Örgüt nerede?

MEDYA kuruluşlarına tek elden, aynı yerden servis yapılıyor. Manşetler, haber ve yorumlar bu servisin etkisiyle atılıyor:

"Danıştay baskınını örgüt gerçekleştirdi. Örgüt çözüldü."

En yetkili ağızlar bunu söylüyor.

Fakat gelin görün ki, bu "örgüt" nedir, neyin nesidir, hiçbir şey belli değil. İşin daha da ilginç yanı, katil dışında örgüt bağlantısıyla yargı önüne çıkarılan herkes anında tahliye edildi.

Emniyet Genel Müdürü bile örgütten söz ediyor. "Ne örgütüdür bu" sorusuna yanıt vermiyor.

Öyle ya, biz bu ülkede ne örgütler gördük!

Kürtçü, bölücü, İslamcı, sağcı, solcu, mafya, paralı tetikçiler...


Acaba Danıştay baskınının ardında yer alan örgüt bunlardan biri mi? Eğer öyleyse, hangisi?

Ya da işin içinde örgüt mörgüt yok mu? Hükümet, İslamcı basın ve ötekiler olayı saptırma peşinde mi?

Valla burası Türkiye! Her şey olur.

Adam Danıştay’a giriyor, türban kararını veren 2. Daire’yi mahvediyor. Yakalandıktan sonra "Bu eylemi türban kararına kızdığım için yaptım" diyor. Hemen ardından, aynı kişinin Cumhuriyet Gazetesi’nin bombalanması olayını gerçekleştirdiği ortaya çıkıyor. Dinci mitinglerdeki fotoğrafları yayınlanıyor...

Ve şimdi olay, büyük bir titizlik, dikkat, maharet ve ince hesaplarla ve Emniyet’ten kaynaklanan tek yanlı medya servisiyle başkalarına yıkılmak isteniyor:

Derin devlete!.. Askerlere!.. Ulusalcılara!.. Atatürkçülere!..

Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin, saldırıdan birkaç saat sonra Meclis kürsüsünde "Sürprizlere hazır olun" demişti. Nasıl da bilmiş olacakları!

***

Ortada oynanan bir oyun var. Çok büyük ve önemli bir oyun. İşin kendilerince püf noktasını açıkça söylüyorlar, yazıyorlar:

"Danıştay baskını, AKP ve hükümeti yıpratmak için yapılmıştır."

Düşünüyorum, acaba Şemdinli iddianamesinin intikamı mı alınmak isteniyor? Orada da oyun tezgáhlamaya kalkışmışlardı, iş yarım kaldı. Belki de orada hüsrana uğrayanlar, şimdi bu yeni oyunu yarattı.

Dikkat ediniz, türban kararı sonrasında Danıştay’ı aşağılama yarışına giren, sözleriyle Danıştay’ı bilerek veya bilmeyerek hedef gösteren Başbakan dahil öteki hükümet üyelerine soru soran yok.

Danıştay kararı sonrasında 2. Daire Başkanı Mustafa Birden ve öteki üyelerin fotoğraflarını manşetten yayınlayıp hedef gösteren Vakit Gazetesi hakkında sonuçlanmış bir tek işlem yok.

Katilin ifadelerine değinen de yok.

Peki ne var?

Örgüt var! Örgütte askerler var! Derin devlet var!

Askerler kiralık bir katil tuttu, ona emir verdi:

"Oğlum sen gidip Danıştay’ı bas, böylece AKP iktidarını yıpratalım!"

Belki daha da ötesini oluşturan direktif verildi:

"Aslanım sen baskını yap, biz yeni bir 28 Şubat süreci yaratalım. Gerekirse darbe yapıp bu iktidarı düşürelim!"

Peki örgüt nerede? Kimlerden oluşuyor? Ne tür bir örgüt?

Onu bilen, açıklayan yok!

Örgütü şeytan aldı götürdü! Yav bu nasıl bir iştir?

***

Bütün bu keşmekeş yaşanırken borsa baş aşağı gidiyor, döviz ve faizler anormal biçimde yükseliyor, zamlar birbiri ardından patlıyor.

Yılbaşından bu yana benzine yapılan zam yüzde 12’ye dayandı.

Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir zam olmadı. Şimdi sırada doğalgaz ve öteki zamlar var. "Sağlam ekonomi edebiyatı" duvara tosladı. Sahte cennet, yaratılan yapay pembe tablolar bitti.

Bunlar tartışılmıyor. Tek konumuz "örgüt var"...

Eğer varsa örgüt mensupları yargı önüne çıkarılsınlar ve en ağır cezayı alsınlar.

İyi de, "o örgütü" demeçleriyle, Danıştay’ı aşağılayan sözleriyle, yaptıkları yayınlarla bu işe yöneltenler, çanak tutanlar nutuk atıp duruyor!

Onların bu kanlı baskında hiç mi suçu, sorumluluğu yok? Allah rızası için söyleyin, hiç mi yok?

Ama onlar -şimdilik- aradan sıyrıldı. İşin "siyasi sorumluları" toz oldu.

Türkiye Cumhuriyeti böyle bir pişkinliğe bugüne kadar tanık olmadı. Bundan sonra da olacağını zannetmem.
Yazarın Tüm Yazıları