"Bu önerinize olumlu bakıyoruz. Bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bir çalışma başlattık. Sonuçlandığında size bildireceğim."
Aradan epeyce bir süre geçti, benim bildiğim bir gelişme olmadı. Bunun üzerine pazar günkü yazımda "Hocamıza kısa mektup" başlığı altında bir kez daha sordum:
"...Sayın Bardakoğlu, beni aradınız, bu isteğe olumlu baktığınızı, araştırma yaptırdığınızı, en kısa zamanda arayıp sonucu bildireceğinizi söylediniz. Aradan epeyce zaman geçti, herhangi bir gelişme olmadı... Ve Cumhuriyet Bayramı’na bir hafta kaldı.
Acaba Diyanet, camilerimize ulusal bayram günlerinde Türk bayrağı asılmasında sakınca mı görüyor? Eğer öyleyse niçin? Günah mıdır, başka bir nedeni mi var? Bunları bilmek hepimizin hakkı değil mi?
En kısa zamanda yanıt göndereceğinizi umuyorum, size saygılar sunuyorum."
***
Yazımın çıktığı pazar günü, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Fikret Karaman aradı ve şunları söyledi:
"Hocamız Ankara dışında olduğu için sizi başkanvekili sıfatımla ben arıyorum. Bayrağımız ve Cumhuriyetimiz, bizim ortak paydalarımızdır. Dolayısıyla camilerimize bayrak asılmasında dinimiz açısından hiçbir sakınca yoktur. Sizin yazınızdan sonra Sayın Başkanımız zaten sizi arayıp olumlu görüşlerini bildirmişti.
Şimdi biz Diyanet İşleri Başkanlığı olarak 15 il müftülüğüne telefon edip durumu bildirdik. Bunlar İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli gibi büyük illerimiz. Belli büyük camilere önümüzdeki Cumhuriyet Bayramı’nda Türk bayrağı asılacak.
Fakat burada camilerin de uygun olması gerekiyor. Şöyle ki, iki minaresi olacak, minareler arasında mahyası olacak ve bayrağımız buralara asılacak. Camilerin çatısına veya önüne direkle bayrak asmak uygun kaçmaz ve hoş olmaz.
Şimdi bu illerin müftülükleri bu işe uygun camileri belirleyecek ve büyük camilerimizde önümüzdeki günlerde bu uygulamayı başlatacağız.
Böyle bir uygulama ilk kez ve sizin teklifinizle başlatılmış olacak."
***
Ben burada Diyanet İşleri Başkanlığı’na teşekkür ediyorum.Bazı şeyleri hepimiz çok iyi bilmek zorundayız.
Eğer bu ülkede özgürce ezan okunuyorsa, insanlar camilere gidiyorsa, ibadet ediyorsa, egemenliğimizi ve ulusumuzu simgeleyen bayrağımız sayesindedir.
Diyanet’in bu uygulamasının özellikle büyük illerimizde nasıl olacağını hep birlikte izleyeceğiz. Bir düşünün, İstanbul, Ankara, İzmir, İzmit, Eskişehir, Antalya gibi illerimizdeki büyük camilerin minareleri arasında ilk kez dalgalanan kocaman Türk bayrakları...
Yakışmaz mı?Muhteşem olur.
Önemli olan bu uygulamanın başlatılmasıdır.Şimdi l5 ilimizde başlatılır, daha sonra örgütlenme büyür ve ülkemizde uygun olan bütün camilerde belli günlerde bayrağımız dalgalanır.
Medyamız ilk kez oluşacak bu güzel görüntüyü ekranlara ve sayfalara yansıtır, kaç camiye bayrak asıldığını 29 Ekim sonrasında Diyanet İşleri Başkanlığı açıklar.
İl müftülüklerinin de Diyanet’in bu girişimini ciddiye alacağını umarım.
Hürriyet okuyucuları da bu gelişmeyi kendi illerinde mutlaka yakından izleyeceklerdir.
Açıkça söyleyeyim, böyle bir uygulamanın başlatılmasının fikir babası olarak bu işten ben de kendi adıma pay çıkarır ve gururlanırım.
Haksız mı olurum?
***
Emin Çölaşan’ın notu: Ankara’daki rezalet konusunda İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’ya burada iki kez açık mektup yazdım. Ne yazık ki Aksu da suskun kalıyor. (Belki söyleyecek bir şey bulamıyor, belki Büyükşehir Belediyesi’ne sözü geçmiyor.) Sonuçta milletin böylesine harcanan ve toprağa gömülen trilyonları konusunda bir yanıt veremiyor!Acaba bu işin içinde bir iş mi var!