Kurt kocayınca...

KUKLA Irak devletinin başındaki Talabani baklayı ağzından çıkardı: "Türkiye, Kuzey Irak’a giremez. Girmesine izin vermeyiz..."

Bir o eksikti, o da konuştu. Giremeyeceğimizi biz de biliyoruz. Herhangi bir mucize olursa belki göstermelik bir operasyon düzenlenir, hepsi o kadar.

Ancaaak, Talabani ve Barzani gibilerin bu laflarını biz hep yiyip yutacağız. Atalarımız ne güzel söylemişler:

"Kurt kocayınca kuzuların maskarası olur!"

Şu düştüğümüz durumlara bir bakın sevgili okuyucularım! Her gün şehit veren, şehit cenazesi kaldıran Türkiye Cumhuriyeti, Talabani ve Barzani gibi birkaç dandik adamın bu laflarına muhatap oluyor ve hiçbir şey yapamıyor, tepki veremiyor. Eli kolu bağlı oturuyor.

Daha da acısı, ABD’nin kucağında oturan, ülkesinin hiçbir yerinde sözü geçmeyen kukla Irak yönetiminin Ankara’daki büyükelçisinden medet umuyoruz.

Bağdat büyükelçiliğimize 200 metre uzaklıkta adamlar Abdullah Öcalan kültür merkezi açmışlar, orada PKK bayrakları çekmişler. Biz o kukla devleti adam yerine koyup protesto notası veriyoruz.

Dahası var. Ankara’daki ABD büyükelçisini çağırıp ricada, istirhamda bulunuyoruz. Büyükelçi burada diplomat değil, kapitülasyon komiseri olarak görev yapıyor. Bizim Dışişleri Bakanlığı’nı değil, Türk medyasını muhatap alıp sürekli bir biçimde gazetecilere açıklama yapıyor. Bizim hükümetten tık yok. Sinmişiz, ezilip büzülmüşüz, Kuzey Irak Kürt devleti bile bize posta koyuyor. Rahmetli Osman Bölükbaşı şöyle derdi:

Ne günlere kaldık ey gazi hünkár/ Katır defterdar oldu, eşek mühürdar!

HAYATIMIZ DERSHANE

Bir ülkede öğrenciler üniversiteye nasıl girer? Liseyi bitirir ve öyle girer. Dünyanın her ülkesinde durum budur. Öğrencileri lisede eğitirsiniz, sonra onlar lise eğitimiyle üniversiteye girer. Gerekirse takviye olarak dershaneye gider.

Bizde ise durum çok farklı. Lise öğreniminin hiçbir anlamı, esprisi kalmadı. Dershaneye gitmediğiniz sürece üniversiteye giremezsiniz.

En geç ikinci sınıfta dershaneye kayıt yaptıracaksınız. Sömürü çarkı bu andan itibaren başlayacak. Gittiğiniz dershaneye her ay avuç dolusu para ödeyeceksiniz. Öğrenci çalışkan ise onu birileri keşfedecek. Dershanelerin çoğu tarikatların elinde. Dershaneler okullarda ava çıkacak. İzlenen, kafası çalışan başarılı öğrenciye el atılacak, para alınmayacak. Bedava yurt, hatta burs sağlanacak. Bu amaçla ailelerle pazarlık yapılacak.

Fakir aile çocuğu ve başarılı değilseniz dershaneye ya hiç gitmeyeceksiniz, ya da "koruyucu meleklere" sığınmak zorunda kalacaksınız.

Özellikle lise son sınıfa geldiğinizde, okutulan dersler sırtınıza ve kafanıza angarya olarak binecek... Çünkü üniversite sınavına sizi liseler değil, dershaneler hazırlıyor olacak.

Bu durumda özellikle ikinci yarıda okula gitmemek için her türlü çabayı -ailelerinizle birlikte- harcayacaksınız. Örneğin, hastanelerden düzmece rapor alacaksınız. Bu amaçla torpil arayacaksınız. Sizi daha ömrünüzün başında bu yollara itecekler, "Türkiye’de bu işler böyle yürür" diye öğretmiş olacaklar.

Günün birinde sınava gireceksiniz. Kazandınız, hatta dereceye girdiniz. Kutlarız! Bu kez dershanelerin ilan furyası başlayacak.

"Falanca filanca bizim öğrencimizdi, ilk 100’e girdi, şu üniversiteyi kazandı... 630 öğrencimiz istedikleri okulları kazandılar..."

Fotoğraflarınızı bu ilanlarda kullanacaklar, size paralar, ödüller, hatta otomobil verecekler. Sömürü çarkı, kazanç furyası, eğitim rezaleti!..

Özellikle büyük kentlerin dört bir yanı dershane binalarıyla dolu. Milyonlarca öğrenci üniversiteye adım atabilmek için dershanelere gidiyor. Bu sektörde katrilyonlar dönüyor.

Dershane furyası, ilköğretim 7. sınıfta iyi bir liseye gidebilmek için başlıyor. Sonrasında liseler yok! Lise eğitimi bir kenara itilmiş. Dershaneye gitmeyen, bu amaçla çuval dolusu para ödeme lüksüne sahip olmayan hiçbir ailenin çocuğunun, hiçbir öğrencinin iyi bir yeri kazanması -mucize olmadıkça- mümkün değil.

Dahası da var! Üniversite bitirip doktor oldunuz. Tıp fakültesi eğitimi hiç önemli değil! İhtisas (TUS) sınavı için haydi yine dershaneye! Memur olacaksınız. KPSS için yine dershaneye! Açık öğretim için öyle.

Hayatımız dershane! Her yerde, her konuda dershane.

Allah rızası için söyleyin, böyle sapkın eğitim sistemi olur mu?

Oluyorsa, benzeri dünyanın hangi ülkesinde var?
Yazarın Tüm Yazıları