Paylaş
Bu köşede açıklama yayınlamak tatsız iştir. Doğruları yazarsınız, yine açıklama gelir. Yanıt verme hakkına duyduğunuz saygı nedeniyle yayınlarsınız ama bir yazınızı yitirmiş olursunuz. Şimdi Karayolları Genel Müdürü Dinçer Yiğit'in gönderdiği yazılı açıklamayı, üzerinde hiçbir yorum yapmadan size iletiyorum:
‘‘21 Mart 2000 tarihli Hürriyet Gazetesi'ndeki köşenizde yayımlanan ‘‘Bayram Rezaleti’’ başlıklı yazınızda ve yine aynı gün saat 21.05'te NTV'de yayınlanan ‘‘Kapalı Kapılar Ardında’’ adlı programda İstanbul-Ankara güzergáhındaki Otoyolda ve Bolu Dağı'ndaki devlet yolumuzda yoğunlaşan bayram trafiğine değinmekte ve Karayolları teşkilatının çalışanlarını eleştirmektesiniz.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, bu yıl 50. kuruluş yıldönümünü idrak etmekte olan Karayolları Teşkilatımız faaliyet alanına giren konularda 50 yıllık bir bilgi birikimi ve deneyimle sadece ülkemiz içinde değil, ülke sınırları dışında da ortaya koyduğu çalışmalarla haklı bir saygınlık kazanmıştır. İşçisinden genel müdürüne kadar yaklaşık 27.000 personeli ile hizmet yürüten bu kuruluş, faaliyetlerini tamamen karayolu mühendisliğinin teknik ve bilimsel kurallarına uygun olarak sürdürmektedir.
Ülke genelinde her yıl yaklaşık 58.000 km'lik yol ağı üzerinde 5.800 adet makina ve ekipman, 5.900 personel ile özverili bir biçimde gerçekleştirilen kar ve buz mücadelesi hizmeti de bu anlayışla tekniğine uygun olarak gerçekleştirilmektedir. Bu bağlamda, nerede hangi koşulda tuz uygulamasının yapılması, hangi aşamada karın bıçakla sıyrılması gerektiği, hangi kesimde tuz ile birlikte agrega kullanılmasının uygun olacağı gibi hususlar tamamen karayolu mühendisliğinin teknik ayrıntılarını oluşturmaktadır. Bu ayrıntılar hakkında bilgi edinmeden olaylara teşhis koymanın ve yorum getirmenin doğru olmadığını ve kamuoyunu yanlış bilgilendirmenin ötesinde karayolları gibi saygın bir teşkilatın özverili çalışanlarını eleştirmenin haksızlık olacağını ifade etmek isterim.
Tüm kış mevsimi boyunca 24 saat hizmet veren Karayolları Teşkilatınca, bayram nedeniyle sorumluluğumuz altındaki tüm yollarda olduğu gibi, Bolu Dağı devlet yolu ve İstanbul-Ankara Otoyolunda da kar mücadelesi ve gişe hizmetleriyle ilgili tüm elemanların izinleri kaldırılarak bu noktalarda hizmetler aralıksız sürdürülmüştür.
18-19 Mart Cumartesi ve Pazar günlerinde (bayramın son iki günü), Bolu dağında Abant Kavşağı-Kaynaşlı arasındaki 20 km'lik kesimde 10 adet kar mücadele aracı (bıçaklı kamyon ve tuz serici), 1 adet yükleyici ve 34 adet personel görevlendirilmiş, sadece bu iki gün boyunca bu kesimde 1000 ton saf tuz kullanılmıştır. (Tüm kış boyunca bu kesimde kullanılan saf tuz miktarı 6000 tondur.)
Yine aynı tarihlerde Bolu-Ankara Otoyolunda ise 111 adet personel görevlendirilmiş ve 34 adet kar mücadele aracı (bıçaklı kamyon ve tuz serici), 2000 ton saf tuz kullanılmıştır. (Bu kesimde kış sezonu boyunca kullanılan saf tuz miktarı 15.000 tondur.)
Gişe hizmetleriyle ilgili olarak ise bu süre içerisinde Kaynaşlı gişelerinde 15, Çaydurt gişelerinde 19, Mürted gişelerinde ise 18 gişe memuru görevlendirilmiştir.
Tatil dönüşünün yoğunlaştığı bayramın son iki gününde, başta genel müdür olarak ben ve tüm ilgili yönetim kadromuz otoyollardaki ve Bolu Dağı'ndaki çalışmaları izlemek, denetlemek üzere yolun trafiğe açık tutulması için yoğun bir aralıksız olarak sürdürülen çalışmalara gece de ara vermeksizin sabah saatlerine kadar bizzat iştirak ettik.
Bolu Dağı Geçişi devlet yolu 1999 yılı sonunda 2x2 bölünmüş yol olarak bitirilmiş olup, bu güzergáhta trafik güvenliğini sağlayan ‘‘Akıllı Yollar Projesi’’ olarak tanımlanan bir sistem kurularak, bu sistemle yol çevresindeki hava durumu ile yolda seyreden trafik akışı kameralar tarafından izlenerek sabit ve değişken mesaj levhaları aracılığıyla yol kullanıcıları uyarılmaktadır. Bu sistemle elde edilen bilgiler sistemin bünyesinde muhafaza edilerek, Bolu Dağı'ndaki bakımevi kontrol merkezinden ve Genel Müdür olarak odamdaki bilgisayardan sürekli takip edilmektedir.
Normal günlerde 20 bin araca ulaşan Bolu Dağı trafiği 9 günlük bayram tatilinin son iki gününde toplam 200 bin araca ulaşmış ve 4 şeritli yolun trafik yükü artmıştır. Bu olumsuz şartlarda Bolu Dağı'nda yığılan trafik, Karayolları ekiplerimizin özverili ve aralıksız çalışmaları sonucu boşaltılarak normal seyrine dönmüştür.
Görev mahallinde bizzat çalışmaları denetlediğim için kesinlikle ifade ediyorum ki, yolda kar veya buzlanmadan dolayı geçit vermeme veya tıkanma söz konusu olmamıştır.
Tüm uyarılara rağmen, trafiğin zaman zaman hareketsiz kalış nedeni, zincir takma mecburiyeti olan kesimlerde araçların pek çoğunun bu kurala uymaması, araç lastiklerinin aşınmış ve kullanılamaz durumda bulunması ve araçların şerit ihlali yaparak kaymaları neticesinde yolu kapatmalarıdır.
Özellikle ağır araçların kaymaları ve kaza yapmaları sonucunda hem kendileri hareketsiz kalmış, hem arkadaki trafiği aksatarak uzun araç konvoyları oluşmasına neden olunmuş, hem de Karayolları ekiplerimizin olay mahalline gelerek kurtarma ve trafiği düzenleme çalışmalarına engel olunmuştur.
Bu tür kural dışı araç kullanan sürücülerin neden olduğu olumsuzlukları Karayolları teşkilatına ve onun özverili çalışanlarına yüklemenin hakkaniyet kurallarına uymadığı kanaatindeyim. Bu nedenle, bu doğrultudaki uyarılarınızı tedbirsiz ve trafik kurallarına uymayan sürücülere yöneltmenizin daha yararlı olacağı kanısındayım.
Sayın Çölaşan, söz konusu yazınız ve adı geçen televizyon programındaki konuşmanızda dile getirdiğiniz görüşlerinizin, her yıl kar mücadelesinde en az 10 şehit veren Karayolları Teşkilatının en üst düzey personelinden işçisine kadar güç koşullarda canları pahasına hizmet üreten çalışanlarını incitmiş olduğunu bilmenizi isterim.
Karayolları faaliyetleri ile ilgili olarak topluma bilgi aktarma ihtiyacını hissettiğinizde size doğru ve teknik içerikli bilgileri her zaman sunmaya hazır olduğumu ifade eder, saygılar sunarım.’’
Paylaş