KADIN ruhundan en iyi anlayan sevişme sanatları ustası (!) Ahmet Altan Almanya'da konuşma yaparken muhteşem laflar ediyor! Kafasına göre inciler yumurtlarken -bant çözümünde- aynen şöyle diyor:
‘‘Son 300 yılda kazandığımız bir savaş yok.’’
Var canım var, örneğin İstiklal Harbi var.
Az mı geldi? Belki unuttu, belki bilmiyor. İşine gelmeyen konuları unutur.
Sonra devam ediyor:
‘‘İnsanlık tarihinin en büyük toprak kaybı anlaşması Lozan'dır. 5 milyon kilometrekareden 700 bine indik. Yani 4 milyon 300 bin kilometrekare toprak kaybımız var. Yeryüzünde 4 milyon kilometrekare toprak kaybedip o anlaşmayı sevinçle karşılayan tek toplum biziz.’’
***
Hem de insanlık tarihinin en büyük toprak kaybı anlaşması! Bak bak bak, çocuk neler de biliyor!
Bir insan her konuyu bilmek zorunda değildir. Bilmediği konuda konuşmaz, yazmaz. Bilmemek değil, öğrenmemek ayıptır. Bilmediği konularda ahkám kesmek daha da büyük ayıptır.
Ben şimdi kendisine çok özet, çok kısa bir tarih dersi vereyim de öğrensin.
Osmanlı, elindeki Rumeli topraklarını 1912 Balkan Harbi ile yitirdi.
Hemen ardından 1914 yılında Birinci Dünya Savaşı'na girdi. O sırada elimizde Anadolu ve (Edirne dahil) Trakya dışında şu topraklar vardı:
Suriye, Ürdün, Filistin, Irak ve Suudi Arabistan'ın Mekke-Medine dahil bir bölümü.
Birinci Dünya Savaşı sonunda yenildik. Oraları da elden çıkıp gitti.
1918 yılında savaş bitti, Mondros Anlaşması imzalandı. Sonra daha da beteri geldi. Osmanlı 1920 yılında Sevr Anlaşması'nı imzaladı. Bu anlaşma uyarınca Anadolu'nun sadece iç bölümleri bize kalıyordu.
Geri kalan bölümlerişgal altındaydı. Ayrıca topraklarımızda Ermenistan, Kürdistan kuruluyordu.
***
Sonraaa, bu Ahmet'in ya bilmediği, ya da ‘‘yok’’ olarak görmeye yeltendiği İstiklal Harbi'ni kazandık. Anadolu yeniden bizim oldu.
Lozan Anlaşması Temmuz 1923'te, Cumhuriyet'in ilanından hemen önce imzalandı. Lozan'da gündeme gelen bir toprak konusu vardı:
Kerkük ve Musul.
Her ikisinde de bizim egemenliğimiz yoktu. Bizim toprağımız değildi. Bu petrol bölgesinde hem Türkiye, hem de İngiltere hak iddia ediyordu. O konuda uzlaşmaya varılamadı ve Lozan Anlaşması'yla bu konu ertelendi. Türkiye ile İngiltere soruna birlikte çözüm bulacaktı.
İngiltere elindeki kartları iyi kullandı, Doğu'da Kürt isyanları çıkarıp genç Cumhuriyet'i zayıf düşürdü. Konu bizim aleyhimize sonuçlandı.
***
Elinde çantası, her gün ekranlara çıkıp sağa sola çatan, kendince konuşan Ahmet ya çok cahil ve hiç tarih bilmiyor, ya da gerçekleri saptırmaya çalışıyor.
Türkiye'nin Lozan Anlaşması'yla uğradığı bir karış bile toprak kaybı yok.
Eğer var olduğunu iddia ediyorsa, nereleri ve hangi toprakları kaybettiğimizi açıklamak zorundadır. Hep birlikte öğrenmiş oluruz!
Türkiye, Lozan Anlaşması'yla toprak kaybetmediği gibi kapitülasyon belasını kaldırdı, kendi toprağı üzerindeki egemenliğini ve tam bağımsızlığını kazandı.
Babasının oğlu Ahmet kadın ruhundan iyi anlıyor (!) ama hiç bilmediği konularda ahkám kesmekten vazgeçmiyor. Kadın ruhu uzmanı olup sevişme sahneleri yazmak başka, tarihin gerçeklerini bilmek başka! Cinselliği kafadan roman yaparsın da, tarih böyle rastgele atmaya hiç gelmez.
Sevişme sahnelerini de böyle bilmeden yazıyorsa vallahi çok ayıp!
Şimdi yeniden çıksın ekranlara, yazılı basındaki adamlarını harekete geçirsin, sözlerinin arkasında dursun ve kanıtlasın. Ya da bana bir açıklama göndersin, hiçbirimizin bilmediği ‘‘Ahmet gerçeklerini’’ ben size buradan ileteyim. Türk ve dünya tarihine bir katkım olsun!
Türkiye, Lozan'da -hem de 4 milyon 300 bin kilometrekare!- toprak kaybetti dersen, İstiklal Harbi'ni görmezden gelip 300 yıldır hiçbir savaş kazanmadığımızı iddia edersen, bırak dünyayı bir yana, Türk milleti karşısında gülünç olursun.
Gülerler, alay ederler, mektebine götürüp ‘‘öğren de gel’’ derler.