Paylaş
ÖNCE iki belge açıklıyorum. İlki, dünyadaki bütün uçakların güvenilirlik raporunu veren FAA belgesi. (Federal Aviation Administration). FAA, merkezi ABD'de bulunan bir dünya kuruluşu. Türkiye'nin kullandığı CASA CN 235 model uçaklar için bu kuruluştan A-2l NM sayılı ve 3 Aralık l986 tarihli rapor alınmış. Bu rapora göre bizim uçakların maksimum kalkış ağırlığı, 14,400 kilo (uçağın kendi ağırlığı dahil). Yani daha fazla ağırlıkla kalkması durumunda uçak riske giriyor. FAA belgesi elimde.
Oysa CASA'yı üreten İspanyol firması tarafından bu uçakla ilgili hazırlanan hem uçuş kitabında, hem de uçağın özelliklerini içeren bilgi notunda, bu ağırlık 16,500 kilo olarak gösteriliyor. Bunun da belgeleri elimde. Arada tam 2,100 kilo fark var!
Şimdi sormak gerekiyor:
1- Biz bu uçakları alırken ve ayrıca kalkışlarında yükleme yaparken, hangi ağırlığı esas alıyorduk?
2- Düşen 3 CASA uçağında, kalkış ağırlığı ne kadardı?
Ortada ya büyük bir ciddiyetsizlik, ya da CASA'nın yaptığı bir sahtekárlık var. Hangisi?
Bir uçakta değil 2,100 kilonun, bazen birkaç kilonun bile özellikle kalkışlarda önemi vardır... Ve pilotlar, gerekirse bir miktar yük ve yolcu boşaltıp öyle kalkarlar.
Şimdi ilgili makamlar bu yazdıklarımı araştırmalıdır. Eğer FAA rakamlarına karşın CASA sahtekárlık yaptıysa, o zaman ortaya korkunç bir tablo çıkacaktır.
TEVFİK KOÇAK ANLATIYOR
SHP eski milletvekili Tevfik Koçak, TBMM Başkanlığı'na 30 Ekim 1989 günü CASA uçaklarının alımıyla ilgili bir soru önergesi veriyor. Sorduğu soruların Başbakan Turgut Özal tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını istiyor. Ancak Koçak'ın önergesi 2 gün sonra, 1 Kasım günü sahte imzayla geri çekiliyor.
Bunu yapanın, o günlerde SHP milletvekili ve CASA komisyoncusu Zeynel Abidin Erdem'in yakın arkadaşı olan Mustafa Sarıgül olduğu iddia ediliyor. Dünkü yazımda bunları size iletmiştim. Koçak dün aradı ve şöyle dedi:
‘‘Dönemin Milli Savunma Bakanı Sefa Giray kuliste yanıma geldi, CASA uçaklarını askerlerin istediğini söyledi ve önergeyi geri çekmemi talep etti. Ayrıca Turgut Özal, ANAP milletvekili Mehmet Kahraman'la haber gönderip bu konuyu benimle görüşmek istedi. Fakat denk gelmedi ve görüşemedik. Bunlar olurken, ben önergemin sahte imzayla geri çekildiğini bilmiyordum. Bunu 3 ay sonra öğrendim ve Meclis Başkanı Kaya Erdem'e gidip durumu anlattım. Bürokratlarını çağırıp araştırdı ve bana ‘‘Meclis'in itibarı var. Bu işin üzerine gitme. Ben gerekeni yaparım’’ dedi. Hiçbir şey yapılmadı.
Ben önergeyi vermiştim. Hemen ardından Mustafa Sarıgül beni Hilton'da kahvaltıya çağırdı. Orada beni komisyoncu Zeynel Abidin Erdem'le tanıştırdı. Zeynel CASA uçaklarını övdü. Her ikisi de benden önergeyi geri çekmemi istediler. Ben de, bu konuda ikna edildiğim takdirde çekebileceğimi söyledim. Sonra önergenin sahte imzayla çekildiğini öğrenince, biz SHP olarak Mustafa Sarıgül'den kuşkulandık. Sarıgül inkár etmedi.’’
Sevgili okuyucularım, olanları görüyor musunuz!
SARIGÜL'ÜN AÇIKLAMASI
Yine dünkü yazımla ilgili olarak SHP eski milletvekili, şimdi Şişli Belediye Başkanı olan Mustafa Sarıgül'den bir yazılı açıklama geldi. Özetliyorum:
‘‘Tevfik Koçak'a ait soru önergesinin nasıl geri çekildiğine ilişkin iddiaların doğru olamayacağını ifade etmeliyim. Meclis İçtüzüğü'nün 76. maddesi, geri alma ile ilgilidir. Bu madde uyarınca, geri alınacak teklif, Genel Kurul'a bilgi vermek şartıyla gerçekleşebilir. 2 Kasım 1989 günkü (Koçak'ın önergesinin sahte imzayla geri alındığı tarih) birleşimde okunan, milletvekillerine dağıtılan ve ekte gönderdiğim tutanakta şöyle yazmaktadır:
‘‘Geri alınan yazılı soru önergesi: Ankara milletvekili Tevfik Koçak, CASA firmasına ait askeri uçakların ülkemizce satın alındığı iddiasına ilişkin Başbakan'a yönelttiği yazılı soru önergesini 1 Kasım 1989 tarihinde geri almıştır.’’
Ola ki önerge bir başka imzayla çekilmek istense bile, böyle bir olaydan önerge sahibinin haberdar olmaması mümkün değildir. Hem de o günlerde gündemde olan ve önemli sayılan bir soru önergesinin böylesine bir yöntemle geri çekilmiş olması ne kadar inandırıcıdır, takdirlerinize bırakıyorum. Tutanaklar yayınlanınca ilgili milletvekilinin itirazı veya tepkisi olmaması nasıl açıklanabilir? Böyle bir olayın bana yakıştırılması karşısında duyduğum üzüntü bir yana, olması maddeten mümkün değildir, benim için üzüntü vericidir.’’
Sonra Sarıgül'le telefonla konuştuk. Şöyle diyordu:
‘‘Zeynel Abidin Erdem'le Tevfik Koçak'ı tanıştırdığım doğrudur. Ancak önergeyi ben geri aldırmadım. Bunu Tevfik Koçak'tan başkasının geri aldırması mümkün değildir. Nasıl yaptığını bilemem... Çünkü Hilton'daki kahvaltıdan sonra beni arayıp, Zeynel'in anlattıkları konusunda ikna olduğunu söyledi. Eğer ben önerge geri aldırmaya çalışsaydım, Erdal Kalkan'ın önergesini de geri aldırırdım.’’
Sevgili okuyucularım, CASA'da işler karışık! İş bitirici ANAP'lı Ercan Vuralhan, komisyoncu ANAP'lı Zeynel, İspanya'ya gidip CASA ile doğrudan görüşen Turgut ve Semra Özal, verilip çekilen önergeler, sahte imzalar, ricacı bakanlar, karşılıklı suçlamalar ve dönen rüşvetler...
Ah, bir de Semra, Ercan ve Zeynel konuşsalar!
Bir şeyler olmuş da, acaba neler olmuş!
Bu pisliğin içerisinde, ortada 38 şehit var. Bilinen tek şey bu!
Paylaş