Açılış!!!

BAŞBAKAN ve bakanları hemen her gün, nereye gitseler yeni "açılışlar" yapıyor. Yerlere kırmızı halılar seriliyor, nutuklar veriliyor, havai fişek gösterileri yapılıyor, davullar zurnalar çalıyor. Tantana çok büyük. Bu açılışlar akşam ekranlarda, ertesi gün yazılı basında yer buluyor.

Geçtiğimiz cumartesi günü Konya’da görkemli (!) açılışlar vardı. Başbakan ve ekibi bazı alt ve üstgeçitleri açtı.

Bunlardan birinin açılışı vali, belediye başkanı ve milletvekillerinin katıldığı törenle 15 Kasım günü yapılmıştı. Sonra o geçit, çevre düzenlemesi olmadığı için kapatılmıştı!

İşadamı okurum Konya’dan yazıyor: "Başbakan cumartesi günü aynı geçidi ikinci kez açtı. Yine aynı tanıdık, yağ kokan sahneler. Tören alanına podyum kuruldu, ses ve ışık düzeni yapıldı, fişekler atıldı, gelenlere bol kepçe ikramda bulunuldu. Biz dünyada IMF’ye ikinci borçlu ülke iken bu savurganlığa, göz boyamaya ve kandırmacaya yazık günah değil mi?"

* * *

Başbakan pazar günü Konya’dan İzmir’e geçti ve Aliağa devlet hastanesinin açılışını yine ekibiyle birlikte yaptı. Bu kez yanına Cumhurbaşkanı adaylarından büyük devlet adamı Bülent Arınç’ı da almıştı. Yine parlak nutuklar attı. "Ortada kalan cenazeleri kaldırıyoruz, biz söz verdik mi bitiririz" dedi, kurdeleyi kesti.

Oysa Aliağa Devlet Hastanesi tam 1.5 yıldan bu yana açıktı ve çalışıyordu! İlk hastası Nisan 2004’te yatmıştı! Pazar günü, aylar sonra hastanenin açılış töreni yapılıyordu! Bize özgü bir kara mizah daha!

İşin ilginç yanı, Aliağa’daki SSK hastanesi bu iktidar tarafından kapatılmıştı. Sonuçta bir hastane gitti, yenisi 1.5 yıl önce açıldı ve pazar günü görkemli kutlamalarla açılış töreni yapılmış oldu! Vatana millete hayırlı olsun!

Bu "açılış" olayları çok ilginç! Aynı olay Çankırı’da yaşandı. Yıllardır çalışan bir hastane geçtiğimiz haftalarda yine Başbakan tarafından törenle açıldığında, hastalar pencereden bakıyor ve olup biteni hayretle, ibretle izliyordu!

Bu açılışların yapıldığı il ve ilçelerde yerel muhabirlere çok önemli bir görev düşüyor: Güya açılışı yapılan tesislerin ne zamandan beri açık olduğunu kamuoyuna duyurmak.

Başbakan Siirt’te mobilya mağazası ve market, Rize’de çeyiz mağazası da açmıştı. Bu törenler ufkumuzun aydınlık olduğunu gösteriyordu.

Tam 3 yıldan beri bir tek büyük proje başlatamayan, bir tek büyük projeye imza atamayan iktidar, böyle küçük açılışlar, yerlere serilen kırmızı halılar ve kürsülerde atılan nutuklarla gününü gün ediyor.

* * *

Yeri gelmişken, bir olay daha! Kapıkule’de tam 11 trilyona mal olan Hamzabeyli sınır kapısı, baştan sona yanlış ve eksik yapılan proje nedeniyle çalışmıyor. Kapı geçtiğimiz haziran ayında Tayyip Bey tarafından hizmete açılmış, törene Bulgar başbakanı da katılmıştı. Yine görkemli törenler düzenlenmişti. Burası şimdi baştan sona yeniden yapılacak!

Açılışlar orada, sorumlular nerede?

KÜSTAHLIK

AKP milletvekili Resul Tosun birkaç gün önce verdiği demeçte Meclis Muhafız Taburu’nun buradan alınıp Harp Okulu’na taşınmasını, ayrıca kent merkezindeki askeri birliklerin de kent dışına gönderilmesini istemişti. Bu anlamsız isteğe Genelkurmay sert bir yanıt vermişti:

"Endişe ve hayretle karşılıyoruz. Bu sözler hezeyandır." (Hezeyan: Sayıklamak, saçma sapan konuşmak.)

Birkaç gün sonra, AB yetkilisi Lagendijk, Orhan Pamuk duruşmasında romancıyı savunmak için Türkiye’ye geldi ve şöyle konuştu:

"Türk ordusu (Güneydoğu’da) provokasyona (kışkırtmaya) geçti, PKK buna cevap verdi. Ordu, PKK ile savaşmaya bayılıyor. Bu durum orduyu gündemde tutuyor."

* * *

Bu sözleri 70 milyon insanımızla birlikte hazmetmek, sineye çekmek zorunda kaldık.

Hükümetin protesto etmesi yetmiyor. AB’nin bu inanılmaz küstahlığına "dur" diyecek bir makam, bir güç olması gerekiyor.

Adamlar gelip mahkemelerimize baskı uyguluyor.

Adamlar Türk ordusuna bile iftiralar yağdırıyor.

Yarın başımıza daha büyük belalar açılacak.

Bütün kurumlar -Genelkurmay dahil- sessiz.

Hadise birkaç protesto cümlesiyle geçiştirilecek kadar basit değil.

Türkiye, AB’nin güdümüne sokuldu.

Başımıza bunların geleceğini, bu olacakları burada yüzlerce kez yazdım. Keşke yanılmış olsaydım.
Yazarın Tüm Yazıları