Medya yalakalığı

TAYYİP iktidar oldu ya, medyamız Tayyip'ten geçilmiyor. Yanar döner takımı ve renksizler ilk günden yalakalık yapmaya başladılar.

Ben bunları iyi bilirim, Tayyip yerine başkası olsaydı, yalakalık ona yapılacaktı.

- Tayyip berberde tıraş oluyor. Tayyip bahşiş bıraktı.

- Tayyip'in çocukluğu nasıldı! Tayyip futbolcu, Tayyip imam hatipli... Derslerinde maşallah hep 10 alırmış. Çocukluk arkadaşları onu anlatıyor... Valla çok iyiydi. Biz çok severdik...

- Tayyip'in burcu ne!.. Yükselen burcu ne diyor! O bir kurtarıcı!

- Tayyip'in tarot falı... Muhteşem!

- Tayyip ilk iftarını gecekonduda açtı, kurufasulye pilav yedi...
(Bu numara çok klasiktir. Gecekonduyu önceden seçerler. Oraya gündüzden yemek gönderilir, kameralara ve muhabirlere haber verilir, hep birlikte gidilip atraksiyon yapılır.)

- Tayyip'in askerlik anıları... Aslan asker Tayyip. Tayyip attığını vururdu!

- Tayyip'in karısı diyor ki... Yengemiz görücü usulü evlenmiş...

- Tayyip sekizinci demecini gazetemize verdi... Tayyip bana 10 dakika ayırdı ve dedi ki...

- Tayyip çok yakışıklı görünüyordu... Delici ve etkileyici bakışlara sahip...

- Tayyip'in adam olacağı çocukluğundan belliydi...

-
(Derviş yalakalığı bitince) Yeni kurtarıcımız Tayyip... O artık çok değişti. Eski Tayyip gitti, yerine yenisi geldi. Artık ‘‘elhamdülillah şeriatçıyım’’ demiyor... O şimdi Müslüman demokrat oldu!

- Tayyip Fener, değerli yengemiz Cimbom, kayınbirader Beşiktaş... Ne aile valla, helal olsun.

***

Televizyonlar, gazeteler Tayyip yalakalığı ile dolu. Aman Allah, o ne yağcılık, ne övgüler!

Medyamız yeni bir maden keşfetti, şimdi onun üzerinde.

Tayyip geldi, dertler bitecek! Onun kafasında gizemli ve sihirli projeler var. Bekleyin birkaç hafta, Türkiye zirvede!

Yatırımlar patlayacak, işsizlere iş bulunacak, esnaf, çiftçi, emekli köşeyi dönecek, faizler düşecek, ekonomi şaha kalkacak... Çünkü Türkiye onun tek parti yönetimini bekliyordu.

Madem bekliyordu, niye bunları seçim öncesi yazıp söylemediniz de, şimdi yağcılık olsun diye söylüyorsunuz?

Medya yönetimlerinden bir bölümü, Tayyip'in hoşuna gitmeyecek haberleri görmüyor, kullanmıyor.

Kendisiyle söyleşi ayarlamak için sıraya giren, aracılar koyan bizim anlı şanlı gazeteci takımı, Tayyip'in hoşuna gitmeyecek soruları sormaktan özenle kaçınıyor...

‘‘Aman abi ne olur ne olmaz, kızarsa beni bir daha kabul etmez...’’

Ya da:

‘‘Ters soru sorarsak, ters bir haber yayınlarsak patron bozulur...’’

Çünkü yarın Tayyip iktidarı ve onun başbakanı göreve resmen başlayınca, çoğunun bir ‘‘ricası’’ olacak. Ricalardan bazıları trilyonluk olacak!

İktidar gücünü ele geçiren Tayyap bizim kişilikten yoksun medyayı izledikçe mutlu. Belki kendi kendine ‘‘Ben neymişim de haberim yokmuş’’ diyor.

Sağduyusunu yitirmediyse, sergilenen yalakalığa mutlaka şaşırıyor.

HABER VERSİNLER, GÖRELİM!

Dünkü yazımda mahkeme kararıyla gönderilen bir tekzip yayınladım. Burada belli zamanlarda bir konuyu dile getiriyorum. Orhan Pamuk ve Ahmet Altan isimli iki kişinin yazdığı her kitabın ilk baskısının 50 bin adet yapıldığı medyaya büyük bir kampanya ile yansıtılıyor. Türkiye'de en ilginç kitapların bile yılda 3 bin sattığını bilen bendeniz, bunun mümkün olmadığını iddia ediyorum. O kitapları basanlar ise ‘‘Biz yaptık oldu’’ diyorlar.

Şimdi kendilerine bir çağrıda bulunuyorum: Madem böyledir, bu kitaplar basıldığı anda mutlaka bir depoya, ambara konuluyor. Kitap piyasaya verilmeden önce oraya medyayı çağırsınlar ‘‘İşte 50 bin adet kitap burada, inanmayan saysın’’ desinler. Fırsat bulursam böyle ilginç bir sayıma ben de gelirim. İlk baskısı 50 bin adet yapılan kitabı gözlerimle görür ve aksini yazdığım için onlardan özür dilerim.

Bir dahaki 50 binlik baskıda bu yazdıklarımı unutmasınlar.
Yazarın Tüm Yazıları