleştirilmiş. Karşısına yedi kişi getirilmiş ve aralarından Hasan Karakaya'yı teşhis edip ‘‘İşte o şahıs budur’’ demiş.

Benzer sözleri bir saat sonra DGM önünde de tekrarlamış.

Bu konuda da yorum yapmıyorum. Artık söz yargınındır.

***

Bu gazete sürekli olarak insanları hedef gösteriyor, olayları çarpıtıyor, tehdit ve iftira yöntemlerine başvuruyor.

Adamları mahkemeye veriyorsunuz, gelen tebligatları almıyorlar.

Tazminat davası açıyorsunuz, gazetenin sahibi görünen şirketin adını sık sık değiştiriyorlar. Böylece yasal boşluğu kullanıp para ödemiyorlar. Türk adaletinin kararlarını hiçe sayıyorlar, adeta alay ediyorlar.

Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş bile ‘‘Bunlarla bu yasalarla mücadele etmek imkánsız’’ demek zorunda kalmadı mı?

Hak ve hukuk, bunların işine geldiği sürece vardır! Yargıtay Başkanı Sami Selçuk bu ülkenin Atatürkçü insanları ile ‘‘laikçiler’’ diye alay ettiğinde, bunlar tarafından ‘‘kahraman’’ ilan edilir! DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel ise yazılı bir beyana dayanarak bunları gözaltına aldığında ‘‘tu-kaka’’ olur!

Bu gazetenin telefon numaraları gizlidir. Sorun bakalım bilinmeyen numaralar servisi 118'e, Akit Gazetesi adına telefon var mı? Nasıl gazetedir bu!

Gazetede her gün yayınlanan künyede sahibi olan kişinin ismi yazmaz. Bu konuyu izlemek zorunda olan İstanbul Valiliği'nin umurunda değildir! Sahibi şimdilik Şahin Şirketi olarak görünür! Bir süre sonra tazminat davaları geldiğinde şirketin ismi yeniden değişecektir!

Neyse, Hasan Karakaya olayında artık söz yargının. İnsanların analarına ve karılarına bile utanmadan ve Müslümanlık maskesiyle sövenler, Kışlalı gibi nice pırıl pırıl insanımızı hedef gösterenler, bundan sonra biraz daha düşünsünler.

Çuvaldızı başkalarına batırırken, iğnenin de bir gün kendilerine batacağını unutmasınlar. Eğer batarsa, rol yapıp ağlaşmasınlar.