SEVGİLİ okuyucularım, ülkemizde olanları hep birlikte izliyoruz.
İnsanlar umutsuz, kırgın. Milyonlarca kişi haksızlığa uğramış, çözüm yok. İktidarı ele geçiren parti devletin bütün kurumlarını parsellemiş, çökertmeyi başarmış. THY’nin, TRT’nin ve ötekilerin durumu ortada.
Sokağa çıkınca, ya da yakın çevrenizde görüyorsunuz.
Malı götürenler, bu çarpık düzenden yolunu bulanlar dışında geleceğe umutla bakan, iyimserliğini koruyan bir kişi var mı?
Kitleler gergin. Ülkenin geleceğini bilen kimse yok. Bu söylediğime Türkiye’yi yöneten iktidar dahil.
Erken seçim olacak mı? Cumhurbaşkanlığına kim seçilecek? AB’den nasıl ve ne zaman dışlanacağız? Kıbrıs’ın satışı ne zaman gerçekleşecek? Dövizin durdurulamayan yükselişi ne zaman ve nasıl önlenecek? İşsizlik sorunu nasıl çözümlenecek?
Daha yüzlerce soru sorsanız, bunların yanıtını bilen yok.
Tek parti iktidarı çuvalladı, bitti.
Bütün silahları din sömürüsü ve türbandı.Artık onlar da sıktı ve tutmuyor.Geriye gergin bir Türkiye kaldı.
* * *
Her yerden yolsuzluk fışkırdığını görüyorsunuz. Partililer zengin ediliyor. Yandaşlara olukla para hortumlanıyor. Dikkat ediniz, iş o boyuta vardı ki, artık "hortum" lafını ağızlarına bile alamıyorlar.
Devletin ve belediyelerin hemen her ihalesinde ve her alımında birileri malı götürüyor.
Burada yıllardan beri yırtınıyorum:
En büyük yolsuzluk, bazı AKP’li büyükşehir belediyelerinde dönüyor. Bu belediyelerin elinde katrilyonlar var. Harcamaların önemli bir bölümünü kurdukları şirketler eliyle yapıyorlar. Dolayısıyla bunlar asla ve kesinlikle denetlenmiyor. Milletin parası yandaşlara pompalanıyor.
Gelecekte bunların hesabı sorulacak belki ama o zaman da karşımıza "zamanaşımı" sorunu çıkacak. Malı götürenin yanına kár kalacak.
Belediyeler eliyle ilköğretim öğrencileri üzerinden bile siyaset yapıyorlar. Öğrencilerin adreslerini okullarından alıp din kitapları ve değerli armağanlar veriyorlar.
Devlet bütçesinin iki yakası bir araya gelmiyor. Devlette para yok. Belediyeler ise paranın içinde boğuluyor.
En büyük dümen belediyelerde dönüyor.
* * *
Devlet çarkı laçkalaştı. Son gelişmelerde bunu somut biçimde görüyoruz. Birkaç ay önce yabancılar için bono ve tahvilde yüzde 15 stopaj getiren AKP hükümeti, bunu birkaç gün önce panik başlayınca sıfıra indirdi!
Türk vergi ödeyecek, yabancı ödemeyecek! Aynen Osmanlı’nın iliğimizi sömüren kapitülasyon döneminde olduğu gibi!
Dünyanın en pahalı akaryakıtını biz tüketiyoruz.
Dünyanın en yüksek oranda vergilerini biz bu halimizle ödüyoruz.
Bunlar da bir şey değil, AB’ye yaranmak uğruna bütün devlet sistemini laçka ettiler. Yasaları değiştirdiler, terörle ve öteki suçlarla mücadele eden güvenlik güçlerini sindirdiler.
Askerin ve polisin yetkilerini yok edip yıprattılar.Şimdi ülkemize nasıl bir kötülük yaptıklarını anladılar! Terörle Mücadele Yasası yeniden değişecek ve yetkilerin bir bölümü geri verilecek.
Böyle ülke yönetimi olur mu?
* * *
Olanların en önemli göstergesi, sokaktaki insandır. Kimse umutlu değil. Herkes yakınıyor. Hiç kimse geleceğine inançla, güvenle bakmıyor.
Bu iktidar tarafından başlatılan, ya da bitirilen bir tek büyük ve önemli proje yok. Başbakan ve bakanlar sık sık hayali açılışlar ve temel atma törenleri yapıyor, ayrıca mağaza açıyor!
İddialı oldukları duble yol projeleri çoktaaan bitti. Ucuz etin yahnisi duble yollar (!) çukur ve göçük dolu, fiyasko karşımızda.
Medyamızın bir bölümü, kurulduğu günden bu yana AKP iktidarına destek verdi, yağlayıp balladı, hayali pembe tablolar kurdu. Şimdi medyamız yavaş yavaş çark ediyor; çünkü gerçeklerin üzerini örtmek daha fazla mümkün olmuyor.