Başbakan Diyarbakır’a gitmeli

ÖNCEKİ gece Diyarbakır’da korkunç bir terör olayı daha yaşandı. Bombalı saldırıda tam 10 insanımız paramparça olup can verdi, niceleri yaralandı. Tamamı sivil. İçlerinde bebekler bile var. Bu kaçıncı PKK eylemi?

Dünyanın hangi ülkesinde olursanız olun, 10 kişinin öldüğü olay çok önemlidir. Bu gibi cenaze törenlerine ülkeyi yönetenler mutlaka katılır.

Kesinlikle inanıyorum, başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere pek çok bakan, bu masum kurbanların Diyarbakır’da yapılacak cenaze törenine katılacaktır. Katılmakla yükümlüdürler.

Eğer katılmazlarsa, bilin ki korkudan katılmıyorlar.

Bunları niçin yazıyorum?.. Çünkü Başbakan her gittiği yerde tepki görüyor, protesto ediliyor. Hele büyük kitlelerin toplandığı yerlerde mutlaka tepkiler yoğunlaşıyor. Örneğin o yüzden, şehit cenazelerine katılmaları mümkün olmuyor.

Diyarbakır’da 10 tabut var. Başbakan sanırım bu korkuyu üzerinden atacak ve ne pahasına olursa olsun cenaze törenine katılacak, yaralıları hastanede ziyaret edip geçmiş olsun dileklerini iletecektir.

Şimdi milletin önüne "Sayın Başbakanımızın başka programı var, o yüzden Diyarbakır’a gelemeyecek" gibi bahaneler konulursa, inanın hem çok ayıp, hem de yakışıksız olur.

Şehit cenazelerine katılamayanlar, kesinlikle inanıyorum ki Diyarbakır’a aslanlar gibi gidecektir! Göreceğiz.

***

Dünkü Vatan gazetesinin manşetini Cahit Yüce ve Bülent Ergün’ün haberi süslüyordu:

"Bindirilmiş kıta isyanı. Başbakan’ın (Belediye Başkanı iken) kurucusu olduğu Sıcak Yuva Vakfı, küçücük çocukları Erdoğan’ın peşinden şehir şehir dolaştırıyor. Ana babalar öfkeli."

Otobüsler dolusu çocuk tarihi yerlere gezi bahanesiyle otobüslere dolduruluyor ve sonra Erdoğan’ın mitinglerine götürülüp kalabalık yaratmaları, Başbakan’ı alkışlamaları isteniyor.

Son iki olayda küçük çocukları "Bursa gezisi" diye otobüslere bindirip Erdoğan’ın Kütahya konuşmasına, birkaç gün önce ise olaylı Söğüt gezisine götürmüşler. Çocukların çoğu hastalanmış.

Veliler isyan edince "Çocukları Başbakan’a jest olsun diye getiriyoruz" demişler!

Söyleyecek hiçbir şey yok.

İYİ UYKULAR, TATLI RÜYALAR

SEVGİLİ okuyucularım, aşağıda anlatacağım görüntüleri ekranlarda mutlaka sizler de izlediniz. Bundan birkaç gün önce Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de İslam Konferansı Örgütü Turizm Bakanları toplantısı yapıldı.

Toplantıyı Azerbaycan devlet başkanı İlham Aliyev yönetti. Bütün İslam ülkelerinin turizm bakanları oradaydı.

Bizimki dahil! (Onun adı Atilla Koç.)

Toplantının açılışı Kuran okunarak yapılıyor. Kürsüde Kuran okunuyor. Salondaki yüzlerce kişi huşu içinde dinliyor.

Bir kişi hariç.

Bizimki!

Peki o ne yapıyor?

Kafası önüne düşmüş, uyuyor.

Sonra bir ara uyanıyor. Ortalığı şöyle bir kolaçan ediyor ve bu kez kolunu masaya, kafasını eline dayayıp yine uyumaya başlıyor.

Horrrr!..

Kendinden geçmiş, büyük olasılıkla rüyalar görüyor.

Sonra bir süre uyanıyor. Bu kez gerinmeye başlıyor.

Konuşmalar başlıyor, kendini tutamayıp yine uykuya dalıyor.

Kürsüde Aliyev bu görüntüyü herhalde hayretle ve ibretle izliyor.

Konferansın ev sahibi olmasa belki oturduğu yerden seslenecek...

"Heyy muhterem vezir, bir zahmet uyan da kendine gel!"

Ya da görevlilere emir verecek...

"Uyandırın şunu!"

Atilla Koç
isimli bu bakan hasta mıdır, sağlığı normal midir? Bilemiyorum. Eğer bir rahatsızlığı varsa ya bakanlık koltuğunda oturmasın, ya da bir doktora görünüp tedavi olsun. Sağlamsa, katıldığı her toplantıda uyuyup bu durumlara düşmesin.

Türkiye’deki toplantılarda horul horul uyumasını sineye çekiyoruz. Gülmekle yetiniyoruz.

Ama yurtdışında, hele Kuran okunurken bile mışıl mışıl uykuya dalması!.. Türkiye’yi böyle temsil ediyor, bu kez İslam dünyasını güldürüyor.

Ayıptır yahu. Keh keh keh!..
Yazarın Tüm Yazıları