Tren insanlarından ve Karabüklülerden Suna Abla’ya selam
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Tiyatro sahnesi, trene ve istasyona çok yakışıyor. Bunu kelimelerle anlatmak mümkün değil; mutlaka bir şehre gelip görmelisiniz.
Oyuncular, Hayrettin Aslan, Özdemir Çiftçioğlu, Sibel Altan, Sarp Aydınoğlu, Burcu Doğan, Ümit İlban. Kostümlerin yıkanmasından söküklerin dikilmesine, tiyatronun her şeyi Asiye Çeviker ve teknisyen İlhami Gürsoy... Akbank Çocuk Tiyatrosu da Hürriyet Hakkımızdır/Tren Özgürlüktür projesine çok yakışıyor; bunu da ancak onların heyecanını izlerken hissedebilirsiniz.
Artık onlar da Hürriyet’ten, Demiryolları’ndan, Af Örgütü’nden, Mimar Sinan Fotoğraf Bölümü’nden, belgeselcilerden ve CNN Türk’çülerden oluşan tüm tren insanları gibi, "biz" derken sadece tiyatroyu değil, tüm treni kastediyorlar. Bu "Tren İnsanları" bir başka; daha önce hiç tanışmamışken "dar" bir alanda bir araya gelmiş "sekiz benzemez"ler (80 kişiyiz), o her yerde kullanılıp içi boşaltılan "sinerji" kelimesini küllerinden yeniden doğurdular: Hayrettin’in deyimiyle, ikiyle ikinin beş değil, sekiz ettiğini gösterdiler.
Tüm tren insanları olarak, dün Karabük’te garda, kentin mülki erkánıyla birlikte Suna Pekusyal’a bir selam sarkıttık. Ti sesi eşliğinde saygıyla durduk, "Ruhun şadolsun" deyip alkışlarla uğurladık. Özdemir Çiftçioğlu, Orhan Arıburnu’nun şu dizesini hatırlattı hepimize: "Bir de şu trampetler çalmasa..."
O trampetler çalsa da Akbank Çocuk Tiyatrosu, Hürriyet Hakkımızdır treniyle bütünleşmiş olarak yoluna devam ediyor. "Başlarken çok tereddütüm vardı" diyor Özdemir: "Ama yolları aştıkça korkularım coşkuya dönüştü. Şimdi hepimiz, bir an önce başka yere gidelim, başka insanlarla karşılaşalım, diyoruz."
Hayrettin ve Özdemir sabah kompartmanda, bir taraftan yanlarından geçen Anadolu topraklarına bakarken, "Ne iyi ki böyle bir şansı yakalamışız" diyorlar. "Demek ki abi ve ablalarımızın bize devrettikleri misyonda bu da varmış. Demek ki gittiğimiz illerin ilçelerin çocuklarına Suna Abla’nın da selamını götürecekmişiz."
Ve onlardan son söz: Sanatçı anarşisttir. Kimsenin söyleyemeyeceği lafları cesaretle söyler. İnsan haklarını, özgürlüğü, demokrasiyi korkmadan bağırır. Dileriz ki toplumumuzda, bu trendeki gibi anarşistler çoğalsın.