Devlete saygısızlık

HEP aynı olaya tanık oluyoruz. TSK’nın en üst düzey kurulu olan, Başbakan’ın başkanlığında tüm orgenerallerden oluşan Yüksek Askeri Şûra kararlarının bazılarına hem Başbakan, hem de onun emrindeki Milli Savunma Bakanı ‘muhalefet şerhi’ koyuyorlar.

YAŞ yılda iki kez toplanıyor. Her toplantıda TSK’dan ‘disiplinsizlik’ nedeniyle atılan birkaç personel oluyor. Bu isimlerin belirlenmesi en az 30 kademeden, 30 imzadan geçiyor.

İrticacı-bölücü-yolsuzluk ve ahlak dışı işler yapmış, emirlere uymamış kimseler.

Dosyalar orada görüşülüyor. Başbakan son toplantıda da, görevine son verilen dört kişi için ‘muhalefet şerhi’ koydu. Bir yanda bunu yapıyor, aynı gün ‘Türk ordusuna güvenimiz sonsuzdur’ gibi inciler döktürüyor!

Saygısı sonsuzsa, TSK’nın bu kararlarına hem de her seferinde niçin muhalif kalıyor? İşin ilginç yanı, kendisi muhalif kalsa da, kalmasa da kararlar değişmiyor. Komutanların oylarıyla bu kişiler ordumuzdan uzaklaştırılıyor.

Başbakan belki farkında bile değil ama bu davranışıyla devlete saygısızlık ediyor.

Ya da birtakım çevrelere göz kırpmak uğruna, hem de böylesine duyarlı bir konuda, devletle çelişkiye düşüyor.

Kendi iktidarı döneminde on binlerce kamu görevlisini görevden aldıran, alınmasına göz yuman, onların başına gelenlere hiç ses etmeyen, aileleriyle birlikte yüz binlerce kişiyi mağdur etmekten çekinmeyen bir hükümetin başı, ne hikmetse sadece Yüksek Askeri Şûra kararıyla görevine son verilenlere arka çıkıyor! Ne ilginç!

Bir şey daha anımsatmak isterim. Türk ordusundan irtica nedeniyle atılanlardan bazıları, konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürüp dava açtı. Mahkeme bunların açtığı davaların tümünü reddetti.

Gerekçe: Askerlik disiplin mesleğidir. Ordunun disiplinini şu veya bu doğrultuda bozduğu için görevine son verilen kimseleri haklı görmek mümkün değildir.

İYİ TATİLLER

Başbakan dün 11 gün sürecek bir tatile çıktı. Avustralya ve Yeni Zelanda tatili. Dünyanın öbür ucunda kendisini, ailesini, bakanlarını ve milletvekillerini güzel günler bekliyor. Şimdi oralar yaz. Belki denize bile girenler olacak. Alışveriş olanakları, gezilecek yerler muhteşem.

Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir ‘sorumlu’ ülke yöneticisi, ülkesini hele böyle kritik günlerde 11 gün boyunca bırakıp turistik ağırlıklı bir geziye çıkmaz.

Bütün dünyayı gezdi. Geriye sadece Latin Amerika, Afrika’nın bazı ülkeleri ile Kuzey ve Güney kutupları kaldı! Yakında inşallah oralara da gider, dünya turunu tamamlamış olur.

***

Şimdi işin bir başka boyutuna bakalım! Bay Başbakan ve ekibi, bu uzun geziye bir değil, iki uçakla gidiyor. Kendisine bizim vergilerimizle 40 milyon dolara satın alınan özel uçakta kendisi, ailesi, bakan ve milletvekilleri var.

Bir de THY’nin koskoca Airbus uçağı. Orada gazeteciler ve işadamları. Bu uçak 270 kişilik. Geziye katılacak gazeteciler için ilk belirlenen ücret 9 bin dolardı. Bu rakam işadamları için 12 bin dolar olarak saptanmıştı.

Hemen belirteyim, bu ücreti kim neye göre belirler, para nereye gider, bilinmez!

Turistik gezi rağbet görmeyince ücreti gazeteciler için 7 bin dolara, işadamları için 11 bin dolara indirdiler.

İndirimli satışlar başlamıştı! Sadece kredi kartına 12 taksit uygulaması yoktu!

Fakat gezi yine de rağbet görmedi. Umulan sayıda müşteri yoktu! Şimdi şu tabloya bakınız:

Tayyip Bey’in 50 kişi alan özel ANA uçağı -kendi takımıyla- dolu. Eşleri, yakınları, bakanlar, milletvekilleri, özel bürokratları...

Bu gezi için ayrıca kaldırılan THY uçağı ise boş! 271 yolcu alan uçak dün sadece 70 kişi ile havalandı. Onlar da gazeteciler ve 40 işadamı. Geziye 100 işadamı katılacaktı ama rağbet görmeyince rakam 40’a indi. Niçin rağbet görmedi?.. Çünkü işadamları bu geziden bir şey çıkmayacağını biliyor. Geziye katılanların çoğu da turistik ortamda Başbakan ve AKP kurmayları ile iş bitirmek, yakın olabilmek için gidiyor. Şimdi soruyorum:

Dünyanın hangi ülkesinde 11 günlük geziye iki ayrı uçak kaldırılır? Bu ikinci uçağın kaldırılmasının ülkemize maliyeti 100 milyarlarca lira.

Bomboş giden THY uçağına hepsi bir arada binemez miydi? Bu beyler ve hanımlar rahat etsin diye devletin ve milletin kesesinden böyle savurganlık olur mu?

Yazık değil mi, günah değil mi, ayıp değil mi?

İyi tatiller!
Yazarın Tüm Yazıları