Adamına göre Yüce Divan

Çünkü zamanında bu doğalgaz anlaşmasını imzalarken Türkiye olarak büyük bir kazık yemiştik. Fiyat çok pahalı, koşulların tümü aleyhimize idi. Necmettin Erbakan’ın başında olduğu Refahyol isimli hilkat garibesi hükümet İranlı din kardeşlerimize bizim cebimizden inanılmaz bir kıyak çekmişti.

Aynı kazığın faturasını bugün de ödemeye devam ediyoruz. Öyle ya, anlaşmanın altına imzayı basmışsınız, elin oğlu sizin gözünüzün yaşına bakıp fiyatı indirir mi!

Süreç her açıdan aleyhimize çalışıyor. Her yıl yüz milyonlarca dolar parayı fazladan İran’a ödüyoruz. İran doğalgazına dünya fiyatlarına göre bin metreküp için 2-16 dolar fazladan ödüyoruz. Ayrıca öngörülen miktarda gaz alımı yapmazsak, parasını sanki almış gibi ödüyoruz... Ve ithal ettiğimiz doğalgazın yaklaşık yüzde 20’sini İran’dan alıyoruz.

Bizim başbakan bu konuyu çözmek için İran gezisinde çok diller döktü. Sırf bu konu için Tahran’da fazladan 7 saat kaldı. Sonu sıfıra sıfır, elde var sıfır.

Peki bu rezalet doğalgaz anlaşmasının altında kimin imzası var? Türkiye adına kim imzaladı? Başbakan Necmettin Erbakan hocaefendinin emriyle Refahyol’un Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Recai Kutan. Benim çok sevdiğim tonton Recai beyamca!

Peki kim bunlar? Geçmişte Recep Tayyip Erdoğan’ın hocaları, üstatları, onu eğitip yolunu açanlar.

***

Enerji ve Tabii Kaynaklar eski bakanları Zeki Çakan ve Cumhur Ersümer’in yargılanmasına dün Yüce Divan’da başlandı. AKP tarafından hazırlanıp kabul edilen Meclis Soruşturma Komisyonu Raporu’nda bakınız -özetle- ne deniliyor:

‘Bugün ihtiyacın çok üzerinde gaz arzı ortaya çıkmıştır. Doğalgaza aşırı yüklenme olmuş, arz sistemi riske sokulmuştur.

Cumhur Ersümer ve Zeki Çakan zamanında takip edilen bilime, tekniğe ve kalkınma planlarına aykırı plansız ve hesapsız uygulamalar ülkeyi atıl santral ve doğalgaz anlaşmalarıyla milyarlarca dolar mertebesinde büyük kamu zararına uğratmıştır.

Bu plansız ve hesapsız yapılan doğalgaz ithal anlaşmaları nedeniyle ortaya çıkan kamu zararları milyar dolarlar mertebesinde rakamlarla ifade edilmektedir.

Ülke pahalı Rus gazına bağımlı ve mahkum kılınırken ulusal çıkarlar göz ardı edilmiştir.

Durumlarının Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesi’nce değerlendirilmesi uygun olacaktır.’

***

Türkiye’de kim hırsızlık, yolsuzluk yaptıysa, kim ülkemizi zarara soktuysa, yargılanıp hesap vermesinden yanayım. Zeki Çakan ve Cumhur Ersümer de yargılansın, hesap versin.

Peki ama bu işler olurken ‘adamına göre muamele’ yapılır mı?

Sen benden değilsin, yallah Yüce Divan’a!

Recai Kutan benim hocam, üstadım, geçmişteki patronum, ona dokunmam! Dokunmak bir yana, korurum.

Olur mu böyle şey devlet yönetiminde? Bunlarda olur!

Daha geçen temmuzda İran’da ‘Aman lütfen şu bize attığınız doğalgaz kazığını azaltın, fiyatı indirin’ diye diller döken kimdi? Bu anlaşma nedeniyle Türkiye’nin çok büyük zarar ettiğini İranlı yetkililere kim anlatmaya çalışıyordu?

Şimdi bir kez daha vurguluyorum. İran doğalgazından yediğimiz kazığı en iyi bilen Recep Tayyip Erdoğan. Gezi öncesinde fiyat indirimi isteyeceğini açıklayan, İran’ı ikna edemeyip eli boş dönen de kendisi.

O rezalet anlaşmanın altında geçmişin Enerji ve Tabii Kaynaklar BakanıRecai Kutan’ın imzası var.

Kutan, Erbakan’ın sağ kolu. Erbakan’la birlikte Erdoğan’ı yetiştirip yıldızını parlatanların önde geleni.

Şimdi kim kime kıyak yapıyor, kim kimi nasıl ve hangi hakla koruyup kolluyor?

Başbakan bunları kabul etmiyorsa çıksın ortaya ve desin ki: ‘İran doğalgazında her şey normaldir, yediğimiz kazık yoktur.’ Diyemez.

Şu Türkiye’nin ne durumlara düşürüldüğüne bakın. Adamına göre muameleyi bırakın bir yana, artık ‘adamına göre Yüce Divan’ anlayışı uygulanıyor.

Adalet, yargı ve Yüce Divan bile siyasal ve kişisel hesaplar doğrultusunda kullanılıyor. Ayıp be!