İşte böyle!

GÜNLERDEN beri burada boşuna yırtınmıyorum.

Birileri -devlet gücü ve yetkisiyle- vatandaşların banka hesaplarına girdi. Elde edilen bilgi ve belgeler Ankara’da Zaman Gazetesi muhabiri Selim Kuvel ve Türkiye Gazetesi muhabiri Sinan Çetin’e verildi. (Türkiye Gazetesi bu olay açığa çıkınca, muhabirinin görevine dün son vermiş.)

Bu ikisi ellerine insanların banka hesap dökümlerini geçirdiler ve nereye gittiler dersiniz!

BDDK Başkanı Tevfik Bilgin’in makamına!

Konuyu (!) önceden bildirip randevu aldılar. Yasadışı yollarla elde edilmiş belgeleri Bilgin’e gösterip bunları açıklayacaklarını söylediler. Bütün banka hesaplarına resmi yoldan girme yetkisi olan BDDK’nın başkanı bu durumu hiç kimseye duyurmadı, haber vermedi, kendine sakladı!.

Bu nasıl iştir? Varsayalım sahte para basan birileri Emniyet Müdürü’ne gidip paraları gösteriyor ve devletin görevlisi de onları yakalatmayıp "Bu suçtur" demekle yetiniyor!

Evet, bir bankacılık rezaleti BDDK Başkanı’na gösterildi. Zaman ve Türkiye gazetesi muhabirlerinin elinde yasadışı yollarla elde edilmiş banka hesap dökümleri vardı. Tevfik Bilgin ne yazık ki hiçbir şey yapmadı, hiçbir girişimde bulunmadı. Sadece "Bunları açıklamak çok ağır suçtur" dedi! Hepsi bu.

Bu acı, tuhaf ve yakışıksız olayı işte şimdi açıklıyorum... Çünkü bu konuyu dün Bilgin’e sordum ve doğrulamak zorunda kaldı.

***

BDDK
Başkanı Bilgin’in bu rezalet konusundaki öteki sözlerini de aynen yazıyorum:

"Biz BDDK olarak kişilerin banka hesaplarına merkezimizden ulaşamayız. Gerektiğinde belli kişiler için banka bazında hesap incelemesi yapılır. Ancak bu konuda resmi görev yazısı olması gerekir. İnceleme yapan uzmanlar başkalarının hesaplarına bakamaz. Bu işi biz yaptırmadık, bizden kaynaklanmadı. Sizin olayınızda en sert tedbirlerin alınması gerekiyor. Derhal soruşturma başlatıyorum. İnanın, olanları benim aklım almıyor."

Kendisine sordum: "Benim adıma bugüne kadar yapılmış bir ihbar, inceleme var mı?" Yanıtı: "Yok!"

Kabahati gelin etmişler, kimse almamış. Bizim bu rezalet aynen öyle!

Bu belgeleri, bilgileri resmi görevliler sızdırdı. BDDK yaptırmadığını söylüyor ama Başkan bu şahıslarla konuşuyor, olayı biliyor, belgeleri görüyor!

Geriye kalıyor, bu güç ve yetkiye sahip kuruluş olan Maliye Bakanlığı.

Aradan iki gün geçti, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’dan tık yok.

***

Dün sabah ismini hepimizin çok iyi bildiği bir büyük işadamı aradı ve şunları söyledi:

"Açıkladığınız bu olaydan sonra ben Türkiye’de banka hesabı tutmam. Önümüzdeki hafta bütün hesaplarımı yurtdışına aktaracağım."

Dün gazetemizin Ankara Temsilci Yardımcısı ve köşe yazarı Şükrü Küçükşahin anlattı. Bir AKP milletvekili dün kendisini arayıp şöyle diyor:

"Benim Emin Bey’le bir tanışıklığım olmadığı için kendisini aramadım. Bunlar parti yönetimine karşıt olan bütün milletvekillerinin ve onlarla yakınlığı bulunan işadamlarının da banka hesaplarına girdiler. El altından incelemeye tabi tuttular, dökümleri çıkardılar."

Sevgili okuyucularım, ortada korkunç bir rezalet var. Bu konuyu günlerdir, ısrarla yazıyorum. Birilerinden yanıt bekliyorum.

Daha önce Deniz Baykal’ın banka hesaplarını gündeme getiren Maliye Bakanı suspus olmuş durumda. BDDK "Bizden kaynaklanmadı" diyor.

Bu rezaletin, bu skandalın sorumlusu kim?

İşin ardından sakın Genelkurmay çıkmasın!

Başka bir ülkede olsa parlamento ve siyasi arenada kıyametler kopar, Maliye Bakanı ve BDDK Başkanı konuşmaya zorlanır, araştırma yapılır, bu işin hesabı sorulur, hatta hükümetler istifa ederdi.

Yabancılara banka satıyoruz. Banka farelerinin ortalıkta cirit attığı bu güvensizlik ortamı bir süre sonra onları da tedirgin etmeyecek mi, rahatsız etmeyecek mi?

***

Türkiye’yi içinden kemiren, yıpratan, yaralayan büyük hastalık şu:

"Benim teröristim iyidir. Benim hırsızım iyidir."

Eğer ibre iktidarın tiksindiği birilerine yönelmişse, harika!

Birileri yasadışı yollarla iktidar karşıtlarının hesaplarına dalmış, onları uçuk-abartılı rakamlarla açıklamaya kalkışıyor ve iktidarın başındakiler olup biteni sessizce, fakat büyük bir zevkle, mutlulukla izliyor!

"Ohhh, bizi eleştirenler yıpranıyor!"

Yalanlarla, düzmece rakamlarla, pislik ve şantajla hiç kimse yıpranmaz.

Yarın iktidar değişir, aynı pislik, aynı şantaj bugünkülere yönelir... Ve biz yine karşı çıkarız. Onları savunmak yine bize düşer.
Yazarın Tüm Yazıları