SEVGİLİ okuyucularım, burada yıllardan beri yırtınıp duruyorum. ‘Türkiye’de bölücülük, Kürtçülük ve PKK hareketini AB ve Batı besliyor.’
Bunların gücü kuvveti, morali, maddi ve manevi olanakları özellikle AB ve Avrupa’dan pompalanıyor. Biz ise AB kapılarında sürüm sürüm sürünüyoruz, AB hayalleri uğruna kendimizi ve ülkemizi iki paralık ediyoruz. Yalan mı?
Tayyip Bey bu gerçekleri hep görmezden gelmeye kalkışırdı! Aksi takdirde AB’yi küstürmekten korkardı. Şimdi Norveç gezisinde söylediği şu sözlere bakın:
‘Ülkemizi bölmeye gayret edenler var. Batı, bazı unsurlarıyla bunu yapmaya çalışıyor. AB ile Batı, Kürt kavramıyla PKK’yı karıştırıyor. Batı bunu da istismar ediyor. Bize sürekli direktif veriliyor. Terörden canı yananlar bize destek verin diyorlar. Ama Türkiye’nin canı yandığı zaman bize nasihat veriyorlar.’
Belli ki Norveç hükümetinden de bu doğrultuda nasihatler almış.
Görüyorsunuz, yıllardan beri ne dediysek öyle çıkıyor. Bu bölücü terör belasının özellikle AB ve Avrupa’dan beslendiğini görmeye başlaması, Başbakan açısından son derece olumlu bir gelişmedir. Daha doğrusu bunu elbette biliyordu da, AB korkusu nedeniyle söylemeye ve açıklamaya dili varmıyordu. Geç bile kalmış olsa kendisini kutluyorum!
‘Günaydın Tayyip Bey, günaydın’ diyorum!
* * *
Bunlar nedense, önemli sözlerini hep yurtdışı gezilerinde söyler! Türkiye’de fazla konuşmazlar. Belki diyeceksiniz ki ‘kardeşim bunların zamanı dışarıda geçiyor, elbette oradan konuşacaklar!’ Haklısınız!
Bir Norveç incisi daha!
Ermeni soykırımı iddialarını haklı gösteren Mavi Kitap isimli eser AB ülkeleri ve ABD’de kabul görüyor. Tayyip Bey bu konuda şöyle dedi:
‘Mavi Kitap’a cevap olarak 550 milletvekilinin imzaladığı mektubu başta İngiltere olmak üzere 11 ülkenin parlamentolarına göndereceğiz.’
Son cümlesi muhteşem!
‘Ve bizden özür dilemelerini isteyeceğiz!’
Daha çoook istersiniz, özür dilemelerini çoook beklersiniz Tayyip Bey!
Bazen düşünüyorum, acaba bizimle şaka mı yapıyor, gırgır mı geçiyor? Ya da gözümüzü mü boyamaya kalkışıyor? Yoksa hiçbir ülkenin bu konuda Türkiye’den asla özür falan dilemeyeceğini gerçekten bilmiyor ve anlamıyor mu?
Bu gibi sözleriyle Türkiye Cumhuriyeti’ni de komik durumlara düşürdüğünün acaba farkına varıyor mu, varmıyor mu?
* * *
Biliyorsunuz, Tayyip Bey önüne gelen herkesi mahkemeye verip tazminat istiyor. Köşe yazıları, haberler, karikatürler... Açtığı davalarda istediği rakamlar astronomik boyutta.
Musa Kart kendisini kedi gibi gösteren bir karikatür çizmişti. Mizah... Espri... Bunlara asla hoşgörüsü yok. İlle de her alanda yağcılık ve yalakalık yapacaksınız ve Beyefendi’nin gözünde ancak o takdirde makbul gazeteci olacaksınız. O zaman size selam verecek, televizyonda karşınıza oturup teke tek söyleşiler yapacak!
Dün bizim gazetedeki haberi herhalde okudunuz. Almanya’da yayınlanan Die Welt Gazetesi, dava açtığı kedili karikatüre karşı Tayyip Bey’i domuza benzeten bir karikatür yayınlamış.
Altına da Beyefendi’nin mizaha karşı alerjisi olduğunu ve bunu paraya çevirdiğini belirtip ‘Türk Başbakanı hakkında fıkra üreten para ödüyor’ diye yazmış.
Benim tanıdığım Recep Tayyip Erdoğan, bu domuzluğu Alman gazetesinin yanına bırakmaz.
Hesabını çatır çatır sorar. Nerede?
Alman mahkemelerinde.
Bu işlerin elbette bir tarifesi vardır. Ben kendisinin yerinde olsam, Türkiye’de kedili karikatürden 100 milyar tazminat istiyorsam, Alman mahkemesinde domuzlu karikatür için en az 1 trilyon lira karşılığı Euro tutarında tazminat isterim!
İsteyenin bir yüzü kara, Alman mahkemesi vermezse iki yüzü kara!
Tayyip Bey, AB’deki bölücü yayınlara ses çıkaramıyor, hiç değilse domuzlu karikatürün hesabını sorsun, paraları kazansın, milletimizin içini rahatlatsın!
Haydi bastırın muhterem Başbakanım, Batı dünyasına ve Alman basınına hiç unutmayacağı dersler verin! Hem Ermeni konusunda özür diletin, hem de şu davayı hemen açıp tazminatları sadece Türk gazetecilerden değil, gerekirse Hıristiyan áleminden de şakır şakır tahsil edeceğinizi bütün dünyaya kanıtlayın!
Siz çok büyük devlet adamısınız! Vallahi bunu da başarırsınız!