23 Nisan törenlerinde Başbakan yok! Niçin? Hasta, evinde dinleniyor! Ama ertesi gün -dün, pazartesi- evinden aslanlar gibi çıkıp Bakanlar Kurulu toplantısına katıldı. Hastalığı bir gecede sona ermişti!
Durumu çok mu kötüydü ki, 23 Nisan törenlerine katılmadı?
Hayır, sadece katılmak istemedi. İçinden gelmedi. Bu angaryaya katlanmayı gereksiz gördü.
Meclis’te düzenlenen törenlerde olanları hep birlikte izledik. Gönlünde "Cumhurbaşkanlığı" yatan Meclis Başkanı yine laiklik ve sıkmabaş üzerine esip gürledi. Kendisine yatırım yapıyor, Atatürk’ün bayramına bu kavramları sokmaktan çekinmiyordu. Bir düşünün, böyle bir bayramda yurdun dört bir yanından öğrenciler çağırdılar. İmam hatip öğrencisi liselileri özel siparişle getirttiler.
Çocuk bayramında 21 yaşında, askerlik çağında imam hatip öğrencileri!.. Ve bunlar Meclis kürsüsünden konuşma yaptılar. Ellerine verilen -kimler tarafından yazıldığı belli- metinleri okudular:
"İmam hatipliler olarak engel tanımayız. Bilin ki zirveye çıkacağız... YÖK kanunu değişmelidir..."
Kendi siyasal görüşlerini imam hatip öğrencilerine okuttular. Kimseden tık yok!
* * *
Sonra sıra geldi Meclis Başkanı Bülent Arınç’ın konuşmasına! Aylardan beri o günü bekliyordu. Mesajlarını verecek, siyasi yatırım yapacaktı. Nasılsa hiç kimse ses çıkarmayacak, tepki vermeyecekti. Esti ve gürledi. Kendisini dinleyen Cumhurbaşkanı ile komutanlara sözlü muhtıra verdi:
"Türban konusunda referanduma gidelim. Türban engelleniyor. Yasaklar kaldırılsın. Anayasa’yı değiştirelim. Böyle laiklik olmaz. Böylesi dünyada yok. Kamusal alan ve laikliği tartışalım. Laiklik adına inançlar kısıtlanıyor. Bazı kurumlar kendilerinin daha üstün olduğunu sanmaktadır. Saltanat kaldırıldı ama bazı kurumların saltanatı devam ediyor. (Herhalde Cumhurbaşkanlığı, Türk ordusu, YÖK ve yargıyı kastediyor! Henüz ele geçiremedikleri kurumlar bunlar.)
Bu sözlerinin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’yla ne ilgisi var?
23 Nisan Arınç’ın siyaset atraksiyonu yapacağı tarih mi?
Ama yaptı. Fütursuzca, çekinmeden yaptı. Konuşma metnini önceden Tayyip Erdoğan’a gönderip onayını almıştı.
Öyle ya, kendisini geleceğin "Cumhurbaşkanı" olarak düşlüyor. Bir hata yapmak, liderini karşısına almak istemezdi!
’EĞİTİM’ BU MU?
Milliliği kalmayan, gerici kadrolaşmanın doruk noktasına çıktığı Eğitim Bakanlığı neler yapıyor? İşte örnekler. Afyon’da yayınlanan Sözcü Gazetesi’nin 17 Nisan 2006 tarihli nüshasının haber başlığı:
"Kutlu Doğum Haftası nedeniyle Afyon’da ilköğretim okulları arasında Hz. Muhammet konulu bilgi yarışması yapıldı. Hacı Hayriye Özsoy İlköğretim Okulu birinci oldu. Fatih Lisesi konferans salonunda yapılan yarışmaya (16 ilköğretim okulundan) öğrenciler katıldı. Yarışmada öğrencilere Hz. Muhammet’in hayatı, davranışları, düşünceleri ve o döneme ait bilgiler soruldu. Yarışma sırasında ayrıca Funda Çobanoğlu isimli öğrenci ilahiler okudu. Dereceye girenlere çeşitli hediyeler verildi."
Afyon Valisi nerede?
İstanbul Gaziosmanpaşa Atatürk Lisesi öğrencileri yazıyor: "Okulumuzda Kutlu Doğum yarışması açmışlardı. 21 Nisan Cuma günü bayramı anma törenimizin ortasında belediye başkanı geldi ve okulumuzda dereceye giren öğrenciye bisiklet hediye etti. Nutuk attılar ve gittiler. Biz kaldığımız yerden devam ettik."
Peygamberimizin doğum haftasını birkaç yıl öncesine kadar hiç kutlamazdık! Ayrıca hiçbir İslam ülkesinde böyle bir uygulama yok. Ne zaman ki bunlar iktidar oldu, oy avcılığına yönelik kutlamalar başladı...
Ve kutlamalar camilerde falan değil, ülkenin dört bir yanındaki ilköğretim okulları ve liselerde yapılıyor.
İlköğretim okullarında ve liselerde bu tür kutlamaların, bu tür törenlerin ne işi var? Bir basılı çağrı daha:
"Boyabat Anadolu Lisesi tarafından hazırlanan Örnek İnsan Hz. Muhammet isimli Kutlu Doğum Haftası programına tüm halkımız, öğretmen ve öğrencilerimiz davetlidir. 20 Nisan saat 20." (Sinop Valisi bu toplantıyı yaptırmadı.)
Ey "Eğitim" Bakanı Hüseyin Çelik, okullarımızda bir Atatürk haftası yaptırıyor musunuz? Küçük öğrencilere laiklik, devrimler gibi kavramları verdiriyor musunuz?
İlköğretim okulları ve liseler dahil Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün kurumlarına el attılar. Oy avcılığı için din ticaretine artık okulları ve öğrencileri alet ediyorlar. Türkiye nereye?..