Manzara-i umumiye

SEVGİLİ okuyucularım, hepimiz bu ülkenin insanlarıyız ve aynı geminin içinde yaşıyoruz.

Gemi batarsa hepimiz batacağız, çıkarsa hepimiz çıkacağız. Ama gelin görün ki, hep büyük çoğunluk batıyor, küçük bir azınlık ise çıkıyor, yükselmeyi başarıyor. Kim o küçük azınlık?

İktidar yandaşları. Atamalarda, ihalelerde, kamu alımlarında hep onlar var. Devletin ve belediyelerin parası onlara pompalanıyor. Büyük çoğunluk ise kesilen ilaç ve tedavi parasının peşinde koşturuluyor. Bu sadece bir tek örnek.

Öbür tarafta ülkemizin nasıl yönetildiğini hayretle, ibretle ve dehşetle izliyoruz. İnsanlar mutlu değil. Hiç kimse geleceğe güvenle bakmıyor. Haksızlık, hukuksuzluk, yolsuzluk, kapkaç, gasp, hırsızlık diz boyu.

Türkiye Cumhuriyeti çelişkilerle, tuhaf açıklamalarla, gizlenen gerçeklerle, insanlar kandırılarak yönetiliyor.

Memur, işçi, emekli, esnaf, çiftçi, öğrenci, herkes mutsuz. İşsizlik dayanılmaz boyutlarda. Kitleler geçinemiyor, ayın sonunu getiremiyor. Bu koşullarda IMF, 380 milyonluk asgari ücreti yüksek bulup azaltılmasını istiyor.

Tek parti iktidarı çözülmüş, ülkeyi yönetemiyor. Elinde sadece yüzde 34 oyla ele geçirdikleri yüzde 66’lık Meclis çoğunluğu -AKP milletvekilleri- var!

Kaldır deyince ellerini kaldırıyorlar, indir deyince indiriyorlar ve Meclis’ten yasalar otomatiğe bağlanmış bir biçimde geçiveriyor. Ama bu yetmiyor.

Ülkemizde her gün kara mizah olayları yaşıyoruz. Gülmek mi gerekir yoksa ağlamak mı, bilemiyoruz.

* * *

Bu ülkede her gün birkaç şehidimizi toprağa verirken hükümetten tık yok. Aynı hükümet kendi terör sorununa çözüm bulamaz ve ayrıca aramazken, sınırlarımız dışındaki olaylar karşısında maşallah pek duyarlı!

ABD-İran, İsrail-Filistin arasında arabuluculuk yapmaya soyunuyor. Gerçi sonuç sıfır ama iç kamuoyu bu masallarla uyutulmak isteniyor. Aynı hükümet PKK terörü konusunda suskun. Şehit cenazelerinden adeta bıkmış usanmış durumda.

Suriye’ye başbakan danışmanı gönderiyorlar. Bu şahsın orada HAMAS örgütünün başıyla gizlice görüştüğü basına yansıyor. Dışişleri Bakanı, Başbakanlık sözcüsü ve danışmanın kendisi bu haberleri tek tek yalanlıyor. Hemen ardından Başbakan çıkıp "Evet görüştü" diyor!

Hem birbirlerini yalanlıyorlar, hem de birileri bize yalan söylüyor.

Terör örgütlerine para sağlayan Yasin El Kadı isimli şahıs Birleşmiş Milletler tarafından kara listeye alınmış. Dolayısıyla bundan önceki hükümet de kendisini kara listeye almış ve ismi Resmi Gazete’de yayınlanmış. Türkiye’de Başbakan’ın danışmanı Cüneyd Zapsu ile ortaklık etmiş olan bu şahıs için Başbakan televizyonda konuşuyor:

"Ben kendisini çok iyi tanırım. İyi adamdır. Hayırseverdir. Yasin Bey’e kefilim."

İki gün sonra emniyet sözcüsü açıklama yapıyor, bu adamın Türkiye’ye girmesinin yasak olduğunu bildiriyor.

Başbakan kime kefil oluyor?... Ve hangi gerekçeyle oluyor?

* * *

Meclis Başkanı Moskova’da gazetecilere "Ölü Lenin’i görmek çok güzel" diyor. Yaptığı gafın farkına sonra varıyor ve çevresindeki Türk gazetecilere rica ediyor: "Aman bu sözümü duymamış olun!"

Türkiye’de telefonlar dinleniyor. İşin komik ve acı boyutu: Türk Telekom adına da "Biz dinlemedik" açıklaması yapılıyor. Bu sözleri söyleyen kim? Bu kurumun yönetim kurulu başkanı Paul Doany! Bir yabancı uyruklu. Bu kurum basit bir işlem yaptığı anda Türkiye’deki bütün sabit telefonları dinleme gücüne sahip. Genelkurmay ve devlet telefonları dahil!.. Ve elde ettiği bilgileri başkalarına iletme gücüne de sahip!

Size olayları çok özetle aktarıyorum, çok genel bir çerçeve çiziyorum.

Ülkemizin getirildiği şu duruma bir bakın.

Eğitim sistemi tümüyle çökmüş. Özellikle liseler devre dışı kalmış, dershaneler öne çıkmış. Eğitimde, sağlıkta büyük rant dönüyor. Parası olan iyi eğitim alıyor, parası olmayan ya sürünüyor, ya da tarikatların kucağına düşüyor. OKS sınavında tam 46 bin öğrenci sıfır çekiyor.

Kanlı Danıştay baskınını askerlere ihale etmeye kalkışan hükümet yetkilileri, savcılık iddianamesi sonrasında suspus oturuyor. Din ticareti ve din sömürüsü olanca hızıyla sürüyor. Devleti ele geçirdiler, milletin fabrikalarını, limanlarını, tesislerini günü kurtarmak için kelepir sattılar.

Çok genel hatlarla ülkemizde ’manzara-i umumiye’ (genel görünüm) dün, 2006 yılının 15 Temmuz günü çok özetle böyleydi!

Bugün belki değişir!!!
Yazarın Tüm Yazıları