TÜRKİYE Büyük Millet Meclisi tatile girdi. Hayırlı tatiller olsun. Çok çalıştılar, pek çok yasa çıkardılar.
Çıkardıkları yasaların önemli bir bölümü Cumhurbaşkanı Sezer tarafından geri gönderildi... Çünkü Anayasa ile çelişiyordu, hukuksuzdu, ya da eşitlik ilkesine aykırıydı.
Geri çevrilenlerin bir bölümünü düzelttiler.
Bazılarını aynen ve bir kez daha geçirdiler. O zaman Cumhurbaşkanı’nın onay vermek dışında yapacağı bir şey kalmıyordu. Bazılarını Anayasa Mahkemesi’ne gönderdi. Aylar yıllar sonra karar verilir!
Meclis gece geç saatlere kadar çalışıyordu. Aslında Meclis olmaktan çok, AKP Grup toplantısıydı. İktidarın elinde muhteşem bir çoğunluk vardı.
Dünyanın hiçbir ülkesinde olmayacak bir biçimde, seçime katılanların yüzde 34 oyuyla, Meclis’teki kelle sayısının yüzde 66’sını elde etmişti.
İstediği her yasayı istediği biçimde geçiriyor, her kararı alıyordu.
Geçirilen yasa maddelerinin pek çoğu bir bilmece gibiydi!
"Falanca yasanın ek 2. maddesinin 4. fıkrasının 3. cümlesinin sonuna şu cümle eklenmiştir..."
Kimse ne olduğunu bilmiyor, anlamıyordu.
O madde mutlaka bazı yandaşlara avantaj ve ayrıcalık sağlıyordu. Çoğu kez bunu bilmek ve anlamak da mümkün olmuyordu.
Yasalar AKP çoğunluğunun otomatiğe bağlanmış oylarıyla beş dakkada Beşiktaş yöntemiyle geçiveriyordu.
* * *
Meclis oturumlarını canlı veren, ancak sonuçta büyük devlet adamı Bülent Arınç ve AKP’nin propaganda kanalına dönüşen TRT-3 yayınlarında mutlaka dikkat etmişsinizdir.
Genel Kurul salonu hep boş!
İçeride bilemediniz 40 milletvekili var. Onlar da birbiriyle sohbet ediyor, uyuyor, uyukluyor, söyleşiyor, gülüyor, eğleniyor, cep telefonlarıyla konuşuyor.
Bazıları kuliste çay-kahve muhabbeti yapıyor.
Kürsüde birileri konuşuyor. Ne diyor? Neyi savunuyor? Neye karşı çıkıyor? Haklı mı, haksız mı?
Bunlar hiç önemli değil! Umursayan bile yok.
Oylama yapılacağı zaman kulise haber salınıyor, dışarıdakiler koşarak içeriye giriyor.
"Oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler, kabul etmeyenler?.. Kabul edilmiştir!"
Peki onlar neye oy veriyor? Kabul veya ret oylarını neye göre veriyor?
Bunu pek çoğu bilmiyor.
Kaldır elini, indir elini!
Emir komuta zincirinde bilmeden oy veriyorlar.
Mümkün olsa da, şu AKP milletvekillerine ÖSS gibi bir test sınavı uygulansa! Oy verdikleri yasalardan -hem de çok genel hatlarıyla- birkaç soru sorulsa!..
İnanın pek çoğu sıfır puan alacaktır.
Devletin ve milletin çıkarı, vicdanlar... Eleştirme hakkı...
Bu kavramların hepsini ceplerine koymuşlardı. Genel Kurul salonuna girerken ceplerini boşaltıp giriyor, oylarını öyle veriyorlardı.
İktidar milletvekillerinden pek çoğunun amacı iş takibi yapmak, birkaç seçmeni torpille işe yerleştirmek, istedikleri yere atanmasını sağlamaktı.
Milletin vekili olmak buydu ve bu kadardı!
Bu amaçla bakanlara binlerce torpil mektubu verdiler. Bunlardan bir bölümü ele geçirilip yayınlandı.
* * *
CHP nasıl çalıştı? Bence bu olanaklar içerisinde çok kötü değildi. Pek çok konuda önergeler verdiler. Bir sürü yolsuzluğu, usulsüzlüğü açığa çıkardılar. Kürsüde ve komisyonlarda güzel, anlamlı, tutarlı eleştiriler yaptılar ama hiç dikkate alınmadı.
Haluk Koç, Mustafa Özyürek, Atilla Kart, Kemal Kılıçdaroğlu, Akif Hamzaçebi, Berhan Şimşek, Orhan Eraslan, Mevlüt Aslanoğlu, Ahmet Ersin ve daha bazıları gerçekten iyi çalıştılar. Fakat gerek onların, gerekse öteki muhalefet partilerinden milletvekillerinin önünde en büyük bir engel vardı.
Çalışmaları, konuşmaları, eleştirileri ve ortaya çıkardıkları rezaletler, ne acıdır ki medyanın bir bölümünde yer bulmuyordu.
Meclis tatile girdi!
Önümüzdeki dönemden hiç umudunuz olmasın.
Meclis’in çalışma düzeninde her şey aynı olacak, düzen değişmeyecek. Eski hamam, eski tas. Tellaklar bile değişmeyecek!