SEVGİLİ okuyucularım, her yıl bu yaz aylarında yazacak konu bulamaz, gazetede kıvranırdım! Bu yıl tam tersi. Gündem öylesine yoğun, pislikler öylesine birikiyor ki, hangisini yazacağımı şaşırıyorum. Bazen de böyle kısa kısa yazmak zorunda kalıyorum. Hangisinden başlamalıyım?Londra’da terör olayı oldu. Bizim Başbakan dahil herkes, İngiltere’nin çağrısıyla saygı duruşunda bulundu. Oysa terörde binlerce insanımızı yitirmiştik, onlar için ne İngiltere’de, ne de Türkiye’de saygı duruşunda bulunmak kimsenin aklına gelmemişti. Son olarak Mısır’da aynı olay yaşandı. Üstelik kendi insanlarımızı yitirdik. Avrupalı’ya iğne batsa canı yanar. Bizleri çuvaldız deler geçer, kimse umursamaz. Nerede saygı duruşları? İngiliz polisi terörist zannıyla masum bir insanı öldürdü. Bunu bizim polisimiz yapsaydı, şimdi özellikle AB’de kıyamet kopmuştu. İşte size AB, işte size Avrupa’nın çifte standartları... Ve bunların elinde oyuncak olmuş Türkiye. ***Türk Telekom bir Arap firması olan Suudi Oger’e satıldı. Firmanın böyle dev bir kuruluşu işletecek deneyimi yok. Üstelik firmanın sahibi (öldürülen Lübnan Başbakanı) Harriri, geçen yıl yaptığı Ermenistan gezisinde ‘Türk katiller’ tarafından öldürülen Ermeniler için yapılan soykırım anıtını ziyaret edip saygı duruşunda bulunmuştu. Bu saygı duruşunun fotoğrafları dün Yeniçağ gazetesinde yayınlandı. Yeniçağ bu gerçeği ‘Türk Telekom Ermeni yandaşlarının. Oger’in dünyadaki Ermeni politikalarını ve soykırım iddialarını destekleyen en büyük şirket olduğu ortaya çıktı’ manşetiyle duyurdu. Türkiye Cumhuriyeti’nin Telekom’u şimdi bu aile tarafından satın alınmış bulunuyor. Hükümetten, ilgili kurum ve kuruluşlardan tık yok. Bunun adı ‘özelleştirme’ oluyor! Yazıklar olsun. ***Burada Güneydoğu’daki güvenlik görevlilerinden aldığım mesajı yayınlamıştım. Özetle şöyle diyorlardı: ‘Yollarımızı asfaltlasınlar. Mayın asfalta değil, bizim sürekli kullandığımız toprak yollara konuluyor. Vatan evlatları buralarda can veriyor. Bunu söylediğimiz zaman ‘bütçede para yok’ diyorlar. Oysa Moğolistan’da devletimizin parasıyla 46 kilometrelik gıcır gıcır asfalt yol yapıyorlar.’İsmi Nazlı Ilıcak olan bir ‘gazeteci!’ bu konuda AKP hükümetine hoş görünmek, onları yağlayıp aklama görevini yerine getirmek için bir yazı döşenmesin mi! Özetliyorum: ‘Emin Çölaşan, bu mesajı gönderenlerin isimlerini açıklasın. Bu yazdıkları yalandı. Kendi imkanlarımızla araştırdık, gerçeği yansıtmadığını gördük. Hükümete böyle bir başvuru yapılmamış. Çölaşan isimleri ve kime başvurduklarını açıklasın!’Bunca yıllık gazeteciyim, gazeteci olduğunu iddia eden birinin bir meslektaşına ‘haber kaynağını açıkla’ diye çağrıda bulunduğuna ilk kez ve utanarak tanık oldum. Demek ki iktidar yağcılığı insanlara bunu bile yaptırıyormuş!***Öte yandan Başbakanlık bu konuda açıklama yapmış. ‘Bize yollar asfaltlansın diye bir istek gelmedi. İddialar ciddiyetten uzak’ deniliyor. Ciddiyetten uzak olan, onların yaptığı bu açıklamadır. İstek geldi veya gelmedi. Bu yolları asfaltlayıp mayın olayını önlemek, vatan evlatlarının canını korumak hükümetin görevi değil midir? Bu iş isteğe(!) mi bağlı? Böyle komik laf olur mu? Daha kaç şehit cenazesi bekliyorlar? Patlayan mayınlar ‘isteğe’ mi endeksli?Aynı açıklamada daha sonra Güneydoğu’da ne kadar duble yol yapıldığı bildiriliyor, propaganda yapılıyor. İyi de muhteremler, terörle mücadele için araçlarıyla yola çıkan güvenlik güçleri, illerimizi bağlayan duble yollarda turistik gezi yapmıyor. Onlar her gün yüzlerce kez toprak yollarda eşkıya kovalamaya çıkıyor. Son olarak Tunceli Valisi’nin geçeceği toprak yolda şans eseri mayın bulundu ve etkisiz duruma getirildi. Yoksa Vali ve konvoyu havaya uçmuş olacaktı.İlginç bir husus daha: Hükümet, Moğolistan’da bizim paramızla yaptırmakta olduğu gıcır gıcır asfalt yol için kaç para harcadığımızı özenle ve ısrarla gizliyor! Buyurun, açıklayın şu rakamı. Sevgili okuyucularım, ülkemizin hükümeti, medyası ve bazı gazetecileri ile ne duruma düştüğünü hayretle, ibretle izliyoruz. Milyonlarca insanımız olanları her gün sadece bunlarla değil, kendi başına gelen olaylarla, haksızlık, adaletsizlik ve yasadışı uygulamalarla da yaşıyor. Medyamızın büyük çoğunluğunda ise korku dağları bürümüş, çoğu sayfalardan ve ekranlardan halen yağ-bal damlıyor! Fakat karamsar olmayın. AKP’nin inişi (her yerde ve her kesimde) başladı ve giderek hızlanıyor. Bu iş böyle gitmeyecek.