Bakan Bey'in oğlu harika çocuk!

BURADA birkaç kez yazdım. Türk limanları arasında yolcu ve araç taşıyan tek gemi olan Ankara feribotu, zarar ettiği gerekçesiyle seferden kaldırıldı.

Korkunç bir olay, utanç verici bir durumdur. Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye'de limanlarımız arasında -iç deniz Marmara hariç- yolcu ve araç taşıması böylece bitirildi. AKP iktidarı gurur duysun!

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım bu konuda ‘‘ne yapalım, gemi zarar ediyordu’’ dedi! Peki, sen zarar etmesin diye hangi önlemi aldın? Zarar eden her şeyi devreden çıkarmak zorunda mısın? Örneğin demiryolları da zarar ediyor. Trenleri seferden mi kaldıracaksın? Bu nasıl mantıktır? Bu nasıl ülke yönetimi anlayışıdır?

Bu konuyu son haftalarda birkaç kez yazmıştım. Peki ne oldu Ankara feribotu? Özel bir şirkete 78 günlüğüne kiralandı ve şimdi Çeşme-İtalya arasında çalışıp gurbetçi taşıyor.

***

İtiraf edeyim, ben bu olayı yazarken işin perde arkasını bilmiyordum. Bunu Vatan Gazetesi'nde gazeteci arkadaşım Selahattin Kınalı ortaya çıkardı. Şimdi işin içyüzünü okuyunca, AKP iktidarının da içyüzünü göreceksiniz.

Ankara feribotu, Çeşme-İtalya arasında feribot çalıştıran Santour isimli bir Türk şirketine kiralandı. Bu hatta ayrıca Derin Deniz isimli eski bir feribot çalışmaya başladı. Biletlerini Sancak satıyor. Sahipleri ise Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın oğlu Erkan Yıldırım ve kızı Büşra.

Santour, Sancak
adına bilet kesiyor. İki şirket iç içe. Eski genel müdürü kim? Şimdiki Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım. Al gülüm ver gülüm!

Peki Ankara feribotu Santour'a kiralanırken ihale falan açılıyor mu? Başka yerlerden teklif alınıyor mu? Hayır! Kafadan ve aniden veriliyor.

Kiralanan gemideki personel maaşını da devletin Türkiye Denizcilik İşletmeleri Kurumu ödüyor. Olanlara bakın siz!

Dahası var. TDİ aynı hatta kendisine ait Samsun feribotunu çalıştırıyor. Yani Ankara'yı ahbap çavuş ilişkisiyle Ulaştırma Bakanı ile oğlunun içinde olduğu yapıya kiralarken, kendi feribotuna dış hatta kendi eliyle rakip yaratıyor.

***

İşin içinde oğlu olduğu ortaya çıkınca, Bay Binali Yıldırım telaşlanıyor. ‘‘Ben yıllarca denizcilik sektörü içinde görev aldım. Ne yapacak çocuk, babası Ulaştırma Bakanı diye bu işi yapmasın mı’’ gibi laflar ediyor. Oğlu Erkan Yıldırım ise bu alışverişten kısa günün kárı yüz binlerce Euro kazanıyor.

TDİ Genel Müdürü dünkü Vatan'da yer alan sözlerinde ‘‘bağlantıyı bilsek bir kez daha düşünürdük, ahlaki değerleri göz önüne alırdık’’ diyebiliyor.

Sevgili okuyucularım, bu işin içinde al gülüm-ver gülüm yöntemi var. Son Türk gemisi Ankara feribotu Türk limanlarından kaldırılıyor... Ve bir kez daha dikkat ediniz: Karadeniz ve Ege limanlarımızda sefer yapan tek Türk gemisi! Türk bayrağı sahillerimizdeki yolcu ve araç taşımacalığından bir kalemde silinip yok ediliyor.

Şimdi ne yapalım? Bu işi Yunan gemilerine mi bırakalım?

İşin arkasından Ulaştırma Bakanı'nın oğlu çıkıyor. Gemi ihalesiz, başkalarından teklif alınmadan, tek kalemde, Bakan Bey'in oğlu kazansın diye başkalarına kiralanıyor. Üstelik personel maaşı devletten!

***

Bu duruma düşen bir bakan derhal istifa etmek zorundadır. Ama bizde böyle bir uygulama yoktur.

Bugünlerde gazeteci üstadımız Bedii Faik'in 4 ciltten oluşan muhteşem anılar kitabını okuyorum. ‘‘Matbuat, Basın ve Derkeeen Medya’’. (Doğan Kitap). Bedii Faik'in eline 1954 yılında hükümetin bir bakanıyla ilgili yolsuzluk dosyası geliyor. (Günümüzde lafı bile olmaz ama o zaman için önemli). Bedii Bey bunu doğrudan Başbakan Menderes'e götürüyor... Ve Menderes makamında bağırmaya başlıyor:

‘‘Bırakın bizimkiler de biraz kanlansın Bedii Bey.’’

Peki şimdi ne olacak? Recep Tayyip Bey ‘‘hortumları kestik’’ diye feryat ederken, acaba Adnan Menderes'le aynı doğrultuda mı düşünüyor?

Aslaaaa!

Kendi dönemlerinde bile olsa, her hortum belirtisinin üzerine elbette, mutlaka gideceklerdir! Şimdi hükümete düşen görev bu olayı yalanlamak, aksi takdirde Ulaştırma Bakanı'nı -istifa etmediği takdirde- derhal görevden almak olmalıdır.

İş kitabına uydurulmuş bile olsa, hemen, derhal, en kısa zamanda. Dürüstlük ve samimiyet testi işte karşılarında.

Hodri meydan!
Yazarın Tüm Yazıları