SEVGİLİ okuyucularım, adına "açıklama hakkı" denilen bir kavram var.
Burada bir konuyu yazarım. Haberi bir gün önce başka gazetede çıkmıştır. Açıklamayı o gazeteye değil, bana gönderirler! Bir olayı belgelerim. Hemen ardından açıklama gelir. Yazdıklarım tümüyle doğrudur ama derhal yanıt gönderilir!
Size bunun son örneğini vereceğim. Kararnamesi Merkez Bankası Başkanlığı için Çankaya’da bekleyen Adnan Büyükdeniz, iki gün önce açıkladığım belgelerle ilgili bir açıklama gönderdi. Kendisinin Albaraka kökenli olduğunu, aynı zamanda Bereket Mensucat isimli şirkette Kemal Unakıtan, Ahmet Ertürk gibi isimlerle ortaklığını belgelerle kanıtlamıştım. Gelen açıklamayı size sunuyorum:
"Hürriyet gazetesinin 23 mart 2006 tarihli nüshasındaki köşenizde yayınlanan yazınızda adıma da yer verilmiş olmasına karşın, konuya ilişkin olarak bir telefonla dahi olsun doğrudan şahsımdan bilgi talep edilmemesini yadırgamaktayım.
Halbuki kısa bir telefon görüşmesi, hatta bir kısmını yayınladığınız Ticaret Sicili Gazetesi kayıtları başta olmak üzere ilgili resmi belgeler üzerinde yapılacak kısa bir inceleme sonunda, sözkonusu şirketteki (Bereket Mensucat) hissemin onbinde 6 ve 375 YTL gibi bir miktarda olduğu, şirketin yönetim kurulu ve sair hiçbir organında yer almadığım, hissemi de bir yıl gibi kısa bir süre sonra kársız olarak 1999 yılında devir ettiğim anlaşılmış olacaktı.
Sayın Çölaşan, şimdi çok küçük bir tasarrufumla bugünkü para birimi ile sadece 375 YTL tutarında ortak olduğum, yetkilisi olmadığım, hiçbir menfaat temin etmediğim, yıllar önce ilgimin kalmadığı bir şirketin hissedarı olmamın ’Türk vatandaşının asla unutmaması gereken bir tablo’ olarak yansıtılmasının doğruluğunun, haklılığının ve basın ilkelerine uygunluğunun takdirini bizzat zatıalinize bırakıyorum. Saygılarımla. Adnan Büyükdeniz."
***
Ben de kendisine saygılar sunuyorum. Ancak, ben Büyükdeniz’in Bereket Mensucat şirketinin büyük ortağı olduğunu, buradan büyük kazanç elde ettiğini, şirketi yönettiğini mi yazmıştım?
Hayır! Belgelediğim olay şuydu: Adnan Büyükdeniz, Kemal Unakıtan’la şirket ortağıdır. Her ikisi de Albaraka kökenlidir.
Ama bazıları "Bunu niye yazdın" diye açıklama gönderiyor.
Açıklama göndermek, eğer yazıda bir yanlış varsa, elbette ki herkesin hakkıdır. Ama yoksa?!..
ÖZELLEŞTİRME İDARESİ AÇIKLAMASI
Şimdi size aynı doğrultuda ikinci bir örnek veriyorum. 22 Mart 2006 tarihli yazımda, Manisa’da Et ve Tavuk Kombinası’nın özelleştirilmesini anlatmıştım. Burası önce May Et isimli firmaya satılmış, bu firma ise tesisi alır almaz Klimasan isimli bir başka kuruluşa satmıştı. Et kombinası kapatılmış, May Et bu satıştan büyük bir para kazanmıştı.Bu ikinci satışın yapılabilmesi için Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından yeni bir karar alınmıştı!Özelleştirme İdaresi Başkanı Metin Kilci imzasıyla gelen yazılı açıklama yazdıklarımı aynen doğruluyor, ancak işin mevzuata uygun olduğunu belirtiyor. Özetliyorum:
"Klimasan, May Et’in bütün yükümlülüklerini üstlenmiştir. Klimasan’dan yeni teminat mektupları alınmıştır. Tesiste sürekli inceleme yapılacak, gerçekleştirilen yatırım tutarı ile istihdam edilen personel sayısının sözleşmede taahhüt edilenin altında kaldığı tespit edilirse, eksik kalan miktara tekabül eden tutarda ceza tahsil edilecektir.
Sözleşme değişikliği ile yatırım ve istihdama ilişkin şartlar ve cezai müeyyideler aynen korunmuştur.
Bu noktalarda herhangi bir iltimastan söz edilemeyeceği gibi, kamu yararının korunmasının amaçlandığı yeterince açıktır."
Özelleştirme yapıyorlar, kombinayı satıyorlar. İşçiler çıkarılıyor, tesis kapatılıyor. Alan firma kombinanın her şeyini söküp götürüyor, sonra tesisi başkalarına satıp aradan büyük paralar kazanıyor.
Bu işlemler normalmiş. Kamu yararı korunmuş. Demek ki özelleştirme böyle yapılıyormuş.