YAŞADIKÇA izliyoruz, her gün kara mizah olaylarına tanık oluyoruz. Başka bir ortamda olsak bunlara güleriz, dünyanın en neşeli milleti oluruz. Ama öyle değil.
Belki dünyanın mizahı en bol ülkesiyiz ama yüzler gülmüyor. İnsanlar gergin, sıkıntılı. Hemen herkes dokunsan ağlayacak durumda.
Bir giyim ve modaevi, İslamcı kesimin önde geleni imiş. Haberi dünkü Vatan’da Müge Anlı yazdı.Patron son derece dini bütün biri imiş. Oğullarından biri, kendi hayatını yaşadığı için aile tarafından aforoz edilmiş. Tesettür giyimin büyük firmasında epeyce ilginç vakalar oluyormuş! Oğlu anlatıyor:
‘Şirkete zarar verdiğim için beni zorla ayırdılar. Kendimi düzeltip beş vakit namaza başlarsam yeniden alacaklarını söylediler. Babam bütün hisseleri abilerime devretti. Ben de imam hatip mezunuyum. İslamiyet’in ne olduğunu bilirim. Babamın 6 çocuğu, yarı yaşında dostu var! Ona dünya kadar para harcıyor. Abilerim Paris’te, Almanya’da gecesine 1500 Euro verip kadınlarla birlikte oluyor...’
Vay vay, tam bir kara mizah!
***
Başbakan bugün partisinin Samsun mitinginde konuşacak. Samsun’da yayınlanan dünkü Demokrasinin Müdafii Gazetesi’nin manşeti:
‘AKP il örgütü, Başbakan’la Büyük Samsun Oteli’nde yemek yiyecek işadamlarından 3 milyar lira alıyor.’
Yemeğe 60 işadamı katılacakmış ve 3 çarpı 60 eşittir 180 milyar lira formülü ile gelir elde edilecekmiş.
Dün ajansların geçtiği başka bir haber:
‘Samsun AKP il örgütü, mitinge katılacak vatandaşlara 20 bin adet yağmurluk, 15 bin adet boyun atkısı dağıtacak.’
Koş vatandaş koş, hem kalabalık artsın, hem de beleş tarafından yağmurluk ve boyun atkısı sahibi ol!
Kara mizah!
***
Yine dünkü haberlerden birkaç kara mizah örneği!
Askerler, yabancılara mülk satışına karşı çıkıyor. Haklılar. Sarp sınır kapısında askeri bölge içerisinde kalan 11 dönümlük araziyi bir Türk şirketi satın almış. Sonra şirket, hisselerini İngilizlere devretmiş.
Şu anda yasak bölgede İngilizler var! Ellerinde kapı gibi tapuları ile!
Dün çok üst düzeyde, Başbakan ve komutanların da katılımıyla terör zirvesi yapıldı.Toplantı sadece 2.5 saat sürdü ve öğlene doğru dağıldı.
Hükümet erkánı böylece cuma namazına yetişti.
***
Büyükşehir Belediyesi Ankara’da park, cadde, sokak isimlerini değiştiriyor. Bazı yerlerin isimleri değiştirilip dinsel isimler veriliyor.Bazı yerlere ise Melih Gökçek’in ismi konduruluyor!
İş o boyuta vardı ki, Başkan Yardımcısı tüccar terzi Seyfi Saltoğlu’nun ismi bile bir bulvara verildi! Bu şahıs sahte diploma olayına karışmış, sahte diploma aldığı gerekçesiyle ismi Resmi Gazete’de yayınlanmıştı!
Ankara’nın her yeri, Büyükşehir Belediyesi’nin hilkat garibesi amblemi ile donanmış durumda!
Ankara’nın amblemi, içkili restoranlarla dolu Atakule’nin cami kubbesi olarak gösterilen kubbesi!.. Ve çifte minare! Kara mizah!
***
Milli Eğitim Bakanı, Öğretmenler Günü’nde yaptığı açıklamada, öğretmen maaşlarına ‘para yokluğu’ nedeniyle zam yapılmasının söz konusu olmadığını bildirdi. Aynı bakan, 15 yeni üniversite kurulsun diye çaba harcıyor. O iş için gerekli katrilyonların nereden bulunacağını bilen yok! Başbakan ise ek ders ücretlerinin artacağını söyledi. Kimsenin birbirinden haberi yok.
Kara mizah!
***
Topun ağzında 3 rektör vardı. Van’ı harcadılar. Şimdi sırada Samsun ve Malatya var. Samsun için AKP’lilerin önerisiyle Meclis’te araştırma komisyonu kurdular. Rektörlükten son 10 yıla ilişkin her alanda ve her konuda bütün belgeleri istediler. Üniversitenin 30 bin öğrencisi, 5 bin çalışanı, 20 fakültesi, bin yataklı hastanesi var. Son 10 yıl deyince içine her şey giriyor. Üniversite şimdi harıl harıl fotokopi çekiyor. Çekilen belgeler kamyonlarla Meclis’e (Ankara’ya) gönderiliyor.
Ne istendiği, neyin amaçlandığı belli değil.
Rektörlük şimdi ek bütçe istedi.Gerekçe: Yüz binlerce belgenin fotokopiye çekilmesi için yeni makineler satın alınması gerekiyor. Üniversitede para yok.
Kamyonlarla Ankara’ya taksit taksit sevk edilmekte olan belgeleri kim, nerede, nasıl inceleyecek? Hiç kimse! Ama şeytan azapta gerek!