SEVGİLİ okuyucularım, çok yoğun haftalara giriyoruz. Şu yaşadıklarımıza bir bakın. Üç günde 10 şehit!.. Ve öbür tarafta öten, Türkiye Cumhuriyeti’ne posta koyan Barzani isimli bir ABD uşağı. Bir kukla. "Siz Kerkük’le ilgilenirseniz biz de Diyarbakır’la ve Türkiye’deki 30 milyon Kürt’le ilgileniriz!"
Yakın zamana kadar can yoldaşı Talabani ile birlikte ceplerinde bizim tarafımızdan verilen (niçin olduğu bilinmez) kırmızı diplomatik pasaport taşırlardı. Şimdi petrolün hatırına ABD’nin emir ve hizmetine girip adam oldular!
Barzani postasını koyunca, bizimkilerden doğrusu bir yanıt beklerdik! Yanıt geldi:
Yakında görürsünüz!.. Artık haddini aştı!
Neyi göreceğiz, neyi?
Abdullah Gül Beyefendi bir de ABD Dışişleri Bakanı’nı arayıp bu şahsı ona şikáyet etmesin mi! "Yeter artık, susturun bu adamı" demesin mi! Yahu gülelim mi, ağlayalım mı? Kimi kime şikáyet ediyorsun? Barzani bu sözleri, ABD’nin onayı olmadan mı söyledi?
Türkiye’ye bulaşan, tehdit edip posta koyan Barzani... Riyad’da bir hafta önce Talabani ile kucaklaşanlar... Öcalan’ı yıllarca besleyen Suriye’ye maç için gidip Esad’la öpüşüp koklaşanlar... Ve üç günde 10 şehit...
Şimdi ister misiniz, tam da Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde Tayyip Erdoğan’ın elini güçlendirmek için hükümet, Türk ordusuna "askerlik yan gelip yatma yeri değildir, istikamet Kuzey Irak" diye emir versin!
Burası Türkiye.Olmaz demeyin, olmaz olmaz!
Bugün son!
SÜLEYMAN Demirkan arkadaşımızın dün Hürriyet Ankara ekinde yayınlanan çok önemli bir haberi vardı. Savcılık, Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı EGO Genel Müdürü ve 32 bürokratı hakkında yolsuzluk davası açmış. Yargılama Ankara 11.Asliye Ceza Mahkemesi’ndedevam ederken, duruşmaya bir celse için dışarıdan bir hákim girmiş... (2005/1066 Esas.)
Ve aynı anda beraat kararı vermiş! Sanıklar hakkında yolsuzluk ve usulsüzlük iddianamesi düzenleyip ceza davası açtıran Cumhuriyet Savcılığı, ne hikmetse bu beraat kararını temyiz etmemiş.
Bugün son! Duruşmaya bir hákim tek celse için giriyor, sanıkları beraat ettiriyor ve karar temyiz edilmiyor. Bugün akşama kadar temyiz edilmezse beraat kararı kesinleşecek.
Ötesine herhalde hem Adalet Bakanlığı, hem de Hákimler ve Savcılar Yüksek Kurulu bakacak. Ama iş işten geçtikten sonra!
Korku dağları bürüdü
ÖNÜMÜZDEKİ cumartesi günü Ankara’daki Cumhuriyet mitingi muhteşem olacak.Geçtiğimiz pazar günü DSP’nin Ankara’daki mitingi de çok iyiydi.Bazı gazetelere göre 40, bazılarına göre 50 bin kişi katıldı.Kalabalık canlıydı.
Tek parti iktidarının avantajını çok iyi kullanan AKP’ye karşı 4.5 yıl içerisinde hemen hiçbir ciddi ve örgütlü gösteri yapılmadı.O kadar ki, türbancılar bile sustu!Birkaç gün önce Kasımpaşa’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi, kaçak bir Kuran kursu binasını yıktırdı.Bu yıkımı örneğin CHP’li bir belediye yapsaydı, kıyameti koparırlardı.
* * *
14 Nisan Cumartesi günü Ankara’daki dev mitinge ülkenin dört bir yanından yüz binlerce insanımız katılacak.
İktidar ve iktidarı destekleyen medya rahatsız, tedirgin... Çünkü bu görkemli manzara karşılarına ilk kez çıkacak ve beyler rahatsız olacak.
Emir verdiler, Atatürkçü Düşünce Derneği’ne müfettişler gönderip tam da miting öncesinde denetim yaptılar!.. Ve her zamanki gibi, belgeler AKP medyasına uçuruldu:
"Sezer, Atatürkçü Düşünce Derneği’ne para verdi!"
Verilen para 200 milyar dolaylarında ve bununla Ahmet Taner Kışlalı Kültür Merkezi yapılıyor. Türkiye’de kamuya yararlı olduğu devlet tarafından karara bağlanmış her derneğe bugüne kadar devlet bütçesinden yüzlerce trilyon verildi, onlar görülmüyor.
Ama işin vahim tarafı, hükümet içerisinde birileri, ellerindeki belge ve müfettiş raporlarını henüz kesinleşmeden kendi medyalarına sızdırıyor. Devlet ciddiyeti böylece yok ediliyor. Son POAŞ olayında olduğu gibi.
14 Nisan Ankara mitingi bunları ciddi biçimde korkutuyor, ürkütüyor... Çünkü ilk kez karşılarına parti ve kurum ayrımı gözetmeden, her kesimden kitleler gelecek... O sesler Barzani’nin değil, yıllardır suskun kalan onurlu kitlelerin yurtsever haykırışı olacak.