KARA Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Genelkurmay Başkanı olmasın diye, akla hayale gelmeyecek tezgáhlar kuruldu. Önünü kesmek için büyük çaba harcandı.
İsmini Şemdinli iddianamesinde kullandılar, suçlamaya kalkıştılar. İddianameyi hazırlayan savcı, meslekten atıldı. Danıştay baskını sonrasında hadiseyi yine Büyükanıt’a yönlendirmeye çalıştılar.
İş bununla da bitmedi. Bazı internet sitelerinde Büyükanıt hakkında utanç verici yayınlar yapıldı.
Türkiye’de milyonlarca cep telefonuna aynı doğrultuda mesajlar çekildi:
Büyükanıt Yahudi’dir!
Büyükanıt yolsuzluk yapmıştır!
Büyükanıt’ın batık bankalarda bir trilyon parası vardı, TMSF’ye baskı yapıp parayı kurtardı.
Bunlar, belli çevrelerin belli kişilere çamur atmak için kullandığı kirli yöntemlerdir.
Burada açıkça soruyorum:
Büyükanıt Genelkurmay Başkanı olmasın diye çaba harcayanlar kimlerdi? Bu kirli kulisleri sürdürenler hangi partiye yakındı? AKP’ye mi!
Bir soru daha soruyorum:
Devletin bütün olanakları AKP iktidarının elinde. Büyükanıt hakkında bu iğrenç yayınları yapan internet sitelerini kimlerin yönlendirdiğini ortaya çıkardılar mı?
Cep telefonlarına geçilen milyonlarca mesajın nerelerden ve kimler tarafından çekildiğini araştırdılar mı?
Yanıtı yine ben vereyim:
Hayır!
Peki niçin araştırılmadı?
Ben bilemem!
* * *
TSK rahatsızdı.Rahatsızlık giderek büyüyordu.Geçen hafta Harp Akademileri Komutanlığı’nda yapılan törende Orgeneral Büyükanıt’a, salondaki yüzlerce subay büyük tezahürat yaptı. Ayakta alkışlar dakikalarca sürdü.
Bir yerlere mesaj veriliyordu!
Başbakan, TBMM Başkanı ve ötekiler de bu olayı gördüler ve mutlaka ders çıkardılar.
Pazartesi sabahı yine milyonlarca cep telefonuna karanlık çevreler tarafından mesajlar geçildi. İş kötüye gidiyordu. Aynı gün öğle saatlerinde Bakanlar Kurulu toplantısı başladı.
Hemen ardından Büyükanıt’ın kararnamesi -sanki orada imzalanmış gibi- Cumhurbaşkanlığı’na gönderildi.
Oysa Bakanlar Kurulu toplantısına katılan bakanlar, olanı biteni bilmiyordu! Büyükanıt kararnamesinden haberleri yoktu.
Önceden imzaladıkları boş kararnamelerden birinin üzeri doldurulmuş ve Çankaya’ya gönderilmişti.
Biliyorsunuz, Recep Tayyip Bey’in bazı uygulamaları var! Bakan yaptıklarından, ilk iş olarak boş káğıda imza alıyor. Bu, istifa dilekçesi! Gerektiği anda bu dilekçeyi işleme koyuyor ve bazı hükümet üyeleri, "istifa ettiklerini" haber bültenlerinden öğrenmek zorunda kalıyor!
Yani "boş kararnameler" ve "peşin alınan istifa dilekçeleri" devlet yaşamında önemli bir yer tutuyor!
Sonuç: Orgeneral Yaşar Büyükanıt’a karşı kurulan tezgáh, komplo, kirli oyunlar, adına ne derseniz deyin, çöktü.
Türkiye’nin büyük bir gerilime sürüklendiğini gören Başbakan, çareyi -bütün geleneklerin dışına çıkarak- bu kararnameyi bir an önce Cumhurbaşkanı’nın onayına sunmakta buldu.
Daha önce de yazılarımda belirtmiştim. Bu kirli oyunu oynayanların, oynatanların, oynayanlara göz yuman ve yol verenlerin başka çaresi yoktu. Büyükanıt safdışı bırakıldığı takdirde Türkiye’de kıyamet kopacaktı. Bunu göze alamadılar.
Denediler ama başaramadılar.
Gönlümüz artık rahat... Çünkü Orgeneral Büyükanıt, Genelkurmay Başkanlığı makamını dolduracak, yüreklerdeki ve beyinlerdeki özlemleri giderecek.
BAŞBAKANLIK AÇIKLAMASI
"Sayın Emin Çölaşan, 1 Ağustos tarihli yazınızda Cüneyd Zapsu’nun seyahatlerinde devletten harcırah ya da herhangi bir başka isim altında para alıp almadığına ilişkin sorunuz yer almıştır. Cüneyd Zapsu, Başbakanlık personeli değildir. Yurtiçinde veya dışında yapmış olduğu seyahatler nedeniyle adı geçen kişiye harcırah ya da herhangi bir başka isim altında para ödemesi yapılmamıştır."