SEVGİLİ okuyucularım, döviz kurlarını izliyorsunuz. Çok büyük bir iniş var ve uzun süreden beri devam ediyor. Döviz düşünce maliyetler düşüyor. İthal maliyetindeki bu önemli azalma, ithal edilen hiçbir malın fiyatına yansımadı. Gıda, ilaç, otomobil, aklınıza ne gelirse...Bana bir tek malın fiyatını gösterin ki, döviz fiyatları böylesine düşünce azalmış olsun. Peki aradaki fark nereye gitti? Birilerinin cebine! Bunu ortaya çıkarmak hükümetin görevidir. Ancak bu yapılmadı, bu konuda hiçbir yetkili makamdan ses seda çıkmadı. Birileri aradaki farkı yine bizim cebimizden hortumlamış oldu. ‘‘Enflasyon eksiye düştü’’ masalı okunuyor! Düşen, o da mevsim gereği, sadece meyve sebze fiyatları. Demek ki bizim enflasyon başka şeylere değil, meyve sebzeye bağımlı imiş! Şükür bunu da öğrendik.***İşin daha acıtıcı boyutu var. Türkiye akaryakıt ithal eden bir ülke. Doğalgazdan ham petrol ve tüpgaza kadar her şeyi ithal ediyoruz. Döviz haftalardan beri düşüyor ama bunların fiyatında bir azalma yok. Benzin, mazot, tüpgaz, doğalgaz, hepsi bize aynı fiyattan satılıyor. Türk milleti olarak bu ortamda sürekli olarak HAKSIZ VERGİ ödüyoruz. Bir malın maliyeti düşüyor ama fiyatı düşürülmeyip açıktan zam veya vergiye dönüşüyor. Bunu hükümet yapıyor. Toplumun sırtından haksız kazanç elde ediliyor. Yarın döviz fiyatı yükseldiğinde hepsinin fiyatlarına zam yapacaklar ve ardından ekleyecekler:‘‘Döviz kurlarındaki yükseliş nedeniyle doğalgaz ve akaryakıt ürünlerinin fiyatları yeniden belirlenmiştir...’’Dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanıyoruz. Niçin? İşte bu yüzden. Vergi kaçırana, orman ve arazi yağmacısına, hayali ihracatçıya aflar getirilip onlar büyük bir parasal külfetten kurtarılıyor. Ama milyonlarca insanın her gün tüketmek zorunda olduğu akaryakıt ürünleriyle doğalgaz ve bu nedenle elektrik fiyatlarında indirim yapılmıyor. Maliyetler büyük ölçüde düştüğü halde!Böyle bir örnek dünyada ilk ve tek. Başka bir ülkede olsa ahali ayağa kalkıp hesabını sorar. Bizde tık yok! Fakat yine de haklarını yemeyelim. Ekonomi iyiye gidiyor! Hazine'den Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan bunun tutarlı gerekçesini hem de IMF heyetinin yanında resmen açıkladı: ‘‘Hanımlar artık dolar yerine Türk Lirası günü yapıyorlar.’’Bunu kendisine eşi söylemiş. Arkadaşların kafasındaki ölçü bu olunca, bizler gibi herhalde IMF heyeti de makaraları koyvermiştirİSTİFA EDİNİZ BAY ULAŞTIRMA BAKANIÇOK önemli bir olaydır. Ankara feribotu, Ulaştırma Bakanı ile oğlunun içinde bulunduğu şirketler grubuna kiralanıyor. İhale falan yapılmadan! İşin ardında çok büyük rant var. Hükümet nerede? Niçin ses vermiyor? Bakan Bey makamında nasıl oturtuluyor? Burada ısrarla bir konu üzerinde daha duruyorum. En az kiralama olayı kadar ciddi, hatta acı bir boyutu var. Türkiye'nin yolcu gemisi yok. Marmara Denizi hariç devletin sadece 3 gemisi var. Karadeniz yurtdışına turistik çalışıyor, Samsun feribotu Çeşme-İtalya seferi yapıyor. Karadeniz ve Ege limanlarımız arasında sefer yapan tek gemimiz Akdeniz, şimdi Bakan Bey ve oğlunun grubuna kiraya verildi. Utanalım! Limanlarımız arasında Türk bayrağı taşıyan bir tek yolcu gemimiz, bir tek feribotumuz kalmadı. Denizlerimizden bayrağımızı çektiler, indirdiler.Şimdi ne yapalım? Lozan'da elde ettiğimiz egemenlik haklarımıza aykırı olduğunu bile bile yabancı bayraklı gemiler mi getirtelim? Yunan gemilerini mi davet edelim? Hangi idare böyle bir karar alabilir? Hangi hükümet tek gemisini bu yöntemle kendi limanlarından çekebilir? Hele arkasından Ulaştırma Bakanı ile oğlu çıkarsa, hangi hükümet böyle suskun kalabilir?Ankara feribotu zarar ediyormuş da, o yüzden mahdum bey ve ortaklarına kiralanmış! Demiryolları da zarar ediyor, Ulaştırma Bakanı ne yapıyor? Denizlerde bayrak, bir ülkenin onurudur. Uzağa değil, Yunanistan'a bakın. Yüzlerce Yunan bayraklı yolcu gemisi kendi limanları arasında çalışırken, biz tek gemimizi alıp Bakan Bey'in oğluna kiralıyoruz. Hem de ihale mihale yapmadan, başkalarından teklif almadan, apar topar. Çok merak ediyorum, bunun hesabı sorulacak mı? Hükümet bu işin altından kalkabilecek mi?