DÜN "sağlık rezaletini" belgelerle kanıtlamıştım, Sağlık Bakanı’ndan tık yok!
Bugün size hukuk rezaletini belgeliyorum. Önce bir yazı. Gönderen Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi. Özetliyorum:
"Cumhuriyet Başsavcılığı’na, Ankara. Adam öldürmeye iştirak suçundan hakkında yakalama kararı çıkarılan sanık U.T. mevcutlu olarak mahkememizde hazır edilmiş ise de, Ankara Barosu Başkanlığı tarafından müdafii (avukatı) tayin edilememiş olması ve müdafii olmadan sanığın savunması alınamayacağı sebebiyle, bu hususta mahkememizce düzenlenen tutanak ve sanık U.T. hakkında çıkarılan yakalama kararı yazımız ekinde iade edilmiştir. 2 Ağustos 2006."
Yasa uyarınca bu sanığın derhal tahliye edilmesi gerekiyordu. Hem de göz göre göre! Fakat başka bir suçtan hükümlü olduğu anlaşılınca, o sayede tutuklandı. Peki bu olay nedir? Şimdi ona bakalım.
AKP iktidarı tarafından çıkarılan Ceza Muhakemesi Kanunu (madde 150) uyarınca, yakalanan şüpheli veya sanık avukatı olmadığını, ya da avukat tutacak durumu olmadığını belirtirse, Baro kendisini savunacak avukat göndermek zorunda. Sanık 18 yaşından küçükse, istek olmasa bile savcılık veya mahkeme avukat istemek zorunda.
Bu durumlarda avukat ücretini barolar ödüyor. Barolara da bu parayı devlet ödüyor. (Eğer öderse!) Mekanizma şöyle çalışıyor. Devlet bu parayı Türkiye Barolar Birliği’ne ödüyor, onlar da her ilin barosuna, alacakları oranda paylaştırıyor. Barolar da görev verdikleri avukatlara ödeme yapıyor.
Bir de şimdiki duruma bakalım. Maliye Bakanlığı bu ödemeleri "Param yok, kusura bakmayın" bahanesiyle ödemiyor. Bu durumda Türkiye Barolar Birliği, barolara ödeme yapamıyor. Barolar da, ücretini ödemekle yükümlü oldukları avukatlara borçlu kalıyor ve avukat göndermiyor.
Adliyelerde şimdi tam bir kargaşa yaşanıyor. Baro tarafından görevlendirilen avukatlar olmayınca sanıklar serbest bırakılmaya başlanıyor... Çünkü yasa uyarınca avukatları olması zorunlu.
Hákimler ve savcılar şaşırmış durumda.Ne yapacaklarını bilemiyorlar.Niçin?..
Çünkü avukat olmadan yapılan bütün tutuklama işlemleri tümüyle yasadışı ve geçersiz. Hákim ve savcılar ya hukuka aykırı iş yapıp tutuklayacak, ya da barodan avukat isteyen en ağır suçluları bile -avukat olmayınca- serbest bırakacak.
* * *
Barolar para alamıyor. Dolayısıyla avukatlara ödeme yapamıyor. Sonuçta avukatlar para alamayınca görev kabul etmiyor. Ankara Barosu karar aldı, devletten para gelene kadar avukat göndermeyi durdurdu. Dünkü tarih itibarıyla sadece Ankara Barosu’nun devletten net alacağı 2 trilyon 200 milyar lira.
Şimdi Ankara Cumhuriyet Savcılığı, Baro hakkında soruşturma başlattı. "Niçin avukat göndermiyorsun?..." Baro diyecek ki "devlet versin avukatların parasını, göndereyim". Başka çare var mı? Burada iktidarın yeni bir oyunu devreye giriyor. Önümüzdeki ekim ayında Ankara Barosu’nun genel kurulu var. İktidar, kendisinden yana olmayan Baro yönetimini bu yolla devirmeyi planlıyor. Aynen öteki sivil toplum kuruluşlarında, örneğin Fiskobirlik’te oynanan oyun gibi.
Hukuk camiası birbirine düştü. Hiç kimse ne yapılacağını bilmiyor.
* * *
Şimdi size elimdeki resmi rakamları açıklıyorum. Lütfen sıkı durun! 1 Haziran 2006 günü itibarıyla hükümetin barolara toplam borcu 67 trilyon 460 milyar lira.
Feryatlar artıp işler durunca, adliyeler karışınca, temmuz sonu itibarıyla bütçeden 20 trilyon para gönderildi. Borç 47 trilyona indi! Ancak sorun çözülmedi.
Şimdi rezaletin kaynağına inelim.
Bir hükümet düşünün. AB istedi diye yasalar çıkarıyor. Sanık isterse, kendisine yargılandığı ilin barosu tarafından ücretsiz avukat verilmesi hükme bağlanıyor. Parayı devlet ödeyecek. Güzel.
Uygulama başlayınca görülüyor ki, devlet bütçesinde bu iş için para yoktur!Para yetmiyor!Maliye Barolar Birliği’ne, Barolar Birliği barolara, onlar da avukatlara ödeme yapamıyor.Bazı barolar bu durumda ücretsiz avukat uygulamasını durdurunca, bu kez savcılıklar soruşturma açıyor.
Hükümet, AB istedi diye Meclis’ten beş dakkada Beşiktaş yöntemiyle yasalar çıkarıyor. İsteyen herkese barolar tarafından ücretsiz avukat verilmesi öngörülüyor. Avukat parasını devlet ödeyecek!.. Fakat devletin parası yok.
Yasayı kendileri çıkarıyor, kargaşayı kendileri yaratıyor. Para bulamayacaksan, bu yasayı niçin çıkarıyorsun?
Hákimler, savcılar, Türkiye Barolar Birliği, barolar ve avukatlar şaşkın, hiç kimse ne olacağını, ne yapılacağını bilmiyor... Çünkü devlet parasız. Devlet uçan kuşa borçlu. Adalet çuvallıyor.