TÜRKİYE’de akıl, mantık, izan ve insaf dışı işler yaşıyoruz. Faturası hepimize çıkıyor. İnanılır gibi değil ama böyle. İşte son doğalgaz kazığı olayı!
Hükümet doğalgaza yüzde 5.8 oranında zam yaptı. Böylece geçtiğimiz mart ayından bu yana doğalgaza dördüncü kez zam gelmiş oldu.
1 Mart, 1 Haziran, 1 Temmuz ve şimdi 1 Kasım. Sekiz ayda dördüncü zam. Zam oranı yüzde 27.
Ülkemizde yüz binlerce konut doğalgazla ısınıyor. Mutfaklarda doğalgaz var. Sanayi kuruluşlarının önemli bir bölümü doğalgazla çalışıyor. Hatta doğalgazla elektrik üretiliyor.
Doğalgazı isterseniz kullanmayın! Kullanmaya eliniz mahkûm, çünkü başka bir seçenek yok.
Doğalgazın tümünü yurtdışından ithal ediyoruz. Yani kaderimiz başta Rusya olmak üzere yabancıların elinde. Günün birinde vanaları kapattıkları takdirde -hele kış aylarında isek- hep birlikte perişan ve sefil olacağız... Çünkü peşin parayı bastırıp doğalgaz ithal edenler, Türkiye’de doğalgaz depolama tesisi yapmadılar. Bilemediniz üç günlük gaz stokumuz var!
Sevgili okuyucularım, döviz kurlarında yükseliş yok. İthalatta şimdilik sıkıntı yok. O halde hükümet doğalgaza niçin sürekli zam yapıyor? Bunca insanın bedduasını niçin alıyor?
Nedenlerini kısaca anlatayım:
***
Türkiye’de doğalgaz ithalatını yapan kuruluşun adı BOTAŞ. Hem ithalat yapıyor, hem de kamu kuruluşlarına ve özel sektöre satıyor. İşte, sorumsuzluk-laçkalık-rezalet bu noktada başlıyor.
Birkaç kamu kuruluşu, BOTAŞ’tan doğalgaz alıyor ama parasını ödemiyor. Bu kuruluş bu durumda paraya sıkışıyor, ithalat yapacak parayı bulamıyor. O zaman ne yapıyor? Hükümetin emriyle zam yapıyor!
Sevgili okuyucularım, milyonlarca insanımız korkunç bir sarmal içerisinde.
Enerji Bakanlığı’na bağlı olan EÜAŞ (Elektrik Üretim A.Ş.) isimli kuruluş BOTAŞ’a 8 katrilyon dolaylarında borçlu! Doğalgazla elektrik üretiyor, parasını ödemiyor.
Onu Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı EGO izliyor. EGO’nun borcu 1 katrilyon’u geçiyor! Doğalgazı abonelerine peşin parayla satan EGO, devlete olan borçlarını ödemiyor.Enerji Bakanlığı buna yıllardır göz yumuyor... Çünkü belediye onlardan, yani AKP’li.
Sonuçta olan, zam kazığını yiyen milyonlarca aileye, işyerine ve sanayi kuruluşlarına oluyor.
Onlar borçlanıyor, borçlarını ödemiyor. Onların yaptığını biz temizlemek ve cepten ödemek zorunda kalıyoruz. Zamlar bize düşüyor.
Yakında elektrik zammı gelecek, kazığı aynı nedenlerle yine bizler yiyeceğiz.
***
Birbirlerini nasıl koruyup kolladıklarını şimdi size devletin belgelerinden açıklayacağım. Bu mekanizmanın nasıl çalıştığını iyi görünüz. Aşağıdaki rakamları Sayıştay’ın "2005 Yılı Hazine İşlemleri Raporu" adlı belgesinden veriyorum. (Rakamları Hazine Müsteşarlığı ile Sayıştay’ın internet sitelerinden bulabilirsiniz.)
Bunların Hazine’ye, yani devlete olan borçları:
Ankara Büyükşehir Belediyesi: 1 katrilyon 891 trilyon lira.
Büyükşehir’e bağlı EGO: 1 katrilyon 145 trilyon lira.
Büyükşehir’e bağlı ASKİ: 415 trilyon lira.
Tablo korkunç. Bizler işte bu tablonun sonuçlarını zamlarla yaşıyoruz.
Ankara Büyükşehir Belediyesi, devlete borçlu olanların üçüncü sırasında!
Melih Gökçek açıkça "ben borç ödemem" diyor ve iktidarın başındakiler bunlara göz yumuyor.
Onların ödemediği borçları vatandaş olarak biz ödüyoruz.
Vatandaş bir liralık elektrik, su, doğalgaz, telefon, vergi borcunu ödemediği takdirde aslanlar gibi üzerine gidenler, size devletin rakamlarıyla ilettiğim şu tabloda ne yapıyor?
Hiçbir şey!
Dünyanın hangi ülkesinde böyle bir uygulama olabilir? Bunların aynı partiden olup birbirini kollaması, vatandaşın cebine hangi gerekçeyle yansıtılıyor?
Devletin bütçesi zaten göçük, yatırımlar durduruldu. Bunlar borç ödemeyince daha beter göçüyor ve faturası Türk milletine vergi, zam olarak bindiriliyor.
Bugün size sadece doğalgaz kazığını devlet belgeleriyle anlattım. Muhalefet partileri ucu milyonlarca aileye dokunan bu konuları niçin gündeme getirmiyor? Niçin kıyameti koparmıyor? Bu tabloyu yaratan AKP iktidarı, milyonlarca insanımıza bu kazığı atanlar acaba niçin suspus olup sütre gerisine çekiliyor?
Normal bir ülkede bunların yüzde biri olsa hesap sorulur. Bizde kim kimden hesap soracak, kim!