SEVGİLİ okuyucularım, Türkiye’yi işte bu anlayış batırdı. Dikkat ediniz, her yerden hırsızlık, yolsuzluk, vurgun, rüşvet fışkırıyor. Eğer bunları yapanlar AKP iktidarının adamları ve yandaşları ise üzerlerine asla ve kesinlikle gidilmiyor. Bunları örtbas etmek ve unutturmak amacıyla binbir mazeret üretiliyor. Niçin?.. Çünkü geçerli bir kural var:
"Benim hırsızım iyidir."
Bir sürü yolsuzluğu, namussuzluğu, usulsüzlüğü yazıyoruz, belgeliyoruz. Hırsızları, milletin parasını kendi kişisel ve siyasal çıkarları için kullanan ve olanları örtbas etmek için çaba harcayan kamu görevlilerini, belediye başkanlarını belgeliyoruz, üzerine giden yok.
Medyamızda günlerden beri Yimpaş olayı tartışılıyor.Nedir Yimpaş? Türkiye’de kurulan, ülkemizde ve başta Almanya olmak üzere dünyanın dört bir yanında yaşayan yüz binlerce insanımızdan günümüzün değerleriyle milyarlarca Euro toplayan İslamcı holdinglerden sadece biridir. Bu paralar cami avlularında, tarikat toplantılarında, Allah’ın, Peygamberimizin adı kullanılarak toplandı.
Mark dönemi idi. Alman Markı’na yüzde 30’a varan oranlarda dünyada görülmemiş -faiz değil!- kár payı vaatleriyle Müslümanlar dolandırıldı. Toplanan paralar çuvallarla, bavullarla bir yerlere götürüldü. Göstermelik bazı tesisler kuruldu. Çoğu zaten batmaya mahkûmdu ve battı.
Milyarlarca Euro (veya dolar) buharlaştı. İslamcı holding kuran din baronları köşeyi döndü, yüz binlerce Müslüman aile mağdur edildi.
Övünmek gibi olmasın ama ben bu rezaleti, bu olanları ve olacakları burada en az 100 kez yazdım. Hem devleti, hem bunlara para kaptıranları uyardım. Kimse kılını bile kıpırdatmadı, paralar uçtu gitti.
Yimpaş bunlardan sadece bir tanesi.Daha niceleri var.Anımsayın, bir Jetpa ve Jet Fadıl vardı. Adam halktan öylesine para toplamıştı ki, kendi kontenjanından milletvekilleri seçtiriyordu. Son olarak kendisi de Siirt’ten seçildi. Bir sürü hikáye sonrasında milletvekilliği iptal edildi!
İhlas Finans nerede? Ne oldu halkın paraları? Niçin üzerine gidilmiyor?.. Çünkü İhlas’ın Türkiye isimli gazetesi her gün AKP iktidarına övgüler düzüyor! Hiç gidilir mi üzerine!
Şimdi gelelim hikáyemize! Yimpaş malı götürmüş, aranan sahibi hükümet üyeleriyle içli dışlı. Bazı eski çalışanları şimdi AKP’de bakan ve milletvekili. Başbakan kürsüden bağırıyor: "Partimize Yimpaş parası gelmedi, aksini iddia eden bana belge getirsin!"
Bende belgesi yok! Olsaydı götürüp bir çayını içerdim!
İyi de, Avrupa gezilerinde vatandaşlarla toplantı yapan, her toplantıda "İslamcı holdingler bizi dolandırdı, çözüm bulun" diye haykıran insanlarımıza "Paraları onlara verirken bana mı sordunuz" deyip başından savan kendisi değil miydi?
Son olarak Almanya toplantısında vatandaşlar yine yakınıyordu. Başbakan yanındaki Ali Babacan’a dönüp (ve mikrofonun açık olduğunu unutup) şöyle demedi mi! "Konuş bakalım şu sahtekárla, ne istiyormuş!"
Yimpaş ve öteki İslamcı holdinglerin yaptığının bırakın tamamını, yüzde birini AKP iktidarının hoşlanmadığı kişi veya kurumlar yapsaydı iktidar onları da böyle koruyup kollayacak mıydı, yoksa üzerine mi gidecekti?
Örneğin aynı şeyi Uzan ailesi yapmış olsaydı, kıyamet kopmayacak mıydı?Bazı AKP’li belediye başkanlarının hırsızlığını ve sorumsuzluğunu CHP’li ve öteki başkanlar sergileseydi, onlar derhal görevden alınıp mahkemeye verilmeyecek miydi?
* * *
"Ben iktidarım. Hükümet benim. Hırsız, namussuz, halkı soyan, devletin ve milletin parasını partili yandaşlara, eşe dosta hortumlayan kişi ve kurum eğer benim yandaşım ise sorun yok!İstediğini yapsın, paraları istediği gibi yesin ve savursun, ben onu görmezden gelirim!
Ama benden olmayan birinin en ufak bir açığını yakalarsam onun üzerine aslanlar gibi gidip anasını ağlatırım, perişan ederim.Polisi, yargıyı ve devlet gücünü derhal devreye sokarım, onu anasından doğduğuna pişman ederim, süründürürüm."
Yimpaş ve öteki İslamcı holdingler şimdi bu anlayışın yarattığı koruma duvarının ardında. "Hortuma damardan girdiğini!" iddia edenler açısından masalın özeti böyle. Paraları din baronu dolandırıcılara kaptıran Müslümanlar bu masalı ve onları koruyan gücü iyi bilsin.
Türkiye’yi her devirde mahveden, yozlaştıran, yeni vurgunlara yol veren yüz kızartıcı anlayış -ve acı gerçek- işte bu:
"Benim hırsızım iyidir. Ben yandaşım olan hırsızları görmem, üzerlerine gitmem! Bana kaz getiren yerden tavuk esirgemem!"