Paylaş
Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, her saati bir cilt roman olur! Burada 9 Şubat günü çıkan yazımda Mehmet Ali Ilıcak'ın Amerika'dan Türkiye'ye dönüşü sonrasında nasıl iş bitirdiğini yazmıştım. Bir saat içinde Şişli Adliyesi'nde bütün mahkemeleri dolaşmış, hakkında verilmiş 4 adet gıyabi tutuklama kararı bir anda, adeta sözleşmiş gibi kaldırılmıştı. Belli ki her şey önceden ayarlanmıştı.
Bu çocuğun anası Nazlı Ilıcak dün Ertuğrul Özkök'e faks çekmiş, beni şikayet ediyor!.. ‘‘Emin Çölaşan'ın, görülmekte olan davaları etkileyecek mahiyetteki yazısını yadırgadım. 3. Ağır Ceza'daki dava normal seyrinde yürürken, bu tarz yayınların son derece olumsuz etki yapabileceğine dikkatinizi çekerim’’ diyor!
Anlaşılan, şimdi de oğlunun avukatlığına soyunmuş. Oğluna yazıyorum, piyasaya anası çıkıyor ve beni gazeteme jurnal ediyor. Hayret valla, ne biçim ‘‘gazeteci’’ bu?
Oğlu Mehmet Ali'nin Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bir davası daha sürüyor. TRT'yi 1,7 trilyon lira dolandırmaktan yargılanıyor ve yine hakkında gıyabi tutuklama kararı var. Şimdi polis tarafından aranıyor ama bulunamıyor! Bakalım o dava ne olacak! Gıyabi tutuklama kararı acaba kaldırılacak mı?
(Türkiye'de adı Mehmet Ali, soyadı farklı olan bazı şahıslarda TRT'yi dolandırma eğiliminin çok yüksek olduğu anlaşılıyor.)
Gel de anla!
***
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı İ. Melih, Ankara'ya ağaç satın almak için bir İtalya gezisi yaptı. Ekibin tüm harcamalarını Tolsenlorenzo ve Vivai Piante isimli iki İtalyan ağaç firması karşıladı!
Yanına karısını ve iki çocuğunu da almıştı.
Ama dahası, ekipte Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi üyesi olan birkaç kişi daha vardı. Fazilet'ten Ayhan Yılmaz, CHP'den Adnan Dinçer, DSP'den Selim Serçeşme ve MHP'den Mehmet Yıldız.
Bunların dördü de, sıradan üyeler değil. Partilerinin Belediye Meclisi'ndeki Grup Başkanvekilleri! Hepsi de, beleş geziye balıklama atlamıştı.
Şu işe bakın siz! Gruplarını yöneten bu CHP'li, DSP'li ve MHP'liler, daha sonra Belediye Meclisi'nde ‘‘muhalefet’’ yapacaklar haaa?
CHP, DSP ve MHP tava gelmiş bile. Geçmiş olsun!
Belediye Meclisi'nde oylarına muhtaç olduğu üyelere ‘‘olanak sağlamak’’ bizim İ. Melih'in klasik yöntemidir. Demek bu oltaya şimdikiler de takılmış. Yakında arazi tahsisleri yapılır, konut kooperatifi de kurarlar ve iş biter.
Ne işi var bu kişilerin İtalya'da, beleş ağaç gezisinde?
Şimdi ağaç ihalesinin kime verileceğini merakla bekleyeceğiz. Acaba bu heyeti bir hafta boyunca İtalya'da ağırlayan iki firmaya birden mi, sadece birine mi, yoksa başkalarına mı?
Gel de anla!
Spor Toto'da sigortalı olarak ve yıllardan beri çalışan yaklaşık 125 kişiye geçtiğimiz aralık ayında maaş ödenmedi. Ayrıca aralık ayı ikramiyesi de ödenmedi. Yüzyılı devirdik, bu kez ocak ayı maaşları ödenmedi. 15 Şubat günü, şubat ayı maaşları da herhalde ödenmeyecek.
Ayrıca geçen kasım ayında topluca işten ayrılmak zorunda kalanlara da kıdem tazminatları halen ödenmedi.
Bu nasıl iştir? Bu nasıl bir kamu kuruluşudur?
Gel de anla!
***
Çiğdem Toker bugünkü Hürriyet'te yer alan haberinde, Türkiye'nin elektrikte yediği inanılmaz kazığı rakamlarla belgeliyor. Çiller döneminde özel sektöre doğalgaz santralları kurma izni verilmişti.
Türkiye kendi kaynaklarından elde ettiği elektriğin birim fiyatını 4 cent'e mal ederken, bunlardan 8 cent'e, yani iki misli fiyata satın alıyor.
Türkiye bu durumda, her yıl kafadan 462 milyon dolar zarar edecek. Bu para bizim cebimizden çıkacak. Bu özel sektör santralları, enerjimizin sadece yüzde 6'sını karşılıyor ve ihalesiz verildiler!
Türkiye bu parayla her yıl birkaç baraj, ya da yılda 2,300 okul yapabilirdi. İmtiyaz sözleşmeleri 20 yıllık! 18 yıl daha bu kazığı yiyeceğiz. Dayan Türkiye dayan!
Gel de anla!
***
Batman silahları kamuoyu gündemine fena girdi. Öncelikle, bu konuyu ortaya çıkaran iki gazeteci arkadaşımızı, Saygı Öztürk ve Sezai Şengün'ü kutluyorum.
Silah ithalatını yapan zamanın Batman Valisi Salih Şarman, bu işlemden o günkü devlet yöneticilerinin haberi ve onayı olduğunu söylüyor.
Dönemin İçişleri Bakanı, Bakanlık Müsteşarı, Emniyet Genel Müdürü, Olağanüstü Hal Bölge Valisi ise!.. Bunlar ya olanları hatırlamıyor, ya bilgileri olmadığından söz ediyor, ya da konuşmuyor!
Dönemin Başbakanı, Batman Valiliği tarafından silah ithal edilmesine onay veren, fonlardan para gönderen Tansu Çiller ise bir şeyler söylüyor ama aslında hiçbir şey söylemiyor.
Hadise gayet açık:
İşin faturası, tek başına ya o günlerin Batman Valisi Salih Şarman'a, ya da bir gümrükçüye kesilecek!
Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, Nazlı'dan İ. Melih'e, Spor Toto'dan Batman silahlarına her şey bir tuhaf.
Gel de anla!
Paylaş