Duyuru

SEVGİLİ okuyucularım, şu belgeye bir bakınız! Başbakan 18 Aralık günü İzmir’de, Halkapınar Spor Salonu’nda konuşma yapacak. İki gün öncesinden PTT Başmüdürlüğü, İzmir’deki tüm PTT şube ve merkezlerine telgrafla duyuruda bulunuyor:

"Acele. Lokal (yerel) PTT md.lerine. 18.12.2005 pazar günü saat 13.00’de Halkapınar kapalı spor salonunda sayın başbakanımızın açılış töreni dolayısıyla konuşmasının olacağı ve konunun duyurulması hususu İzmir Valiliği protokol müdürlüğünden şifahi (sözlü) olarak bildirilmiştir.

Bilgi alınmasını ve tüm personele duyurulmasını rica ederiz. Başmüdür Yardımcısı Aysel Coptan, imza. Başmüdür Umran Başar, imza."

Bu telgrafın anlamı ne? PTT çalışanlarına "oraya gidip kalabalık yaratın" emri veriliyor.

Bu emir, İzmir’deki öteki kamu kuruluşlarına da duyuruldu. Ancak onların belgeleri elimde değil.

Başbakan üstelik pazar günü İzmir’e geliyor ve valilik emriyle memurlardan kalabalık yaratılmasına çalışılıyor.

10 bin kişilik Halkapınar Spor Salonu’nun o gün mutlaka doldurulması gerekiyordu. Başbakan konuşacak, AKP’nin gövde gösterisi yapılacaktı.

Günler öncesinden İzmir’in pek çok yerine duyuru afişleri asıldı. Parti minibüsleri İzmir’in 28 ilçesine gönderildi, hoparlörle anonslar yapılarak ahali o gün İzmir’e davet edildi.

AKP İl Başkanlığı ayrıca 300 otobüs kiraladı. Bunlar yakın ilçelere gönderildi, halkımızı ücretsiz olarak İzmir’e taşıdı. Otobüslerin bir bölümü İzmir’e dolu geldi. Fakat gelenlerin çoğu toplantıya katılmadı, kendi keyiflerine göre kaçtıkları görüldü! Ayrıca 100 kadar otobüs İzmir’e yolcusuz döndü.

Uzak ilçelere para gönderildi, otobüs kiralayıp gelmeleri istendi.

İl örgütü, kent merkezinden spor salonuna ücretsiz otobüsler kaldırdı.

Alınan bütün önlemlere karşın spor salonunun yarısı boş kalmıştı.

Büyüklerimiz bu durumu görünce epeyce bozuldu! Ertesi gün il örgütü toplandı ve boşluğun nedenlerini tartıştı.

Bir parti yönetiminin bunları yapması doğal.

Ancak bu yazıda açıkladığım belge, işin nasıl saptırıldığını kanıtlıyor. Devletin çalışanları resmi yazı (telgraf) ile parti toplantısına çağrılıyor.

Valilik, PTT Başmüdürlüğü’ne emir vermiş, onlar kendi personeline duyuruyor.

Peki valiliğe kim emir verdi? Emir Ankara’dan mı geldi, yoksa birileri işgüzarlık mı yaptı? Bu belgenin sorumluları kimdir?

Spor salonunu doldurmak için devletin memurları bile kullanılır mı?


GÜMRÜK ÇETELERİ

Kapıkule baskınını izliyoruz. Türkiye’de gümrükler çete olarak çalışır. Rüşvet almayan, talana katılmayan görevli sayısı çok azdır. En başta katılmak istemeyen varsa, mutlaka yolunu bulup onu da ortak ederler.

Yıllar önce mahallemizin kasabı Halil Amca vardı. Oğlu, adına Ahmet diyelim, uyanık bir çocuktu. Okuyamadı. Bütün amacı gümrükçü olmaktı! Her nedense o mesleğe aşkla bağlıydı! Sonunda başardı, mesleğe girdi.

Geçen sene Ahmet’e yolda rastladım. Son model Mercedes arabasından iniyordu. Epeyce lafladık. Zengin olduğunu açıkça söyledi. Birbirimizi severdik, gümrüklerde dönen çarkı da ayrıntılarıyla anlattı.

Akşam Ahmet’i ekranda gördüm. Kapıkule’de gözaltına alınmış, polis minibüsünden indiriliyordu.

* * *

Şimdi Kapıkule kadroları değişecek. Rüşvetçi polisler ve gümrükçüler alınacak, yerlerine yenileri gelecek.

Eğer siz yeni gelenlerin rüşvet çarkına bulaşmayacağını zannederseniz, bilin ki yanılıyorsunuz!

İstemeseler bile, en geç birkaç ay sonra o düzenin adamı olacaklar. Önlerine yağan paraları, çekmeceye bırakılan şişkin zarfları belki bir süre geri itecekler ama sonra almaya başlayacaklar.

Arada temiz kalmayı başaranlar varsa, onlar bu sözlerimin dışındadır. Ama bütün gümrüklerde düzen böyle kurulmuş. İsterseniz maaşlarını ayda net 10 milyar yapın, böyle gelmiş böyle gider.

Türkiye’de bunu önleyecek, durduracak hiçbir güç, hiçbir makam olmadığını iyi bilelim.

Atalarımız ne demiş! Eski hamam eski tas, sadece tellaklar değişti!
Yazarın Tüm Yazıları