Burası neresi, İran mı?..

SEVGİLİ okuyucularım, şimdi size Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara’nın göbeğinde, ilköğretim okullarında öğrencilere okul yönetimleri tarafından (Bakanlık emriyle) dağıtılan bir anket formundan söz edeceğim.

Okul yönetimleri bu formları öğrencilere verdiler, velilerine götürmelerini istediler. Veliler doldurup okul yönetimine iade edecek.

Onlar da Milli Eğitim Bakanlığı’na!

‘Sayın Veli’
diye başlayan anketin başlığı: ‘İlköğretim din kültürü ve ahlak bilgisi derslerine karşı tutum ölçeği.’

Anket formunda, yanıt verenin ismi istenmiyor! İşte size öğrenci velilerine ilk bölümde sorulan sorulardan bazı örnekler:

‘Velisi olduğunuz öğrenci kaçıncı sınıfta? Ailenizin aylık geliri? Oturduğunuz şehir? Nüfusa kayıtlı olduğunuz il? Eğitim durumunuz? Mesleğiniz? (Bu sorulardan öğrencinin ve velinin kimliği açıkça ortaya çıkar.) Velilere sorular devam ediyor:

Okul dışında din eğitimi aldınız mı? Aldınızsa nerede? (Kuran kursu, imam hatip okulu, cemaatler, aile...) TV ve radyolarda dini içerikli programlara ilgi durumunuz? Dini içerikli yayın okuma durumunuz? Camiye gitme durumunuz? Dini kimliğiniz? (Sünni-hanefi, Caferi, Sünni-şafi, Alevi, Sünni-diğer, mezhebi yok.)

Bunlar birinci bölümdeki -cingözce hazırlanmış- sorular.

***

Esas hadise sonraki bölümlerde patlıyor. Burada yanıtlar 5 ayrı şıktan oluşuyor: ‘Tamamen katılıyorum, katılıyorum, kararsızım, katılmıyorum, kesinlikle katılmıyorum.’

Şimdi size soruları ileteceğim. Sıkı durun ve 21. yüzyıl Türkiye’sinde ‘milli’ eğitimde neler olduğunu iyice görün:

‘Allah’ın varlığına inanmak gerekir. Ahiret günü ve ölümden sonra hayat vardır. Kuran’da anlatılan her şey doğrudur. Hz. Muhammet Allah’ın peygamberidir. Günde 5 vakit namaz kılmak benim için önemlidir. Ramazan’da oruç benim için önemlidir. Ramazan’da teravih namazı kılmak benim için önemlidir. Namaz sünnetlerinin de kılınması gerekir. Dini hükümler, şartlar değişince değişmez. İslam’ın yasakladığı konulardan uzak durmak gerekir.’

***

Şimdi ise anket formunda yer alan öteki sorulara bakalım. Bir ibret belgesidir. Lütfen dikkatle okuyunuz. (Yanıt şıkları yine aynı.)

‘Faizli her türlü alışverişten uzak durmak gerekir. Çok kadınla evlilik İslam’a göre uygundur. Resim bulunan eve melekler girmez. Dini nikah olmadan resmi nikah geçerli olmaz. Namaz kılmayanların dini inancı zayıftır. Cuma namazı kılmayan Müslüman sayılmaz. Erkeklerin altın takması İslam’a göre yasaktır. Kolonya abdesti bozar.’

***

Şimdi Milli Eğitim Bakanlığı’nın 20 Mayıs 2005 tarih ve 2999 sayılı yazısına özetle bakalım ve Türkiye’nin nereye sürüklenmekte olduğunu somut belgesiyle görelim. Yazı elimde:

‘Ankara Valiliğine. (İl Milli Eğitim Müdürlüğü.) Ankara Üniversitesi Din Eğitimi anabilim doktora öğrencisi İsmail Arıcı’nın araştırma anketini ilköğretim okullarında uygulama izin talebi incelenmiştir.

Söz konusu anketin uygulanması Bakanlığımızca UYGUN görülmüş olup, ekte bir örneği gönderilen anketin araştırmacı tarafından uygulanabilmesi için gerekli kolaylığın gösterilmesini rica ederim.’

Altında kapı gibi bir imza!

‘Nurettin Konaklı. Bakan (Milli Eğitim Bakanı) adına.’

Kendisi Bakanlığın Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanı imiş.

Anketin ekinde ayrıca, ilköğretim okulu öğrencilerine doğrudan sorulan sorular var. İşte birkaç örnek:

‘Namazda Kuran okumaya ne denir? Aşağıdakilerden hangisi namaz ibadetinin insana kazandırdığı davranışlardan değildir? Aşağıdakilerden hangisine zekat verilmez?...’

Beyefendi anketini -büyük olasılıkla danışıklı dövüş- Bakanlığa vermiş, Bakanlık onay vermiş, ilköğretim okullarında öğrencilere dağıtılıyor: ‘Gel çocuğum, bu sayfayı sen dolduracaksın. Bunu da veline götür, o doldurduktan sonra bize getireceksin!’

Veliler ve öğretmenler ateş püskürüyor. Haklılar. Onlar bu saçma-zırva oyuna nasıl alet edilir? Bakanlık hangi yetki ve sıfatıyla insanların inançlarını -böyle ipe sapa gelmez yöntemlerle, velilere sorulan çağdışı sorularla- sorgulayabilir? Burası İran mı, Suudi Arabistan mı, yoksa Afganistan mı?

Türk ‘milli’ eğitiminin bu iktidar elinde nerelere sürüklendiğini, nelere nasıl alet edildiğini görüyorsunuz. Bu kafalar din dersi için küçük çocukları, hatta onların velilerini bile kullanmaktan utanmıyor. Hem de pervasızca, Ankara’nın göbeğinde!
Yazarın Tüm Yazıları