SEVGİLİ okuyucularım, bir gerçeği artık hepimiz biliyoruz. Devlet bütçesinde fazladan bir tek kuruş para yok. Devlet bütçesinden sadece maaş gibi zorunlu harcamalar yapılıyor. Parasızlık nedeniyle yatırım yok.
Türkiye’de bir uygulama vardır: Avanta ve rüşvet alacaksan, hortum olacaksa, ortalıkta büyük paralar dönecekse, eşi dostu ve partili yandaşları zengin edeceksen, ille de iş yapmak, kazma vurmak gerekir. Bunlar durup dururken, iş yapmadan, kazma vurmadan, ihale dağıtmadan olmaz.
Peki bu nasıl gerçekleşecek? Devlette para yok, o zaman bu çarkı kimler nasıl döndürecek? Hele hele önümüz seçim yılı. Birilerine çok büyük paralar gerekiyor. O halde ne yapmalı? İşte size yanıtı:
Belediyeleri ve özellikle de belediye şirketlerini devreye sokmalı! Zaten yıllardır yapılan da bundan başka bir şey değil.
Niçin?.. Bunun iki nedeni var.
1- Devlet bütçesinden ve belediyelerden yapılan harcamaların tamamı, Sayıştay denetimine tabi. Dolayısıyla yolsuzluk, usulsüzlük, vurgun, hortum olunca bunu Sayıştay’ın ortaya çıkarma olasılığı var.
2- Belediyelere şirket kurdurursunuz, göstermelik ihaleler açıp işleri bu şirketlere verirsiniz. Bu şirketlerin işlem ve harcamaları tümüyle özel hukuka tabi. Harcamalar Sayıştay, İçişleri Bakanlığı, belediye meclisleri tarafından denetlenemiyor.
O halde süreç şöyle işliyor: Özellikle AKP’li belediyeler, şakır şakır şirket kuruyor. Büyük paralı işler bu şirketlere veriliyor. Sonrası bilinmiyor!.. Çünkü bu şirketler işleri alıp sonra kendi partili taşeronlarına armağan ediyor.
Harca babam harca! Soran yok, denetim yok, göm trilyonları toprağa. Altgeçit, üstgeçit, yol, kavşak, kaldırım, park, ağaç dikimi, Allah ne verdiyse kendi adamlarını zengin et.
Milyonlarca pırıl pırıl insanımız işsiz ve aç gezerken, kendi adamlarını bu şirketlere sınavsız mınavsız doldur, maaş öde.
* * *
Size garip bir Türkiye gerçeğini belgelerle anlatayım. CHP İzmir Milletvekili Hakkı Ülkü, belediye şirketleriyle ilgili rezaleti soru önergeleriyle gündeme getirdi.
Bu önergelere İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu imzasıyla bir ay önce verilen yazılı yanıta göre Türkiye’de 176 belediye şirketi var ve bunlarda 50.789 kişi çalışıyor. Çoğu AKP’ye çalışan bu şirketlere 2004 yerel seçimleri sonrasında tam 7 bin kişi alınmış.Devlet işten adam çıkarıyor, belediye şirketleri adam alıyor. Çelişkiye bakın.
Aynı önergeye Sanayi Bakanı Ali Coşkun imzasıyla verilen yazılı yanıtta ise belediye şirketlerinin sayısı 337!
Ciddiyetsizliğe bakın ki, devletin ilgili bakanlıkları bu şirketlerin sayısını bile bilmiyor.Oysa bu şirketler eliyle devletin ve milletin katrilyonları harcanıyor.Paralar denetlenmiyor, hesabı sorulmuyor.
Paraların çoğu da siyasal ve kişisel çıkar elde etmek amacıyla çarçur ediliyor.Belediye şirketleri eliyle iktidar için oy avcılığı yapılıyor.
Neredesin devlet bütçesini kuşa çeviren sayın IMF, şu işe de bir el atsana!
* * *
Şu rezalete bakınız! Devlet bütçesinde fazladan beş kuruş para yok. Parasız devlet, vatandaşın ilaç parasına bile göz dikiyor, borç ödeyemiyor.
Buna karşın özellikle çoğu büyükşehir belediyelerinin bir eli yağda, bir eli balda. Şirket kuruyorlar, ya da kurulmuş şirketlerle istedikleri gibi, bol kepçe harcama yapıp kendi adamlarını zengin ediyorlar.
Bunların yaptığı denetlenmiyor. Hortuma karşı olan (!) iktidar, şirketlerin sayısını bile bilmiyor. Daha doğrusu bu işe göz yumuyor ki paralar ona buna pompalansın.
Türkiye’de katrilyonları emen bir kara delik var. Buharlaşan bu paralar, hemen sonrasında vatandaşa vergi ve zam olarak geri dönüyor.
AKP iktidarı bu deliği görmüyor... Çünkü paralar büyük, görmek işine gelmiyor. Seçim öncesinde bu delik daha da büyüyecek, harcamaların çoğu oradan yapılacak.
Devlet güçlerini, ormanı yağmalayan Acarkent’e bile sokamayan devlet, aczini Orman Bakanı’nın ağzından itiraf etti. Silahla kurtarılmış bölge Acarkent’e giremezler! Güçleri sadece vatandaşın sıradan konutuna yeter!
Kanserli hastanın ilacını "bütçede para yok" diye keserler, kara delik belediye şirketlerinin denetimsiz hortum-vurgun-avanta-rüşvet-savurganlık tezgáhına, iş kendilerine yarıyor, hırsız yöneticiler kendilerinden diye göz yumarlar.