Paylaş
SEVGİLİ okuyucularım, bugün size belgeli bir olaydan söz edeceğim. Bu olay Avrupa'da Türk ve Türkiye düşmanlığının hangi akıl almaz boyutlara ulaştığının somut bir göstergesi. Güler misiniz, ağlar mısınız, siz karar verin. Önce İngiltere'den yazan bir gazeteci arkadaşımın mektubuna bakalım:
‘‘Türk düşmanı olan lobinin ne kadar ahlaksız ve aşağılık yöntemlere başvurduğunun yeni bir kanıtını size aktarmak istiyorum. Olay komik olmaktan öte, iğrençliği ve insanları aptal yerine koymasıyla da bir düşmanlık abidesi niteliği taşıyor.
Almanya'da faaliyet gösteren ‘‘S.O.S. Van Cats Rescue Action (Van Kedilerini Kurtarma S.O.S. Eylem Grubu)’’ adlı bir ‘‘Kedi Dostları’’ örgütü, Türkiye'deki Van kedilerinin ‘‘Kürt kültürünün’’ bir parçası olduğu gerekçesiyle Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından katledildiğini ve nesillerinin tüketildiğini öne sürerek dünyaya çağrıda bulunuyor. Hatta bundan birkaç yıl önce de Ermenilerin bu kedilere ‘‘Van kedisi değil Ermeni kedisi’’ denilmesi için kampanya yürüttükleri hatırlatılıyor.
İngiltere'de yayınlanan 26 bin satışlı ‘‘Your Cat (Kediniz)’’ isimli bir hayvan dergisi de bu konuyu işlerken lütfedip Londra'daki Türkiye Büyükelçiliği'nin görüşünü almak istiyor. Büyükelçiliğimizin Basın Ataşeliği de böylesine iğrenç bir propaganda faaliyetine gereken cevabı vererek ‘‘Kedinin milliyeti mi olur? Hayvan türleri coğrafi bölgelere göre tasnif edilir. O yüzden bu kedinin adı Van kedisidir. Türkiye'de de, dünya hayvan biliminde de böyle geçer. Üstelik Türkiye'de ne Silahlı Kuvvetler, ne de başka bir kuruluşun bunları katletmesi değil, tam tersine yerel ve kültürel bir miras olarak koruması söz konusudur’’ diye gereken açıklamayı yapıyor.
Avrupa'da tanık olduğumuz bu insafsız propaganda nedeniyle insanın ‘‘Çüşşş’’ diyesi geliyor.’’
* * *
Gazeteci arkadaşım mektubuna ‘‘Your Cat’’ Dergisi'nin Şubat 2001 sayısını da eklemiş. Yazı şöyle başlıyor:
‘‘Türk ordusunun, Türk Van kedilerini Kürt kültürüyle bağlantılı oldukları için zehirleyip öldürdüğüne ilişkin haberler reddedildi. Askerlerin, Kürt kültürünü yok etmek için 200 kediyi zehirle öldürdüğü, Almanya'daki Van Kedilerini Kurtarma S.O.S. Eylem Grubu tarafından açıklanmıştı.’’
İngiliz dergisi daha dürüstmüş ki, bizim yetkililerimizin görüşlerine de yer veriyor.
* * *
Sevgili okuyucularım, şimdi bir düşünün ki birileri o güzelim beyaz Van kedilerini ‘‘Kürt kültürüyle’’ ilişkili olduğu için öldürüyor! Bu olacak şey midir?
Tam tersine, bu kedileri korumak amacıyla Türkiye'de ve özellikle Van Üniversitesi'nde çok ciddi çalışmalar yapılıyor.
Ama gelin görün ki, Avrupa'da Türkiye aleyhine sürdürülen insafsız, gaddar ve yalan propagandalar, Van kedilerinin Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından öldürüldüğüne (!) kadar uzanıyor.
Bunlarda hiç utanma kalmamış, sıkılma kalmamış.
Türkiye'ye karşı kin ve nefret duyguları, bunların gözünü bürümüş.
* * *
İki hafta önce salı gecesi bu konuya NTV'deki Kapalı Kapılar Ardında programında kısaca değindim. Ertesi gün Norveç'te bir okuyucumdan faks geldi:
‘‘Salı akşamları yayınlanan programınızı Norveç'ten izliyorum. Salı gecesi İngiltere'de bir dergiyi ekrandan gösterdiniz. O yüzden size bu faksı çekiyorum.
Norveç'te yüksek tirajlı bir gazetede geçenlerde şöyle bir haber çıktı:
‘Diyarbakır'daki tüm trafik lambaları, Kürt renklerini temsil ettiği için kaldırılıyor.'
Türk düşmanlığının ve yalan haberlerin buralarda hangi boyuta ulaştığına dikkatinizi çekmek istedim...’’
Bu Avrupa vallahi bir álem! Bunlar kafayı mı üşüttü nedir!
SALİM TAŞÇI’NIN KİTABI
Salim Taşçı, Ankara'nın en tanınmış emlak komisyoncusu. Bu piyasada yaşadığı olayları bir kitapta toplamış.
‘‘Bankayı Portakal Gibi Sattım.’’ (Ümit Yayıncılık).
Bu sözü Salim bana yıllar önce (1986) söylemiş ve bankayı sattığını kanıtlamıştı. Bir gün bir holdinge gidiyor, patronun banka almak istediğini öğreniyor. Bunun üzerine bizim gazeteye ‘‘Satılık banka aranıyor’’ diye küçük bir ilan veriyor. Banka satmak isteyenler geliyor, eldeki banka sayısı artınca bu kez yine küçük ilanlarda ‘‘Satılık bankalar’’ ilanı çıkıyor...
Ve bankalardan birini satıyor.
O sırada olayı bana anlatmış, ‘‘Bankayı portakal gibi sattım’’ demişti. Biz de bu sözleri Hürriyet'te manşet yapmıştık.
Salim Taşçı emlak komisyonculuğunda çok ilginç olaylar yaşamış ve bunları kitap yapmış. Pişmiş tavuğun başına gelmeyenler, Salim'in başına gelmiş.
Türkiye'nin şu sıkıcı ortamında biraz gülmek, hatta kahkaha atmak istiyorsanız, bu kitabı mutlaka okumanız gerek.
Paylaş