DÜN bizim gazetenin manşeti muhteşemdi: "Üniversitede 3l Mart vakası." İstanbul Üniversitesi’nde bir grup, geçtiğimiz 31 Mart günü öğrencileri kantine kapamışlar, Kuran okuyarak 31 Mart’ı anmışlar! Nedir 31 Mart olayı? Bu iğrençliği bilmek zorundayız.
1908 yılında Padişah Abdülhamid. Bütün ülkede özgürlük rüzgárları esiyor, baskı yönetiminden bunalan İttihat Terakki yanlısı aydın subaylar Rumeli’de Abdülhamid’e karşı ayaklanıp dağa çıkıyor. Padişah korkuyor ve Meşrutiyet yönetimini ilan edip uzun yıllar önce kapattığı Meclis’i yeniden açmak zorunda kalıyor.
Fakat bir süre sonra, bunu hazmedemeyen yobazlar (31 Mart 1909) İstanbul’da ayaklanıyor. "Din elden gidiyor, şeriat isterük" naralarıyla sokaklara yayılan asiler yolda gördükleri subayları, sivilleri, milletvekillerini öldürmeye başlıyor. Ayaklananların çoğu Rumeli taraflarından getirilen, Meşrutiyet rejimini koruma görevi verilen ve şeriatçı Volkan Gazetesi tarafından kışkırtılan avcı taburları.
İmparatorluğun başkentinde kan gövdeyi götürüyor. Yobazlar İstanbul’u ele geçiriyor. İrtica isyanını bastırmak için Selanik’ten yola bir ordu çıkarılıyor ve adına "Hareket Ordusu" deniliyor. Ordu trenlerle ve isyandan 10 gün sonra İstanbul’a ulaşıyor. İsyan bastırılıyor, asiler tepeleniyor.
Türk ordusu o günlerde bile yobazlara karşı mücadele veriyor. Ordunun ilerici niteliği günümüze kadar hiçbir zaman bozulmuyor.
İşin ilginç yanı, 31 Mart isyanını bastıran Hareket Ordusu’nun kadrosu. Burada size isimlerden bazılarını vereceğim. Ülkemizin geleceğini yaratan muhteşem bir kadrodur, lütfen dikkatle okuyunuz.
***
İşin başında Mahmut Şevket Paşa. Daha sonra Sadrazam oldu, 1913 yılında İstanbul’da suikast sonucu öldürüldü.
Kurmay Başkanı Kurmay Yüzbaşı Mustafa Kemal (Atatürk). Binbaşı Fethi (Okyar), Cumhuriyet döneminde başbakan. Kurmay Yüzbaşı İsmet (İnönü). Kurmay Yüzbaşı Hafız Hakkı. Enver Paşa’nın sağ kolu. Doğu cephesinde tifüs hastalığından öldü. Yarbay Cemal. Sonraki yılların ünlü Cemal Paşa’sı. 4. Ordu komutanı, Suriye genel valisi. 1922 yılında Ermeniler tarafından Tiflis’te şehit edildi. Kurmay Yüzbaşı Süleyman Askeri. Sonra Teşkilat-ı Mahsusa (İstihbarat örgütü) başkanı, silahşor. Irak cephesinde şehit oldu. Yüzbaşı Ohrili Eyüp Sabri. İttihat Terakki kurucularından, hürriyet kahramanı. Cumhuriyet döneminde milletvekili. Piyade Yüzbaşı Resneli Niyazi. Abdülhamid’e karşı dağa çıkanlardan hürriyet kahramanı. Arnavutluk’ta öldürüldü. Üsteğmen Yakup Cemil. İttihat Terakki’nin bir numaralı silahşoru ve tetikçisi. 1916 yılında Enver Paşa’ya karşı hükümet darbesi hazırladığı iddiasıyla idam edildi.Süvari Yüzbaşı Mümtaz. Enver Paşa’nın meşhur yaveri. Üsteğmen Ömer Naci. İttihat Terakki’nin konferansçısı. Birinci Dünya Savaşında İran’da tifüsten öldü. Jandarma Yüzbaşı Sarı Efe Edip. Rumeli’de İttihatçı komitacı.Milli Mücadele kahramanlarından. Atatürk’e karşı düzenlenen İzmir suikastına karıştığı için idam edildi.
(Hareket Ordusu ile Selanik’ten İstanbul’a gelip isyanı bastıranlardan Hilmi, Şükrü, Abdülkadir, doktor Abidin, İsmail Canbolat beyler de İzmir suikastına katıldıkları gerekçesiyle, İstiklal Mahkemesi’nde yargılanıp idam edildiler.)
Piyade Yüzbaşı Ali (Çetinkaya). 1919 yılında Yunan ordusuna Ayvalık’ta ilk kurşunu atanlardan. Cumhuriyet döneminde bakan, İstiklal Mahkemesi başkanı. Kurmay Yüzbaşı Kazım (Özalp). Cumhuriyet döneminde Meclis Başkanı. Kurmay Yüzbaşı Ali İhsan (Sabis). İstiklal Harbi’nde ordu kumandanı, sonra milletvekili. Kurmay Binbaşı Muhtar. 31 Mart irtica ayaklanmasında asiler tarafından şehit edildi. İstanbul’daki Şehit Muhtar Caddesi onun ismini taşır.
***
Şu görkemli kadroya bakınız. İmparatorluk çökme aşamasına gelmişken Selanik’ten yola çıkıp İstanbul’a geliyorlar ve 31 Mart irtica isyanını bastırıyorlar. Bir Hareket Ordusu ki, içinde kimler var!
Atatürk’ten İnönü’ye, Yakup Cemil’den Sarı Efe Edip’e, Cemal Paşa’dan Fethi Okyar’a inanılmaz bir kadro.
Bazıları daha sonra Birinci Dünya Savaşı’nda ölen, kurşuna dizilen, bazıları İstiklal Harbi’nde kahramanca savaşan, Cumhuriyet dönemine damgasını vuran subaylar... Ve bazıları 1926’da İzmir’de Atatürk’e suikast girişiminde bulunduğu için idam edilenler...
31 Mart irtica isyanı, tarihimizin bir kara lekesidir.
İsyan Türk ordusu tarafından bastırıldı, suçlular idam edildi. Hemen ardından Abdülhamid tahttan indirilip Selanik’e sürgün gönderildi. 1912 yılında Balkan Savaşı patlayıp Rumeli elimizden çıkmaya başladığında, düşmanın eline geçmesin diye yine İstanbul’a getirildi. Padişah Abdülhamid isyanı destekledi mi? Bu sorunun yanıtı bugün bile bilinmiyor.
Bilinen tek şey: İrtica geçmişte açıktan tavır koyar, isyan ederdi. Günümüzde ise irtica "demokrasi" kavramının ardına sığınarak devletin kurumlarına, belediyelere ve özellikle eğitime çöreklendi. Din bezirgánlığı ve din tüccarlığı, devlete ve ülke yönetimine açıkça egemen kılındı. Hortumların ve cukkaların çoğu artık -ne acıdır- dinimiz kullanılarak yapılıyor.
Aradan 97 yıl geçmiş, bu kadarcık fark olmasın mı!