Muş’un Korkut İlçesi’nde seçim

LİBERAL Demokrat Parti Başkanı Cem Toker’den aldığım faksı size aynen iletiyorum. Lütfen dikkatle okuyunuz, bir ibret belgesidir.

"Sayın Çölaşan, 30 Temmuz 2006 Pazar günü Muş’un Korkut İlçesi’nde Belediye Meclisi üyeliği seçimi yapıldı. Bu seçime biz de katıldık. Bu vesileyle genel başkan sıfatımla bir Doğu ilimizin ilçesindeki seçim havasını yaşamak için Korkut’a gittim.

Şimdi sizinle paylaşacaklarımı partimin reklamı olsun diye yazmıyorum. Yazımdaki gerçekleri kısmen de olsa köşenize taşımaya karar verirseniz, partimizden isterseniz hiç söz etmeyin ama rezaleti lütfen topluma duyurun.

Zira orada gördüklerim ve duyduklarım karşısında ’Siyaset buysa ben siyasetçi değilim’ dedim. Kahve toplantılarında Korkut halkına ’Bize oy vermeyin’ dedim.

2006 Türkiye’sinde hálá suyu olmayan bir ilçe! Köy değil, 19 yıl önce ilçe olmuş bir yerleşim birimi. Dikkat edin, oraya gelen AKP milletvekilleri yolu değil, fabrikayı değil, medeniyetin ve yaşamın simgesi olan musluktan akan suyu, bir belediye meclis üyeliği seçiminde, seçim şantajı olarak kullanıyor.

Dört yıl boyunca ilçeye bir çivi bile çakmayan AKP, seçime bir gün kala 300 milyar lira ödeneğin tahsisinin çerçeveli fotokopisini büyütüp ilçeye gönderdi... Ve ’eğer oyunuzu bize verirseniz paranın geri kalan bölümü arkadan gelecek’ diye şantaj yaptı.

Bunları yazan Muş’un Sesi ve Şark Telgraf gazetelerini de size gönderiyorum: ’Düzenlenen törende konuşan AKP milletvekili Seracettin Karayağız, belediye meclisi seçiminde AKP’nin güçlü çıkması gerektiğini belirterek ’Korkut içme suyu çalışmalarının devamını getirmek için Ankara’dan bir şeyler isteyecek yüzümüzün olması gerekir’ dedi.’

Sayın Çölaşan, ilçe halkıyla yaptığım toplantılarda bana, AKP’ye sadece ilçelerine su getirmeyi vaat ettiği için oy vereceklerini ifade ettiler... Çünkü soz konusu olan ’SU’ idi. Kendilerine haklı olduklarını, ben de Korkutlu olsam belki mecburen ve çaresizlikten AKP’ye oyumu verebileceğimi söyledim.

Ancak Korkut halkından rica ettim. Seçimin ertesi sabahı daha geniş düşünmelerini, niçin her seçimde birilerinin şantajlarına boyun eğmek zorunda kaldıklarını kendi kendilerine sormalarını istedim.

Ve, insanın düşman askerinden bile esirgemediği, su gibi medeniyetin, uygarlığın, yaşamın kaynağı olan bir konuyu insanların abdest aldığı bir ülkede seçim pazarlığı yapan zihniyet karşısında utandım. ’Tamam kardeşim, gidin AKP’ye oy verin’ demek zorunda kaldım.

Tekrar ediyorum. Bu zihniyette insanlarla birlikte ’siyasetçi’ sıfatını taşıdığım için çok rahatsızım. Sizden ricam, bu adamların gerçek yüzlerini lütfen topluma duyurmaya devam ediniz. Saygılarımla. Cem Toker."

Bir ilçe düşünün, musluklarından su akmıyor! İnsanlar pis kuyu suyu içiyor... Ve seçim öncesinde Korkut İlçesi’ne 300 milyar lira gönderiliyor, belgenin fotokopisi büyütülüp ahaliye dağıtılıyor.

İnsanların en doğal hakkı olan su bile, böyle oy avcılığına alet ediliyor.

Dün Toker’i arayıp seçim sonucunu sordum. Belediye Meclisi’nde 6 üyelik AKP’nin, 3 üyelik DYP’nin olmuş.

VE ELEKTRİK

Muş’un ilçesinde su durumu böyle de, Cumhuriyet’in başkenti Ankara’da elektrik durumu acaba nasıl? Bizim Hürriyet bürosu Ankara’nın göbeğinde, Cinnah Caddesi’nde. Çevremiz konutlar, bankalar, işyerleriyle dolu.

Gazetemizde hiç abartmadan söylüyorum, günde en az 20 kez elektrik kesiliyor. Ben bunu bizim binaya özgü bir durum zannediyordum. Birkaç gündür çevredeki işyerlerine, banka çalışanlarına soruyorum, onlar da aynı sıkıntıyı yaşıyor. Bazılarında -jeneratör yoksa- bilgisayar sistemleri çöküyor, ev aletleri bozuluyor.

Ankara böyle de, Türkiye’nin öteki tarafları farklı mı! Enerji politikaları tümüyle iflas etti. Şimdi elektrik zammı bekleniyor.

2l. yüzyıldayız. Bir yanda suya hasret insanlar üzerinden siyaset yapılır ve ülkenin dört bir yanında elektrik kesintileri insanları çıldırtırken, öte yanda beyinlerimiz AB masallarıyla morfinleniyor!
Yazarın Tüm Yazıları